Ne yazılır böyle bir durumda ne anlatılır; vaziyeti layık-ı vechiyle tarif edecek kelimeler nasıl bulunur bilemiyorum.
Baykal’la birlikte 4 gündür ben de susuyordum; zihnime üşüşen onlarca soruyla, kalbimi saran tarifsiz kaygıyla ve midemin başını büzen amansız bir ağrıyla kala kaldım 4 gün bende öylece.. Kah dipsiz bir kuyuya düştüm, kah dikenli yolda yürüdüm..
Sanırım bugünü bekliyordum. Cılız bir ihtimale sığındı yüreğim tam 4 gündür. Baykal çıkacak, bu koca suskunluğun ardından “Her şey bir kurgudan ibaret, yapılan sadece iğrenç bir komplo” deyip bizi, yaşadığımız ülkede hiçbir şekilde güvende olmadığımız gibi korkunç bir gerçeğin kucağına atacak.
Biri birine tercih edilir mi? Ben ettim..
Şu bir gerçek ki; bu olayla, gözümüzü hırs bürüdüğünde ne kadar iğrençleşebileceğimizin, dünyada yükselmek uğruna ne kadar alçalabileceğimizin, dahası insanlıktan çıkmışlığımızın canlı şahidi olmak istemedim. Bir insanın, insan icadı bir araçla, sadece dünyevi çıkarları uğruna bu kadar hayvanlaşabileceğini bilmek istemedim.
Bugün ben herkesin yaptığını yapmak istemiyorum! Ne Baykal’ın inkar edilmemiş günahı, ne Sayın Başbakanımızın Baykal’ı ve toplumsal ahlakı korumaya çalışan samimiyetiz tavrı, ne de istifa sonrası içine düşülen siyasi hesaplaşma ilgilendirmiyor beni.
Bu gün beni kul hakkını unutmuş, ilkesiz, ruhsuz, vicdansız insanlar haline dönüşümüz ilgilendiriyor. Böylesine ahlak dışı bir olayın ardından etrafa ahlak nutku çekerken, bu kadar korunaksız bir ortamda bir gün aynı şeyin bizim de başımıza gelebileceği gerçeğini ıskaladığımız ilgilendiriyor..
Çünkü unutuyoruz, “Kim dünyada bir Müslümanın kusurunu örterse, Allah da dünya ve ahirette onun kusurunu örter.” hadisini;
Çünkü unutuyoruz, Rabbimizin tüm günahları bağışlayabileceğini ama kul hakkını bundan hariç tuttuğunu; ve unutuyoruz hırsının esiri olmuş bir Allah’tan korkmazın, bizi de bir gün iğrenç senaryolarından birine başrol seçebileceğini..
Evet böyle! Şakası yok bunların!
Başkasının noksanından medet uman, aklıyla alt edemediğini bel altından vurarak yenmeye çalışan bu insancıkların, hedeflerine giden yolda her şeyi mübah saydıkları bir gerçek.
Sayın Baykal yalanlamadı belki; ama bu tamamen kurgu da olabilirdi. İleri teknolojiyle bugün yapılmayacak şey yok. Hiç yapmadığınız bir telefon görüşmesi size ait çıkabilir; hiç yazışmadığınız biriyle MSN’de görüşebilirsiniz.. Yada hiç tanışmadığınız bir kişiyle olmayan mahrem görüntüleriniz internette servise sunulabilir.
Ondan sonra istediğiniz kadar kendinizi aklamaya çalışın; çünkü yaşadığınız toplumun olayları değerlendirme yetenekleri sınırlıdır; ufukları sığdır; hüküm vermeleri peşindir ve tabii ki infazları yargısızdır.
Daha da acısı, canımızı, malımızı, namusumuzu korusun diye başa geçirdiğimiz Başbakanımız’ın, vatandaşları dinleniyorum korkusuyla yaşıyor umurunda değil.. Siyasi rakibinin şerefiyle oynanıyor; toplumda derin yaralar açacak görüntüleri görmeyen kalmamış, o hala görüntüleri izlemediğiyle, yada ikinci kaseti devreye sokmadığıyla övünüyor.
Allah’ım kabus gibi!
Midemin başına büzüşen ağrı geçmedi geçmeyecek!