Her zaman yemek pişirmek gerekmez! Gelin baharın esintisi vursun sofraya... Sebze ve baharatlarla çok lezzetli, bol “klorofilinli” ekmek üzeri karışımlar hazırlayalım
TAKVİM sayfaları ilkbahar günlerine geldiğinde, sanırım mutfak için de hareketli bir dönem başlıyor. Yabani otlar, sebze, meyve ve mantar çeşitleri tam da bugünlerde boy gösteriyor. Bu durumda kışa mahsus ‘evir çevir aynı sebzeyi farklı yemekte kullan’ durumu sona eriyor haliyle.
Her ne kadar sera ürünlerini dört mevsim bulmak mümkün olsa da mevsimin değiştiğini büyük market reyonlarında görebilmek mümkün. Eve adaçayı yaprakları, biberiye dalları, taze kekik buketleri, körpe bezelyelerle girdiğimde mutfak tezgahı yeşil bir tarlayı andırıyor. Onları mutfak tezgahına koymak bile beni canlandırmaya yetiyor. Ve o an aklımda, bu yeşil örtüyü soframa taşıma fikri filizleniyor!
İşe koyulma vakti. Hafta sonu erken saatlerde bizim evde gerçekleşecek arkadaş toplantısı için bu taptaze yeşillerden karışımlar, püreler hazırlamak hoş olabilir diye düşündüm. Bunların o muhteşem kokularını, ilginç lezzetlerini taze taze yiyebileceğimiz lezzetler yapmak hedefim. Kızarmış ekmek dilimlerine sürülmek üzere hazırladığım bu yeşil ikramlara geçmeden önce bunları neden çiğ olarak kullanmak istediğimden bahsetmek istiyorum.
Sebzeyi sarı değil yeşil bırakalım
Her besine renk veren bir pigment vardır ve bu pigmentler sağlık açısından son derece önemlidir. Yeşil sebzeler ise pigmentini klorofilinden alır. Klorofilin, hücre ve doku yenilenmesini tetiklemek başta olmak üzere pek çok faydası vardır. Bu kısmı uzmanlara bırakmak isterim ama benim asıl değinmek istediğim, sağlık açısından faydalı olabilmesi için renginin korunması gerektiği. Bu sebeple iki şeye dikkat edin. Birincisi, satın alırken rengi parlak ve canlı sebze ve otları seçin. İkicisi, onları pişirmeden kullanma yöntemleri geliştirin. Bezelyeden örnek verelim. Yemeği yapılırken tencerenin kapağı kapatılırken yemyeşil olan bezelye, kapak bir saat sonra açıldığında artık sarıya dönmüştür. Yani klorofilini azalmış hatta belki yok olmuştur. Tenceredeki bezelyede artık ne lezzet ne de vitamin değeri kalmıştır. O halde gelin yeşilleri taze tüketmeyi deneyelim bugün! Eminim bu fikirlerden yola çıkarak, siz de başka alternatifler bulacaksınız. (Bu arada bezelyenin yemeğini elbette yapın ama bezelyeleri tencereyi ocaktan almadan 5-10 dakika önce ilave edin.)
Taze nanenin rahiyası
Taze nane en sevdiğim koku ve lezzete sahiptir. Bu yüzden iç ferahlatan güzel bir pate hazırlamak ve tüm lezzetleri nanenin etrafında döndürmek istiyorum. Patenin dokusu için közlenmiş patlıcan ve süzme yoğurt kullanacağım. Biraz tuz ve taze çekilmiş karabiber, nane, hepsini rondoda püre yapıp taze nane yaprakları ve biraz limon kabuğu rendesi ile karıştırıyorum. Tabi üzerine bolca zeytinyağı gezdiriyorum...
Tereyağına eklenen yeşiller
Tereyağının oda sıcaklığında yumuşamasını bekliyorum. Bu arada yine rondoda bir iki diş sarımsak, bol maydonoz ve biberiyeyi ufalıyorum. Bu işlemin rahat yapılabilmesi için yaprakların iyice kuru olmaları gerekiyor. Tüm malzemeyi tereyağı ile karıştırmak yetiyor.
Biraz kırmızı ile kontrast yapalım!
Bir çanağa yeşil bahçe biberini incecik doğrayıp taze adaçayı, kabuğu soyulmuş domates ile dolduruyorum, üzerine biraz tuz ve sızma zeytinyağ, bence domates bu yeşillere tadı ve rengiyle hareket katacak, tabii bir de likopen!
Bezelyeyi pişirmeden deneyin!
Taze bezelye ama süt gibi taze bezelyenin pişirilmesine gerek var mıdır? Bence yoktur. Üstelik pişen bezelyenin içindeki su nişastaya dönüşür. Bu da lezzetini gölgeler. Bol taze bezelye, suda bekletilmiş ceviz, taze fesleğen ve biraz da sarımsak. Taneler irice kalacak şekilde rondodan geçirdim, labne peynir ile karıştırdım. Üzerine de elbette lezzetli bir zeytinyağ!
Kaselerin kenarına yeni açan beyaz minik mevsim çiçekleriyle erik dallarını serpiştirip bir de nar gibi kızarmış ekmek dilimlerini eklediğimde mükemmel bir tablo çıktı ortaya. Her zaman pişirmek gerekmez! Neden bu kadar basit ve lezzetli karışımlar pazar gününün keyfi ve lezzeti olmasın? Hepinize afiyet olsun!