Doğrusunu söylemem gerekirse, tam da bugün; tam 3 haftadır yazmaya çalıştığım ancak Terör Devleti İsrailin soykırım amaçlı katliamlarından ve Terör Örgütü Ergenekona yönelik operasyonlardan dolayı bir türlü yazmaya fırsat bulamadığım bir konudan, evet Panorama 1453 Tarih Müzesinden söz edecektim... Konuyu yazmayı özellikle bugüne bıraktım... Çünkü, müzenin açılışını Başbakan Tayyip Erdoğan bugün yapacak... Müze, öyle bildiğiniz müzelerden değil... Hani var ya; Başbakan Tayyip Erdoğan ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaşın iz bırakacağı bir müze... Muhteşem bir eser!..
İstanbulun fethedildiği günü, yani 29 Mayıs 1453 Salı gününden bir kesiti, bugüne yansıtan ve o günü yaşatan bir müze...
İtiraf etmeliyim ki; Fethi yansıtan resmi seyrederken, belki birçok hanım gibi, gözyaşlarına boğulmadım ama, heyecandan tüylerim diken diken oldu...
ÇERÇEVESİZ, 360 DERECELİK BİR RESİM!
Dedim ya; 3 hafta önce gitmiştim o müzeye...
Başkanlığını Tomris Özgüroğlu hanımefendinin yaptığı Büyükçekmece Eğitim ve Kültürü Destekleme Derneğinin talebi üzerine, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin tahsis ettiği bir otobüs ve Beyaz Gezi ekibinden Birsen Çetin ile Rasim Özbekin rehberliğinde gezdik Panorama 1453 tarih müzesini...
O gün yaşadığım heyecandan sonra derim ki;
Bu müzeyi bütün öğrenciler ve bütün İstanbullular hatta bütün Türkiye ziyaret etmeli...
Ziyaret etmeli ve dünyada eşi-benzeri bulunmayan bir sanat eserini yerinde görmeli... Yerinde, yani bir zamanlar mezbelelik olan Topkapıda..
Şu kadarını söyleyeyim: İstanbulun fethedildiği 29 Mayıs 1453 Salı gününden bir kesiti, çerçevesiz ve sınırsız hem de üç boyutlu bir resimde seyrederken, şok yaşayacaksınız!..
2 bin 350 metrekarelik bir alanda, eşsiz bir çalışma sergileyen ressam ve çizgi film yönetmeni Haşim Vatandaşı ve bu mükemmel eserde Haşim Vatandaşın ekibinde yer alan Ramazan Erkutu, Yaşar Zeynalovu, Oksana Legkayı, Ahmet Kayayı, Hasan Dinçeri, Atilla Tuncayı ve Murat Efeyi yürekten tebrik ediyorum.
Türk sanatçısına imkân verildiğinde, onların neler başarabileceklerinin kanıtı, işte bu müzedir!..
Kanuni Sultan Süleymanlar olmasaydı nasıl ki Mimar Sinanlar olmazdı, demek oluyor ki; Haşim Vatandaşların olması için de Tayyip Erdoğanların, Kadir Topbaşların olması gerekiyormuş!..
DAVOSTA DÜNYANIN EZBERİ BOZULDU!
Panorama 1453 tarih müzesi konusunda, ne yazık ki duygularımı gemlemek ve yazıyı burada kesmek zorundayım. Oysa; yaşadığım şok ve heyecanı, daha geniş bir yazıyla paylaşmak isterdim...
Ama, biliyorsunuz...
Bugün müzeden değil, Erdoğanın füze gibi çıkışından söz etmek durumundayız...
Lâfı döndürmeye, dolaştırmaya hiç gerek yok...
Doğrudan ve kestirmeden ifade edecek olursak;
Milat belirleyenler, bundan böyle;
Davostan Önce... Davostan Sonra diyeceklerdir!
Davostaki 29 Ocak 2009 tarihli Gazze Paneli gerçekten de bir milat olmuştur... Bugünkü sürmanşet haberimizde de ifade ettiğimiz gibi, Başbakan Tayyip Erdoğanın İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Perese sert çıkışından ve Yahudi asıllı olduğu ortaya çıkan panel moderatörüne çektiği restten sonra, dünyanın ezberi bozulmuştur!
İsrailin de ezberi bozulmuştur, ABDnin de, Avrupanın da... Hatta, Arap dünyasının da ezberi bozulmuştur!..
Çünkü Tayyip Erdoğan, Davosta, sadece Türkiyenin tavrını değil, başta Filistin halkı olmak üzere, bütün dünya mazlumlarının tavrını ve hissiyatını dile getirmiştir!.. İtilen, kakılan, horlanan ve dışlanan mazlumların hissiyatını!..
