Bismillahirrahmanirrahim
Bizleri, nefislerimizin esaretinden, Mal Makamların köleliğinden, düşmanlarımızın her türlü hile ve işgallerden Berat’ın yani kurtuluşun tek yolu olan İslam Nizamının müntesibi kılan Yaratıcımız, Yaşatıcımız ve Yöneticimiz Allahımıza hamd olsun! Kur’an-ı Kerim’in yaşayarak öğreticisi Başöğretmenimiz, Önderimiz, Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a) Efendimize ve izinden gidenlere salat ve selam olsun. İslami Düzenin Ana kaynağı, Ana Hayat Yasamız Kur’an-ı Kerim’in Levh-i Mahfuz’dan Cebrail (a.s)’e teslim edildiği bu gecemiz hepimiz hakkında mübarek olsun.
Başımıza gelen tüm mükafat, mücazat ve musibetlerin tamamı; ellerimizin, eylemlerimizin ve söylemlerimizin neticesinde Allah’ın (c.c) takdiridir!
Mahkûmların Beraatı, suçsuzluğunu isbatıyla gerçekleşir!
Biz kulların Beraatı ise, Allah’a isyanı terketmemizle sağlanır!
‘’Dönmek’’ manasına gelen Tevbe, Dünya ve Ahiret Beraatımızın şartıdır.
Ölümle dönmeden evvel, hayattayken Allah’a ve Nizamı İslami ilkelere dönmek Dünya’da Cehennemi hayattan, Ahirette ise Cehennemden Beraatın tek yoludur!!
Din ve vatan düşmanlığıyla tescilli zihniyetlerin ve savunucularının tevbe etmeden, Hakk ve halk katında Beraat etmeden yani aklanmadan desteklenmesi başımıza gelmiş ve gelecek musibetlerin en büyüğüdür!
Hz. Mevlana ismiyle ma’ruf Celaleddin-i Rumi’nin: “Hakk bela vermez kul azmadıkça!” dediği acı hakikatleri son gelişen olaylarla tatmaya devam ediyoruz.
Ne zaman akıllanacağız?
Ne zaman ferasetle, basiretle, hikmet ve meşveretle belaları def etmeği öğreneceğiz?! Ne zaman?
Ne zaman içimizdeki beyinsizleri, sefihleri ve hesabileri ayıklayacağız!? Ne zaman?
Ne zaman acı gün dostlarına kapanan kapıları açacağız?! Ne zaman?
Ne zaman ittifakları önce kendi içimizde yapmaya başlayacağız!? Ne zaman?
“Birleşmemek üzere birleşme” hastalığını, iman ve uhuvvet ilacıyla tedavi edip ne zaman birleşeceğiz!? Ne zaman!?
Hesabi pirelere kızıp, vatan yorganını oylarımızla yakmaya başladığımızı ne zaman farkedeceğiz?! Ne zaman?
İçimizdeki kriptoların tuzaklarını ne zaman idrak edip Hakk’ın tuzağıyla bozacağız!? Ne zaman?
Bu kriptoların teşviki neticesinde ellerimizle çıkardığımız aileye zulüm yasalarını ne zaman kaldıracağız!? Ne zaman?
Bu kriptoların hilesiyle kurban ettiğimiz göreve dönmeyi bekleyen 28 şubat mazlumları olmak üzere; FETÖ’zede mağdurları, Sivas, Selam tevhid, Malatya, Mustazaflar vs. davalarının mahkumlarını affederek onlara kendimizi ne zaman affettireceğiz?! Ne zaman?
Her seçim yaklaştıkça seçmeni hayatından bezdiren, cezalar yağdıran zalim, işbirlikçi bürokratik oligarşiyi ne zaman yıkacağız?! Ve bu bürokratlardan hesabı ne zaman soracağız!? Ne zaman?
Daha baba hayattayken, miras kavgasına giren evlatlar gibi liderlik mirasını kapma yarışına giren yakınımızdaki makamkolik gafillerden ve harislerden ne zaman hesap soracağız!? Ne zaman?
‘’İsraf eden iflas eder!’’ gerçeğini hatırlayıp, tüm kurum ve kuruluşlardaki aşırı lüks tüketim savurganlığından ne zaman Beraat edeceğiz!? Faiz belasından uzaklaşıp üretim seferberliğini ne zaman ilan edeceğiz?! Ne zaman?
“Allah, emanetleri ehliyetli kişilere vermenizi size emrediyor!” ayet-i kerimesiyle;
“İşler- görevler ehliyetsiz kişilere verildiğinde kıyameti bekleyiniz!” hadis-i şerifindeki İhtarı Nebeviyye’yi, tüm kurumlarımızda ne zaman hayata geçireceğiz?! Ne zaman?
“Bağde harab’ül Basra!”(Basra harabe hale geldikten sonra mı?)
Başta İstanbul, Ankara gibi şehirlerden sonra Türkiye Gemisinin Tayyib Kaptanımız Sandık darbesiyle indirilip, Korsan Kemaller tilki kurnazlığıyla Gemimizi Batı Limanına tekrar demirlettirdikten sonra mı?!
Vakit geçmeden küçük belalardan ders alıp, büyük belaları önleyici tedbirleri acilen almak için yeniden dirilerek birleşmeliyiz! Durmadan, yorulmadan yolumuza devam etmeliyiz!
“Gevşemeyiniz! Paniklemeyiniz! Korkmayınız! Üzülmeyiniz! İnanıyorsanız mutlaka üstün geleceksiniz!” Ayeti, ölçümüz ve oyunları bozucu beraatımız olmalı!
Zira Erzurumlu İbrahim Hakkı hazretlerinin dediği gibi;
Hakk şerleri hayr eyler
Zan etme ki ğayr eyler
Ârif ânı seyr eyler
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler…
...
Her söyleyeni dinle
Ol söyleteni anla
Hoş eyle kabul canla
Mevlâ görelim neyler
Neylerse güzel eyler…
...
Vallâhi güzel etmiş,
Billâhi güzel etmiş,
Tallâhi güzel etmiş,
Allah görelim n’etmiş,
N’etmişse güzel etmiş
...
Netice;
Kulluk ve millet planında Beraatimiz için;
Mukaddes Medeniyetimizin öğretileri, İbretlik tarihimizin yol haritası, dünün bilgi ve birikimi, bugünün kazanım ve kayıpları yarınımızı oluşturmada anlayana altından daha kıymetlidir.
Ne mutlu ibret alana!
Dersler çıkarana!
Ve acil tedbir alana!
Bu dua ve dileklerle Beraat Gecemiz Mübarek olsun!
Salı Akşamı saat 20.30’da Akit TV ve Kanal 68 TV ile ortak canlı yayın “Milli Diriliş” programında buluşmak üzere Allah’a emanet olunuz!
Fethin sembolü Ayasofya’mızın açılması, Mescid-i Aksa’mızın özgürlüğü ve tatil olması dileğiyle ...