Hoş geldin, sefalar getirdin.
Geçmişler olsun, Allah tekrarını göstermesin, dualarım kabul olunacak olsa sağlığın için dua ederim.
Hastalığına gerçekten çok üzüldüm.
Dönüşün de çok şık oldu.
Meclis’teki milletvekillerinin gösterdiği kibarlık, gelip “geçmiş olsun” dileklerini iletmeleri çok etkileyiciydi.
Bu tür bir zarafet insanı hem sevindiriyor, hem ümitlendiriyor.
Sırrı Sakık’ın, Kazan Vadisi’nde hayatlarını kaybeden PKK’lıların mezarları için dile getirdiği isteği hemen sahiplenmen, “Bu çocukların aileleri zaten çok acı çekti, bırakın da çocuklarının mezarında bir dua edebilsinler” demen gönül alıcı, kalp kazanıcı insani bir jestti.
Sana da yakıştı.
Lakin...
İşte bu “lakin” kısmı gittikçe daha uzun bir liste olmaya başladı, gittikçe daha garip işler yapıyorsun.
Ve, gerçekleri halkından saklıyorsun.
Aniden savunma bütçesini yüzde 7,4 oranında arttırdın.
Neden?
Daha hükümetinden hiç kimseden bu artışın nedeni hakkında tek satır duymadık.
Üstelik, savunmaya ayrılan paraların hepsini bütçe içinde göstermiyorsun, ne Meclis biliyor kaç para harcandığını, ne de sana oy veren bu halk biliyor.
Lale Kemal’in harika haberinden öğrendiğimize göre Milli Savunma Bakanlığı, Meclis’e sadece “iki sayfalık” bütçe ödeneği gönderiyor, Meclis bu iki sayfadan ne anlıyor, ne öğreniyor da savunma bütçesini böylesine arttırıyor?
Meclis’te savunma bütçesinin ne için ve ne kadar arttırıldığını bilen kaç kişi var?
Meclis’in en önemli görevlerinden biri, halktan toplanan paraların nasıl harcandığını halk adına denetlemektir, iki sayfalık bir raporla mı bütün gerçeği öğrenip harcamaları denetliyorlar?
Sayıştay Yasası’nı da değiştirdin.