“Kavmin (topluluk) efendisi, ona hizmet edendir.”
Hz. Muhammed (S.A.V)
Bir Belediye Başkanı, toplumun efendisi olmak istiyorsa, “HİZMETKAR” psikolojisi ile hareket etmelidir. Çünkü “BAŞKAN” kelimesi insanın gurur ve enaniyetini okşayabilir. Öyleyse daha çok “HİZMETKAR” olgusunu öne çıkarmalı…
Hizmetinde bulunduğu topluluk içinde, her türlü insan olduğunu düşünüp, çok aykırı teklifler önüne geleceğini ve damarına dokundurucu sözlerle karşılaşacağını düşünüp, “SABIRLI” olmalıdır. İdarecinin payına düşen “SABIR” dır.
Belediye Başkanı “MÜZAKERECİ” olmalı. Bilgili olduğu konularda bile yanındakine danışmalıdır. Hadis-i Şerif’te Peygamber Efendimiz: “İstişare eden (danışan)yanılmaz.” Buyuruyor.
Belediye Başkanı, o beldenin haberlerini yaymakla görevli neşriyat yapan kurumlarla (Televizyon, gazete, site vb), yani, yerel medya ile sıcak ilişkileri olmalı, onlarla koordineli hareket etmelidir. En geç ayda bir, bütün medyayı çağırıp bir aylık icraatlarını millete anlatmalı, eleştirilerini almalıdır. Adeta bir ayın “hesabını vermeli”dir…
Belediye Başkanı, iyi bir “DİNLEYİCİ” olmalı, kendisine anlamsız isteklerle gelen bir vatandaşı bile “SONUNA KADAR” dinlemeli. Talebini yerine getiremezse bile, o vatandaşı memnun ederek yolcu etmelidir.
Belediye Başkanı, hiç kimseye “KÜSME” lüksü olmamalıdır. Zaten kimseye küsme de hakkı yoktur. “BARIŞ” ve “KONUŞMAK” idareciye, “KÜSMEK” milletin payına düşer.
“Böyle bir insan var mı?” veya “Nerede böyle bir insan var!” diye düşünmeyelim. Bizim görevimiz eksik gördüklerimizi söylemektir. “SÖYLENMEK” değil.
Biz vatandaş olarak iyi olursak veya iyiliklerimizi arttırırsak, idareci konumunda olan insanlar da iyi olma yoluna girer…
Bir de “HER ŞEYİN İYİSİNE BAK” kaidesince hareket etmeli, bardağın dolu tarafına bakmayı unutmamalıyız. Fakat şunu da hatırdan çıkarmamalıyız ki, o bardağın boş tarafı da muhakkak vardır…
Allah hayırlısını nasip etsin!