Bir cumhuriyet batarken...

Ahmet ALTAN

Bana sorarsanız, artık bu cumhuriyeti gömüp yerine yenisini yapmanın vakti geldi.

Cumhuriyet’in kurduğu müesseselerin neredeyse tümü birden tel tel dökülüyor.

Sadece devlette çalışan görevlileri korumak için kurulmuş, halkın tümünü de potansiyel “suçlu ve düşman” olarak görmüş bir düzen 1923’te sopa zoruyla yürütüldü ama 2011’e geldik.

Halk, “bu ne biçim düzen kardeşim” demeye başladı.

Zaten, Birinci Cumhuriyet öylesine suyuna tirit bir anlayışla kurulmuş ki bu anlayışı bugün de devam ettirmek istediğinizde herkesin dikkatini çekecek skandalların patlamaması mümkün değil.

Cumhuriyet’in yargısı ise tümden çökmüş vaziyette.

Kendini saklayamıyor.

Bilmem kaç cinayet sanığı Hizbullahçıların davasının on yılda sonuçlandırılamamasının sonucunda hepsinin birden salıverilmesi, domuz bağlarını, işkence videolarını hâlâ hatırlayan toplumu sadece kızgınlıkla değil korkuyla da yerinden hoplattı.

Yargıtay, “zamansızlıktan” ve dosya fazlalığından bu davaları sonuca bağlayamadığını söylüyor.

Ne yazık ki bu savunma biçimi çok da inandırıcı değil.

Çünkü şu soru apaçık ortada duruyor.

Peki kardeşim, madem sizin hiç vaktiniz yok, bir türlü çabuk karar veremiyorsunuz da kendinize yakın bulduğunuz Cihaner ve Haberal dosyalarını nasıl bu kadar çabuk inceleyip karara bağladınız?

Demek ki zaman var ama o zamanı kullanma tercihleriniz hukuktan ziyade sizin politik inançlarınıza uygun oluyor.

İlk yorum yazan siz olun
OKUYUCULARIMIZIN DİKKATİNE !... Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.