Bismillahirrahmanirrahim
Allah’ın “Her nefis mutlaka ölümü tadacaktır” kanunu değiştirilemez bir İlahi Anayasa hükmüdür. Onun için Dünya evine sırayla gelinir, ama Dünya’dan kurayla gidilir! Şöyle ki; mantığımıza göre sırayla gelenlerin sırayla ölmeleri lazım. Önce dede ve nene, sonra baba ve anne ve sonra çocukların ölmeleri gerekli! Burada mantık işlemez. Sırayla geliyoruz, fakat seçilerek gidiyoruz.
Bazen torun dededen önce fani alemden ebedi aleme göç ediyor. Ahiretin gümrük kapısı kabir evine ölüm yolculuğuyla ulaşıyor.
Sırayla ölseydik; azanların, günah işleyenlerin sayısı daha da çok olurdu. Ölüm; “Nasılsa dedem hayatta! Bana daha çok var! Yaşamama, eğlenmeme bakayım, babam ölüp sıra bana gelince tövbe eder, Allah’ın emir ve yasaklarına uymaya başlarım” demeye imkan bırakmıyor! Çünkü seçilerek alınıyoruz! Her an ölüm denen kaçınılmaz gerçeğe hazırlıklı olmak mecburiyetindeyiz.
Sırayla ölseydik ve ölümün tarihi, saati belli olsaydı; Dünya’da fabrikalar kadar tımarhaneler olurdu. Sırası gelenlerin “Ölümüme bir ayım kaldı, bir haftam kaldı, bir günüm kaldı” diye bağıra bağıra sokaklarda ölüm korkusuyla delice koştuklarını görürdük.
Ölümü sırayla değil de, seçerek takdir etmesi ve ölümün zamanını gizlemesi Allah’ın, biz kullarına merhametindendir! Çünkü O’nun lütfu da hoş! Kahrı da hoş!
Allah’ın, biz kullarına en büyük ikramı Dünya okulundan mezuniyetimizi güzel bir şekilde tamamlamamızdır. Yani son nefesimizi Hak yolda ve helal yolda, güzel yerde ve güzel bir şekilde verebilmek! Ne tatlı ve ne güzel bir sonuç! Allah hepimizin sonunu güzel kılsın!
Sigara dumanları içindeki kahve masalarında, uyuşturucu ve içki içerken veya faiz, zina vs. diğer haramları işlerken ölüm acısını tadan bedbahtlardan olmak ne acı ve ne feci bir sonuç! Allah korusun!
Hafta başında Soma’da maden ocağında çalışırken hayatını kaybeden Mü’min kardeşlerimiz, ailelerinin helal yoldan geçimini temin ederken iş kazasıyla şehit oldular İnşallah! Bu feci kaza hepimizin yüreğini yaktı. Bir çoğunun dedeleri, neneleri, anne babaları hayattayken onlar seçildiler. Genç yaşta ölüm kurasına tabi tutuldular! Tek tesellimiz, helal rızık kazanma uğruna, alın terlerini dökerken, Allah’ın razı olduğu bir halde iken şehid olmaları. Allah (c.c) makamlarını Cennet eylesin.
“Nerede bulunursanız bulunun: Sağlam, yüksek kulelerde, (hatta eflâke ser çeken) gökteki yıldız burçlarında bile olsanız, ölüm mutlaka size yetişir.(Nisa S.78)” ve “Onların ecelleri geldiği vakit, ne bir saat evvele alınır ne de bir saat ileri!(Nahl S. 61)” Ayeti Kerimelerinde belirtilen ilahi hüküm gereği ölümü önleme irademiz yok! Fakat kul planında gerekli tedbirleri alma irademiz var!
Soma’da meydana gelen Maden ocağının patlaması sonunda yüzlerce ocak sönüverdi. Acımız millet olarak çok büyük! Başka daha yeni ocaklar sönmemesi için iktidar, muhalefet, bürokrasi, işçi ve işverenler olarak sorumluluklarımız var. Bu faciadan gereken dersleri çıkarıp acil, orta ve uzun vadeli tedbirleri birlikte almalıyız!!
Nitekim; Rize Belediye başkanlığımız döneminde beş katlı otopark olarak inşaatına başladığımız Rize Belediye binası inşaatının ilk katının betonunu attıktan sonra gelen ihbar üzere betonu söktürdüğümüzde, bazı demirlerin belediye kontrolünden sonra gece çalındığına şahit olmuştuk. Neticede inşaatı yıktırmış ve inşaat firması ile sahibi hakkında da gerekli yasal işlemleri yapıp, inşaatı yeniden yaptırmıştık.
17 Ağustos 1999 depreminde de, bu İnşaat hırsızı firmaların ihanetlerinin bedelini ağır şekilde ödemedik mi? Deniz kumundan inşaat yapanların acı sonlarını ve depremzedelerin enkaz altındaki çığlıklarını gözyaşlarımızla dinlemedik mi?
Günümüzde de; bazı büyük firma sahibi müteahhitlerin Okul v.s Kamu binaları ve kendi dev gökdelenlerinin inşaatlarını yaparken malzemelerden çaldıklarına ve projeye uymadıklarına dair şikayetler alıyoruz.
Ölüm ve ötesi hayattan korkmayan ve büyük buluşma ve duruşma günündeki o ağır hesaplaşmayı unutan bu firmaların denetimleri hızla arttırılmalıdır. Denetimden önce gönderilen müfettişler denetlenmelidir!!!
Aksi taktirde yeni bir olası Maden faciasında ve depremde binlerce ocak bunlar yüzünden sönerse, bu yetimlerin ahı ve çığlığı, sorumluluğu olan herkesi yakar ve yok eder!
Ölümü önleme irademiz yok! Ama, hayattayken alacağımız tedbirlerle Dünyevi ve Uhrevi Cehennemi önleme ve Cennete kavuşma irademiz var! Sonsuz evimiz Ahiret Yurdunda Cehennem Cezaevine girmemek için kulluk görevlerini yapma özgürlüğümüz var!
İş kazasında hayatını kaybeden kardeşlerime Allah’tan rahmet, yaralılara şifa, ve ailelerine sabır diliyorum.
Milletimizin ve Devletimizin başı sağ olsun.