Kutsal Anadolu topraklarında Türklüğü-Kürt olmayı tarihi bir akış içinde benimseyen ve Türk Milletine, Türk devletine hizmet aşkı taşıyan herkes gibi benim de içinde ırkçılığı, kıyımı, haksızlığı, hukuksuzluğu barındırmayan yıkılmaz bir temel bir görüşüm vardır.
Ülkeme ve milletime duyduğum derin ve köklü saygıdan dolayı ülkenin içinde bulunduğu müşkül durumdan kurtulması ve yakın gelecekte modern, kalkınmış ülkeleri geride bırakacak güçlü bir sosyal hukuk devletine dönüşmesi her Türk vatandaşı gibi benim en büyük arzum ve dileğimdir.
Son günlerde 17 Aralık “Dost darbesi” adıyla her ülkenin baş tacı kabul edilen Hukuk katliamını başlatan ve icraatlarından dolayı 76 milyon vatandaşımızın lânetlerine maruz kalan bir kısım hakim-savcı ve emniyet mensuplarımıza bu necip milletin ahı er ya da geç tutacak ve bu virüsler Anadolu’mun tertemiz vücudundan temizlenmedikten sonra Adalete güven her geçen gün sarsılmaya korkarım devam edecektir!..
Her insan bazı temel haklara sahip olarak doğar: Yaşama-öğrenmek-insan hakları vb. kişinin insan olarak doğmasından ve ölünceye kadar bu sıfatla yaşamasından kaynaklanan temel haklarıdır. Bu haklar bir kısım hukukçular tarafından ihlâl edilirse ki işte en büyük tehlike bu olsa gerek; vatandaşın başvuracağı hukuk iflas etmek üzeredir!..
Bu haklar hiç kimse tarafından kısıtlanamaz, başkasına devredilemez ve engellenemez kuralının tek takipçisi adalet mekanizması ve mensupları da hakim-savcı ve avukatlarımızdır!.
İnsan haklarının olmadığı bir dünyada, “Berlinde hakimler var” misâli “Ankara’da hakimler var!..” sözünü göğsümüzü gere gere söyleyemediğimiz müddetçe bu cennet ülkemde bir kısım hakim-savcılar yüzünden cehennem hayatı yaşayacağımız muhakkaktır ve kişilerin insan olarak onurlarıyla yaşamaları da imkânsızdır.
İnsan hakları, toplumda özgürlük, adalet, barış ve demokrasinin temelidir. Bütün bu haklar insan Hakları Evrensel Bildirgesi’nde ilan edilmesine rağmen, bu haklardan yoksun hukukçuların icraatlarından dolayı ülkemizin maddi ve manevi yönden kaosun kenarından kurtulmasının hesabı bu milletin vergileriyle okuyan ve yine maaşını alan bir kısım köstebek ruhlu hukukçulardan acilen sorulmalıdır!..
Elbette ki demokrasi ve insan hakları konularındaki aksaklıklarımız, birçok ahlakî ve maddî problemimizin altında yatan temel Sebeplerden biridir. Ama, hukuk adına etkili ve yetkili olarak yetirtirilip; kendi devletinin omurgası kabul edilen MİT’in gözetiminde Suriye’ye gitmekte olan TIR dolu malzemeyi zorla incelemek isteyen vatan haini savcılar da acilen sorgulanmalıdır!..
Irkı, mezhebi, Siyasi görüşü ne olursa olsun; “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” ilkesini bir kenara bırakıp, el ele, gönül gönüle vererek; milletçe bu sorunların üstesinden gelmek zorundayız artık!..
Türkiye artik kabuğunu kırmış geri dönüşümü olmayan, şanlı ecdadı adına şanına yakışır bir hedefe doğru hızla koşmaktadır…Bu yürüyüşe takoz olanlar, er ya da geç yok olacaklardır!..
Sunun şurası iyi bilinmelidir ki“ ülkemiz ne zaman iç sorunlarını çözüp, geleceğe güvenle bakmaya başlamışsa“ iç ve dış mihraklar devreye giriyor. Tek amaçları sağ-sol-İslâmın yüz karası kesimi de yanlarına alıp, “küfür tek millettir!..” hadisi doğrultusunda tam hedef yol almakta olan gemiyi durdurmak ve hatta onu batırmaktır.
Anadolu’mun asil insanları olarak bu şer güçlere karşı tek bir vücut ve tek bir yürek halinde karşı koyuşumuz; bunların ve bu zümreyi destekleyen tüm iç ve dış güçlerin de eteklerini tutuşturmuştur.
Nereden ve kimden gelirse gelsin bu zihniyete dünya var oldukça geçit vermemek hepimizin temel ve kutsal görevi olsa gerek. Unutmayalım ki, “hainler yapsa darbe-millet hazırdır harbe!.”
Hiç bir siyasi kurum ve kurulusun demirbaş malı değiliz. Ama, Ülkemiz için, milletimiz için, yarınlar için ter döken; “vatanın ha ekmeğini yemişim-ha kurşununu” ilkesinden hareketle bu cennet ülkem için canını siper eden, emek sarf eden Türkiye Cumhuriyetinin;
-Cumhurbaşkanına,
-Başbakanına,
-Kahraman Türk Silâhlı kuvvetlerimize,
-Kınalı kuzularımız, Emniyet mensuplarımıza;
-Bürokraside görev yapan tüm imanlı kardeşlerimizle, kısaca herkese, her Türk vatandaşı gibi yürekten minnettarım ve ölesiye de bu kutsal mücadelede onların yanındayım.
Benim ve benim gibi siyasi düşünen herkesin düşüncesi bu, milletçe hak-hukuk anlayışımız da bu olmalıdır!..