Şu Ergenekon davası hiç bir işe yaramadıysa, Türkiyenin gerçek yüzünü görmemize yaradı.
Her belgeyle bir kez daha anlaşılıyor ki burada devlet yok.
Burada bir devlet taklidi var.
Devletin her yanı dökülüyor.
Temeli yanlış, inşası yanlış, malzemesi yanlış.
Bir ucube bu.
Bu ülkenin en yüce mahkemesi olan Anayasa Mahkemesinin halini gördük.
Nasıl hukuk dışı kararlara rahatça, fütursuzca ve beni eleştireni de yargılatırım diyerek imza attıklarını gördük.
Ergenekon soruşturması bize, bu kararları verenlerin insanların içyüzlerini, ilişkilerini, düzeylerini gösterdi.
Yeryüzünün neresinde eşi bir çeteye yataklıktan yargılanan bir yüksek mahkeme yargıcı olur?
Yeryüzünün neresinde, bir yüksek mahkeme üyesinin eşi, o mahkemenin kararlarını daha açıklanmadan öğrenip yayabilir?
Gerçek devletlerde böyle mahkemeler de, böyle yargıçlar da bulunmaz.
Böyle bir yargıç çıkarsa, o yargıç o mahkemede çalışmayı sürdüremez.
Burada sürdürüyor.
Peki, o yargıcı oraya kim atadı?
Eski cumhurbaşkanı.
Niye atadı?
Düzeyini mi çok beğendi, hukuki bilgisine mi çok güvendi, yargıçlık haysiyetine sahip olduğuna mı inandı?
Yoksa özel amaçlarla kullanılacak, siyasi partilerin gerektiğinde yolunu kesebilecek, hukuki bir kaos yaratabilecek birilerini aradığı için mi o yargıcı oraya koydu?
Bunu bir sormamız gerekiyor herhalde.
Bence o cumhurbaşkanının da bir cevap vermesi gerekiyor.
Mesela kalkıp, hayır, çok yanılıyorsunuz, o zat çok değerli bir yargıçtır diyebilir, biz de o cumhurbaşkanının değerden ne anladığını görürüz.
Bütün bunlar niye oluyor peki?
Niye böyle yargıçlarımız var?
Neden, birbirinin ayağını kaydırmaya çalışan generallerimiz var?
Neden darbe yapmak için yanıp tutuşan paşalar çıkıyor?
Bu saçmalıklar gelip gelip aynı noktaya dayanıyor.
Türkiyenin siyasileşmiş bir ordusu bulunuyor ve bu ordunun generalleri ülkeyi kendi bildikleri gibi yönetmek istiyorlar.
Ne Türkiyeyi, ne de dünyayı doğru dürüst izlemedikleri, gerçeklerin dışında soyut bir zihinsel iklim yarattıkları için de ülkeyi allak bullak ediyorlar.
Bugün, gene Ergenekon belgeleri arasında yer alan bir toplantının tutanaklarını yayınlıyoruz.
Generaller bir başbakandan hesap soruyorlar.
Biliyorum, bu ülkede bunu normal bulanlar da çıkıyor.
Dahası bunun böyle olmasını arzulayanlar da bulunuyor.
Bundan bir utanç da duymuyorlar.
Hatta biraz daha arsızlaştıklarında demokrasi için bunu istediklerini bile söyleyebiliyorlar.
Onlar için yapılabilecek bir şey yok.
Ama Türkiye için yapılabilecekler çok fazla.
Önce devletin yapısını tümden değiştirmek gerekiyor.
O belgeyi okuduğunuzda göreceksiniz, Avrupa Birliğine üye olmak için yapılanlardan generaller çok rahatsızlar.
Avrupa Birliği için yapılan değişikliklerin hepsi, bu ülkede yaşayan insanların daha özgür ve daha zengin olmasını sağlamak için yapılıyor.
Bunun aksine yapılmış bir tek değişiklik yoktur Avrupa Birliği üyeliği nedeniyle yapılan.
Hepsi bireyler içindir.
Ama generaller burada yaşayan insanların özgür olmasını istemiyorlar, onlar bu devlet taklidinin korunması, sürdürülmesi ve asla sorgulanmaması için gerekli yasakların devamını talep ediyorlar.
Avrupa Birliği için yapılan değişiklikler ayrılıkçı düşünceleri cesaretlendiriyormuş.
Herhalde daha önceki yasaklar çok bütünleştirici olduğu için yirmi beş yıldır iç savaş sürüyor burada.
Bir ülkede gizli bir iktidar bulunduğunda saçmalamanın da sınırı kalmaz.
O gizli iktidarın sahipleri, iktidarlarını sürdürebilmek için istedikleri gibi saçmalarlar ve bir de medyadan bunun için alkış beklerler.
Genellikle de o alkışı da alırlar.
Generaller, bir siyasi partiye programını değiştirmesi için baskı da yapabiliyorlar.
Üstelik o parti, iktidarda gözüken parti.
Zaten sahtekârlığın özü burada yatıyor, bu ülkede seçimi kazanan partinin iktidar olduğu söyleniyor ve o partiye muhalefet ediliyor.
Okuyun generallerle bu ülkenin başbakanının konuşmalarını, bakın bakalım hangisi gerçek iktidar.
Başbakan onlara askerlikle ilgili hesap soramıyor ama onlar başbakana siyasetle ilgili hesap sorabiliyorlar.
Programınızdaki Türkiyelilik kavramını değiştirin diyebiliyorlar.
Buranın gerçek yüzü açığa çıkıyor ve bu ülkenin devleti olmadığını anlıyoruz.
Neden bir türlü zengin ve özgür olamadığımız da böylece anlaşılıyor.
Generaller tarafından yönetilen hangi ülke zengin ve özgür olmuş ki burası olsun?