Erdoğanın Davosta sarfettiği sözler ve Benim için artık Davos bitmiştir diyerek sergilediği rest, elbette yıllar boyu konuşulacaktır!..
Konuşulmalıdır da... Çünkü Tayyip Erdoğanın söylem ve eylemini, birisi mutlaka yapmalıydı...
Bunu, Tayyip Erdoğan yaptı!..
TÜRK BAYRAĞI, ERDOĞAN POSTERİ
İşte bu tavır, bir milattır!..
Hani, hep Bundan sonra, hiçbir şey eskisi gibi olmayacak deriz ya, öyle inanıyorum ki; Erdoğanın Davostaki restinden sonra, gerçekten de hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır!..
Çünkü Erdoğan, dünyayı sallamıştır..
Ortadoğuyu sallamıştır!..
Bundan böyle, hiçbir Arap ülkesinin kukla lideri, koltuğunda rahat oturamayacak, en azından İsrail güdümünde bir politika izleyemeyecektir!..
Hepiniz gördünüz, biliyorsunuz;
Dünyanın hangi ülkesi vardır ki, orada bir başka ülkenin bayrağı veya bir başka ülke liderinin posteri ile gösteri yapılsın!..
Oysa; Filistin-Gazze başta olmak üzere, İslâm coğrafyasındaki insanlar, Türk Bayrağı ve Erdoğan posteri taşıyıp, Türkiye lehine slogan atıyorlar!..
İşte bu yüzden diyorum ya;
Mahmut Abbaslar, Hüsnü Mübarekler ve daha başka kukla liderler, bundan böyle koltuklarında rahat oturamayacaklardır!..
Sadece İsrailin güdümündeki liderler değil, ABD ve Avrupa da, bundan böyle kafasına göre kategorizeden vazgeçecek ve yok saydıkları insanları, dikkate almak zorunda kalacaktır!..
Mesela Afganistanda Talibansız, Lübnanda Hizbullahsız ve Filistinde Hamassız bir çözüm olamayacağını kabul etmek zorunda kalacaklardır!..
Yok saymakla, dışlamakla veya onları terörist sayıp düşman ilân etmekle bir yere varamayacaklarını göreceklerdir!..
Bunu, İsrail de görecek ve anlayacaktır ki;
Bundan böyle ya devlet olacaklar ya da; zaten bir projeler çöplüğü olan Ortadoğuda, bir proje olarak kalmaya mahkûm olacaklardır!..
Eğer misillemede bulunmaya yeltenirler de Türkiyeye bedel ödetmeye filan kalkarlarsa, kendilerinin çok daha ağır bir bedel ödeyeceklerini de hesaba katmak zorunda kalacaklardır!..
Çünkü Türkiye;
Başbakan Erdoğanın da ifade ettiği gibi; bir kabile devleti değil, güçlü ve büyük bir ülkedir!..
O TELEFON GÖRÜŞMESİNİN MUHTEVASI
Öyle sanıyorum ki; İsrail bunu anlamaya başladı... Ama İsrailden fazla İsrailci olan Aydın Doğan medyası ve CHP, hâlâ odunum demekte direniyor!..
Bir türlü anlayamıyorum;
Türkiyenin Başbakanına karşı bir densizlik ve haksızlık yapılmış, Başbakan da ülkesine ve kişiliğine yakışır bir tavır sergilemiş ve üstelik Şimon Peres bile, yaptığından pişman olup, telefon açarak üzgünüm demişken, Aydın Doğan medyası, hâlâ Yahudi ağzı kullanıyor;
Şimon Peres, Erdoğandan özür dilemedi!
Ulan, telefon açmak bir özür ifadesi değil mi?..
Üzgünüm demek bir özür ifadesi değil mi?..
Hem, size ne oluyor ki;
İsrailin özür dilemesi veya dilememesi sizi bu kadar ilgilendiriyor?..
Alın işte, Erdoğan-Peres telefon görüşmesinin bant deşifresi aynen şöyle:
- Peres: Dostlar arasında böyle şeyler olur, bugün olanlar için son derece üzgünüm. Her şeyden önce Türkiye Cumhuriyeti'ne ve Başbakan olarak size olan saygım ve takdirim hiçbir zaman değişmedi.
- Erdoğan: Tabii her şeyden önce dostlar kendi aralarında şüphesiz ki tartışma yaparlar, ama uluslararası bir toplulukta böyle bir kabile lideriyle değil, Türkiye Cumhuriyeti'nin lideriyle yüksek sesle böyle konuşulmaz.
