Kadıköy'de seyirciye değil taraftara ihtiyacımız var. Tribündekiler ve oyuncular sabırlı olmalı. Ancak taraftar, bir o kadar da agresif davranmalı
Euro-2012 elemelerine Kazakistan galibiyetiyle başladık. İkinci rakip Belçika. Bu maçta neler bekliyorsunuz?
Geçmiş yıllarda hazırlık maçlarını kaybeder, resmi maçlarda konsantrasyonu üst seviyede tutardık. Hazırlık maçlarında da son 4-5 yıldır iyi sonuçlar almaya başladık. Bu kez bir başka zaafımız ortaya çıktı. Hesaplara göre 6 puan alınacak rakiplerden bu altıyı alamadık. Rakiplerimiz dediklerimize; örneğin geçen elemelerde Bosna'ya (İspanya'yı farklı bir kategoriye koymalıyız) iki maçta da oyun ve puan olarak 4'e 1'lik üstünlük sağladık ama play-off'a kalamadık. Futbolda kolay oyun yok artık. Geçen elemelerde galip gelemediğimiz Estonya'da, İtalya ite kaka duran topla gol bulup 2-1 kazandı. Kazakistan maçı işte bu anlamda çok önemliydi. Kazandık. Fikstürümüz de iyi. Belçika maçını kazanırsak Almanya ile kafa kafaya kalıyoruz, daha ikinci maçların bitiminde.
Bu grupta rakibimiz Belçika mı?
Bizim rakibimiz Belçika değil; Almanya... İyi kulüplerde oynayan, yetenekli oyuncuları da var Belçika'nın. Ama biz Belçika'nın önünde bir takımız. Guus Hiddink, ikinci yapsın diye getirilmedi herhalde. Hiddink önderliğindeki takımın birinciliği başarıdır. İkinciliği başarısızlık değildir. İkinin altı felakettir. Yüksek konsantrasyonlu olursak Almanya dahil herkesi yenebiliriz. Dünya devi İspanya ile iki maç yaptık. Tek farklı yenilgiler aldık. İspanya'da maçın tamamına yakınında İspanya oyuna hükmetti. Oyun içerisinde iki pozisyona girdi. Bir duran topta gol attı. Ali Sami Yen'de İspanya'ya 7-8 pozisyon bulduk. O İspanya hiçbir maçta o kadar pozisyon vermemişti. Bizim potansiyelimiz fazlasıyla var. 24 kişilik havuzumuzdan doğru kulüplere giderlerse çoğu oyuncumuzun da önemli kulüplerde oynayabileceklerine inanıyorum.
Belçika maçında ne yapmalıyız?
Tecrübeli bir takımız. Öyle oynamalıyız. Yüksek konsantrasyonumuza, heyecanımıza, tecrübemizi, sakinliğimizi ekleyip kazanabileceğimizi düşünüyorum. Rakibin önde oynayan oyuncuları topla ve topsuz çabuk kaleye gidebilen oyuncular. Sadece Hazard değil, ters kanattaki Dembele benim daha çok dikkatimi çekti. Ters ayakla sağda başlayıp sonra solda oynadı, Almanya maçında. Tabii ki dikkat edilmesi gereken oyuncular, mutlaka da edilecektir. Burada bizim seyirciye değil, taraftara ihtiyacımız var. Kadıköy'de 90 dakika boyunca birinci kelime sabır. Hem oyuncularda hem taraftarda... Ama bir o kadar da heyecanlı ve agresif bir taraftar kitlesi bekliyorum.
Belçika'nın zaafları nedir?
Her takım gibi Belçika'nın da zaafları var. Bizim forvetin arkasında oynayan üçlü, dripling yapabilen, göbekten girebilen oyuncular. Rakibin de en zayıf noktası burası. Son maçımızda ikisi duran top da olsa forvetin arkasındaki üç oyuncumuz gollerimizi attı. Savunma arkasına yapılan doğru koşularda oyuncularımız doğru zamanda topla buluşturulursa etiketleri Almanya'dan Bayern (Van Buyten) ve İngiltere'den Manchester City de olsa (Kompany), Belçika stoperlerinin en büyük zaafları savunma arkasına sürpriz toplar ve koşular. Aynı Almanya'da Klose'nin attığı gol gibi.
Hiddink, Kazakistan'daki 11'i değiştirmeyi düşünmediğini söyledi
Kimler oynar bilmem ama sonuçta rakibin etkili silahlarını adam markajı ile değil (zaten günümüzde kalmadı) kademe anlayışıyla savunmak gerekir. Hazard ve Dembele'ye yakın oynayan futbolcumuza arkadaşları mutlaka yakın pozisyon almalı. Fellaini'nin ve Lukaku'nun savunma arkasına koşularına da Mehmet Aurelio'nun dikkat etmesi lazım.