Süper Lig'in ikinci yarısında Beşiktaşlılar'ın bir sloganı vardı: 17'de 17. Bu kadro bunu başarabilirdi. Peki Beşiktaş hangi maçta bu hedefine havlu attı?
İstanbul BŞB maçında. İki takım da aylardır Ziraat Türkiye Kupası finalini bekliyordu. Bunun paralelinde güzel bir maç seyrettik. Harika bir final oldu.
* * *
Uzatmaların ilk devresinde kupayı tamamen Beşiktaş hak etti. Ancak 90 dakika ve ikinci uzatmalarda maç ortada geçti.
İki takım da kazanabilirdi.
Sonuçta maç penaltılara kaldı ve Beşiktaş zafere uzanan takım oldu.
Ancak kupayı kim alırsa alsın bunu hak etmiş olacaktı. Beşiktaş'ta Fernandes dün olağanüstü işler yaptı.
2. golde de çok güzel bir orta kesti ve Sivok bunu tamamladı.
Bu kaliteyi gösteriyor.
Fernandes çok iyi bir futbolcu.
Ben Beşiktaş'ın yerinde olsam Fernandes'in bonservisini alırım.
* * *
Beşiktaş almıyorsa Fenerbahçe'nin bu futbolcuyu kaçırmaması lazım. Ancak arkadaşlarının Fernandes'e ayak uydurduğunu söylememiz de söz konusu bile değil.
Özellikle Guti'ye değinmek istiyorum. Ligin ilk yarısındaki Guti kesinlikle değil. Kalitesi onu bir yere kadar taşıyabilir.
Fizik gücü inanılmaz düşük.
Özel hayatına çok dikkat etmesi lazım. Seneye bu kadro Avrupa'da bir şeyler yapmak istiyorsa önlem alması lazım.
Oturup Guti ile konuşmak gerek.
Eğer düzelmeyecekse 'Kusura bakma burası Beşiktaş, güle güle' denmeli.
Beşiktaş dün kadro kalitesinin altında top oynadı.
Ancak taraftarı sadece bu kupayı istiyordu, sonuçta bu başarıldı.
Beşiktaş bu sene ligde iyi sonuçlar alamadı ama kötü futbol oynamadı.
Siyah-beyazlılar renkli bir takım.
* * *
Beşiktaş'ın seneye Avrupa'da olması için, kadrosu için kupayı alması gerekiyordu. Bu, Türk futbolu için de çok önemliydi. Penaltı atışlarında sadece Hilbert topun başında geldiğinde Beşiktaş taraftarı 'Eyvah' demiştir.
Neden o tercih edildi bilmiyorum.
Sonuçta da penaltıyı kaçırdı.
İstanbul BŞB dün 3 bin taraftara oynadı.
Bunu pek görmüyorduk.
Galiba 'Bozbaykuşlar' kalıcı olacak. Bu iyi bir gelişme.