Eşimle hayata bakışımız aynı diye evlendim. Ancak aramızda çok büyük kültür farkı var. Ben demokratik bir ailede yetiştim. Ama eşim Doğulu ve geleneksel yapıda bir ailede yetişmiş. Aile bireyleri birbirlerine bağlı değil, bağımlı. Evlendiğimden beri eşimi memnun etmeye çalıştım ama ailesi hiç memnun değil. Onlara göre gelin, kayınvalidenin ve kayınpederin her dediğini yapan biri olmalı. Evlendiğimden beri eşimin ailesinin baskısıyla yaşadım. Eşim hep onları haklı, beni haksız görüyor. Evliliğe güvenmediğimden dolayı çocuk istemedim. Eşim ailesi endeksli bir hayatım olsun istiyor. Sırf ailesi verdi diye şu anda rutubetli, güvenilir olmayan, her yere uzak bir evde oturuyoruz. Başka yere taşınmaya ikna edemedim. Efendimiz: "Zulmetmeyin ve zulme uğramayın" diyor. Böyle bir evliliğe ve eşe sabretmek doğru mudur? (Rumuz: Şikayet)
Görünürde eşinizle bir probleminiz yok, asıl sorun ailesiyle. Eşiniz gelenekleri, adetleri ve gidişatı gereği annesinden, babasından kopamıyor, onlarla birlikte yaşıyor. Bu durum eşiniz için ne kadar normalse, sizin için o kadar aykırı ve kabul edilemez düzeyde... Bütün bu zorluklara, zorlamalara rağmen bir yerde mecburiyetten olsa gerek 4 yıldan beri hayatınızı devam ettirmişsiniz, bugüne kadar gelmişsiniz. Aslına bakılırsa bundan sonra da devam ettirmekten yanasınız ama artık sıkıntılar had safhaya gelmiş. Sabretme enerjiniz azalmış, tahammül sınırlarınız daralmış, aileyi omuzlama konusundaki gayretiniz bir hayli yıpranmış. Fakat biraz enerjinizi muhafaza edebilseniz, bir miktar artırabilseniz olayın altından ezilmeden sıyrılırsınız.
***
Kendinize uzun vadeli bir program yapın. Bir kere eşinizle hiç takışmayın, tartışmaya girmeyin, isteklerinizi direterek, ısrarlı davranarak kabul ettirmeye yanaşmayın. Yapacağınız en önemli şey, eşinizle paylaşımınızı artırmak, müşterek noktalarınızı geliştirmek olsun. Sizin de bir birey olarak hak ve hukukunuzu korumasını isteyin. Annenin babanın insan üzerinde hakkı olduğu gibi, eşinin de hakkı vardır, onun da üzerinde sorumluluğu vardır. Aklınızı, muhakemenizi kullanarak küçük adımlar atmayı deneyin. Eşinizin ailesine sırt dönmesini beklemeyin. Suçlamadan, kızdırmadan, fazla üstüne gitmeden ama beklentilerinizi de açıkça ifade ederek kişiliğinizi koruyun. Bu arada çocuk sahibi olursanız, eşinizle aranızdaki bağlar güçlenir. Kayınvalide ve kayınpederle uğraşmaya bile zaman bulamaz hale gelirsiniz. Çünkü çocuk gelir gelmez merkeze oturur, anneyi babayı birbirine bağlar, aile fertlerini kendisiyle meşgul eder.
Üzerimdeki uyuşukluğu nasıl atabilirim?
Ben 26 yaşında bir bayanım. Yaşım ilerledikçe ibadetlerime daha sıkı sarılmam gerekirken, çok fazla uzaklaşma oldu. Eskisi gibi olmak istiyorum. Üstümde bir uyuşukluk, gönülsüzlük var, atamıyorum. Nedenini biraz biliyorum, "vesveseden kaynaklanıyor" diye düşünüyorum. Bu vesvese belası beni o kadar kötü, asi yaptı ki anlatamam. Her işi eksik yapmışım gibi düşünüyorum. Hayatımdaki ibadet eksikliği, günlük yaşantıma çok fazla yansıyor, gergin olmama neden oluyor. Neler tavsiye edersiniz? (Sonbahar)
Tek tavsiyem, vesveseyi kendinizden bilmeyin, dıştan gelen bir müdahale olarak görün. Kalbinize, beyninize hükmetmek isteyen o sinsi düşman sizi ablukası/ kumandası altına almaya çalışıyor. Yaratıcıyla yakınlığınızı kıskanıyor, kalben beslenmenizi, ruhen yücelmenizi, aklen gelişmenizi istemiyor. Çünkü ibadet kul ile Allah arasında bir bağlantı ve ilişkidir. Kulun Rabbiyle birliktelik kurmasıdır. Onun önünde, huzurunda ve karşısında eğilerek, secdeye vararak özgürlüğün tadını çıkarmasıdır. Fakat şeytan araya girip parazit yaparak sizi kendi esareti altına almak ve kendine bağlamak için her tür hileyi ve tuzağı kuruyor. Sizi ibadetten, duadan ve secdeden uzak tutmak istiyor. Vesvesenin mahiyetini anlamak, çıkış çarelerini öğrenmek için "Vesvese, Sebepleri ve Kurtuluş Yolları" isimli kitabımızı ders çalışır, sınava hazırlanır gibi okursanız çok büyük fayda görürsünüz.