- Peres: Sesimi yükselttim. Zira arkadaşlarım sesimin az çıktığını ve anlaşılamadığını söylediler. Bunun, (sesimin yüksek çıkmasının) Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanıyla ilişkimle hiçbir ilgisi yoktur. Bugün olanlar için üzgünüm.
- Erdoğan: Biraz sonra bir basın toplantısı yapacağınızı duydum.
- Peres: Bugün değil, yarın.
- Erdoğan: Yarın yapacağınız basın toplantısında şu anki samimi duygularınızı açıklayabilirseniz, öyle zannediyorum ki bu sıkıntı bir ölçüde giderilmiş olur.
- Peres: Elbette bu söylediklerimi basına da (Publicly) aynen ifade ederim.
- Erdoğan: Telefonunuz için teşekkür ederim Sayın Cumhurbaşkanı.
- Peres: Ben de size teşekkür ediyorum. İyi yolculuklar dilerim.
Evet, o telefon görüşmesinin bant çözümü aynen böyle... Sorarım size; burada bir özür ve pişmanlık yok mu?..
Buna rağmen, kartel medyasına giren-çıkan nedir ki; Peresin özür dilemediğini ispatlamaya çalışıyorlar!..
Korkarım ki;
İsrail yanlısı bu tavrı sürdürmeye devam ederlerse, önceki gece havaalanında olduğu gibi;
Vur vur inlesin, Aydın Doğan dinlesin!..
Kanal D dışarı!.. CNN Türk dışarı sloganları orada kalmaz, bütün Türkiyeye yayılır!..
YA, MONŞERLERE NE DEMELİ?
Erdoğanın çıkışı Türkiyenin çıkarlarını ne derece etkileyecek ve dünyanın tepkisi ne olacak?.. diyen monşer kafalıların içinde bulunduğu aşağılık kompleksini de anlamakta zorlanıyorum!..
Ulan papyon kravatlı monşerler, ulan CHP tandanslı emekli diplomatlar; siz hiç onur ve haysiyet ne demektir bilmez misiniz?..
Hiç bilmez misiniz ki;
En büyük çıkar, yaşamaktır!..
Yaşamıyorsan, hayatta değilsen, hemen her gün ölüyorsan milyar dolarların olsa ne yazar?!?
Hem, elâlem ne derse desin; sen Türkiye ne diyor, Başbakan ne diyor, ona baksana!..
Bu ne aşağılık kompleksidir, bu ne onur ve haysiyet yoksunluğudur ki;
Perese 25 dakika, senin Başbakanına 12 dakika konuşma süresi verilmiş ve sen bunu hâlâ kabul ediyor ve hâlâ içine sindiriyorsun ha!..
Tuuuhhh senin midene!..
........
Yazacak çok şey var... Ama, şu kadarını söyleyeyim:
Tayyip Erdoğan, sadece bir Başbakan değil, bir lider olduğunu bir defa daha göstermiştir!..
Hem de dünya çapında bir lider!..
Kuduz köpek ve hoşt
Aydın Doğan medyası AK Parti İzmir Milletvekili İbrahim Hasgürün sözlerine takmış kafayı... Hasgürden anlaşılmaz tavır deyip, onun İsraile kuduz köpek dediğini, Başbakanın da bu kuduz köpeğe elinin tersiyle hoşt dediğini söylediğini ileri sürüyorlar!..
Ne yalan söyleyeyim, ilk etapta ben de şaşırdım... Hasgürün fazla heyecanlanmış olabileceğini düşündüm... Ama sonradan aklıma geldi, haberi Aydın Doğan medyası veriyorsa, dikkatli olmak lazım...
Öyle ya; sözün önü ve arkası olabilir... Onlar cımbızla aldıkları bir sözü öne çıkarırlar ve yargısız infaz yaparlar!..
Yine öyle yapmışlar... Hasgürün söylediği sözün bir kısmını almışlar...
Oysa, İbrahim Hasgür diyor ki;
Bizim dünyada hiçbir Yahudi dinine mensup biriyle problemimiz olamaz. Türkiyedeki Yahudi vatandaşlarımızla da problemimiz olamaz. Ama orta yerde bir İsrail problemi var. Mesela eski İsrail Savunma Bakanlarından ve Başbakanlarından Moşe Dayan, İsrail bir kuduz köpek gibi olmalıdır, ona kim saldırmaya kalkarsa hemen anında cevabını almalıdır. Kimse ona saldırmaya, ona dokunmaya cesaret edememelidir diyor.
İsrail hakkındaki kanaat bu, İsrailin Orta Doğuda misyonu bu. Ne yapmıştır Başbakanımız. Bu kuduz köpek konumunda olan İsraile ve avanelerine elinin tersiyle hoşt demiştir.
Siz siz olun, Aydın Doğan medyasına hemen kanmayın!