Bismillahirrahmanirrahim
Yaratıcımız, Yaşatıcımız ve Yöneticimiz Allah’ımıza hamd, Önderimiz, Sevgili Resulümüz Hz. Muhammed (s.a) Efendimize, tüm Resul Efendilerimize, izinden gidenlere, Ehlî Beyti’ne, Ashabına, canımız Ana ve Babamıza, Allah (c.c)’ın ilke ve inkılabı İslam’a tabi olan Mü’min kardeşlerimize, Din ve Vatan muhafızı Şehit ve Gazilerimize salat ve selam olsun!
Bu asrın en büyük kıyametini 6 Şubat gecesi hep birlikte yaşadık! Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli iki büyük deprem ve akabinde gerçekleşen yüzlerce artçı depremin neticesinde vefat eden şehid kardeşlerimize Allah’ımızdan rahmet, enkaz altında kalan ve dualarımızın en başına kurtulmaları için koyduğumuz çoluk çocuk, genç yaşlı, erkek kadın, insan ve hayvanattan kim varsa cümlesine acilen imdat ve yaralı kardeşlerimiz için Rabb’imizden şifa dileniyoruz. Milletçe başımız sağ olsun! Rabb’ımız Allah (c.c) bir daha bizlere böyle afetler yaşatmasın! Amiin.
Bu depremzede on şehrimizin tamamı, İstiklal Mücadelemizde kendi imkânlarıyla tilki terörist İngiliz destekli Fransız ve İtalyan İşgal kuvvetlerini Allah’ımızın lütfuyla denize dökmeyi başarmış olan kahraman, şanlı ve gazi şehirlerimizdir! Milli Mücadelede gazi olan bu sergazi şehirlerimiz, ihmaller ve tedbirsizlikler neticesinde sun’i veya tabi depremlerle tekrar harabe haline dönüştürülmüştür!
“İnsanların kendi elleriyle yaptıkları (tahribat ve talanlarının yol açmasıyla, doğal ve sosyal yapıyı bozmaları) dolayısıyla, karada ve denizde (nice) fesat (bozulma) ortaya çıktı (çıkacaktır). Umulur ki, (fesatlık ve fırsatçılık yapıp doğayı tahribattan) dönerler diye (Allah) onlara yaptıklarının bir kısmını (felaket ve musibet olarak) kendilerine tattırmaktadır.’’ (Rum S.41) İlahi ihtarına rağmen ihmallerimizin ve tedbirsizliklerimizin acı neticelerini tüm dünyada tatmaya devam ediyoruz!
Fedakâr ve cefakâr Milletimizin bir daha ocakları sönmesin için Maddi Depremlerin meydana getirdiği zararları, tahribatları aza indirmenin yolu maddi ve manevi tedbirleri birlikte almamız gerektiğini yıllarca yazdık ve söyledik. Bu acı günlerimizde bu konulara şimdilik değinmeyeceğiz!
Bu kıyamet afetinden, her şahıs, her kurum, her kuruluş ve hepimiz büyük dersler alıp İstanbul ve diğer şehirlerde olası deprem, sel, orman yangınları ve salgın hastalık gibi afetlere karşı şimdiden birlikte hazırlıklı olmalıyız!
Şimdi suçlu arama zamanı değil! Birlik beraberlik dayanışma ve yardımlaşma zamanı ve acıları paylaşma zamanı! Ve acilen ve acımasızca Maddi ve Manevi tedbirleri artırma zamanıdır!
Ancak; son asrın en büyük deprem felaketinde depremzede kardeşlerimizin acılarını paylaşıp azaltacaklarına depremden nemalananları, siyasi ve iktisadi menfaat devşirmek için kargaşa çıkaranları, yalan haberlerle halen enkaz altında feryadı figanla ailesini beklemekte olan mağdur ve mazlum depremzede kardeşlerimizin acılarına acı katanları Allah’ımızın Aziz ve Kahhar İsm-i Şerifi’ne havale ediyoruz!
Bu bir avuç devşirme grubuna rağmen millet olarak din, mezheb, ırk ayırımı yapmadan acıları birlikte paylaşmayı başarıyoruz elhamdülillah!
Enkaz altından “Bizi kurtaran yok muu!” çığlıklarını sevince dönüştürmek için Türküyle, Kürdüyle, Arabıyla, Acemiyle, Sünni’siyle, Alevi’siyle, başörtülüsüyle, baş açıklısıyla nasıl birleştiklerini ve bir can kurtarmak için nasıl el ele verdiklerini sevinç ve hüzün gözyaşlarımızla ağlayarak şahid olduk! Ve; “Bu Millet ne güzel bir Millet!” gerçeğini sevinç ve hüzün gözyaşlarımızla bir kere daha yaşayarak gördük Elhamdülillah!
“Söz konusu Dinimizi, Devletimizi, Vatanımızı, Namuslarımızı ve Canlarımızı korumak ve kurtarmak ise gerisi teferruattır!“ demeyi başaran ve hemen kucaklaşan bu Necib Millet Ne Güzel Millettir!
Bin yıldır ‘’devlet millet el ele’’ diyerek bu güzel vatanı birlikte koruyan ve deprem, sel, korona vs. felaketlerinde de aynı birliği başaran bu Necib Millet ne Güzel Millettir!
“Ey Rabbimiz Allah! Biz çaresiz ve aciz kullarına Yüce Katından acilen rahmet ve merhamet ihsan eyle. Bizim şu içinde bulunduğumuz durumdan kurtulmamız için, kurtuluş yollarımızı kolaylaştır.” (Kehf Suresi 10) İlahi Mesajının gereği kavli, kalbi ve fiili duaya devam etmeliyiz!
Ve “Hani Rabb’nız Allah size şu uyarıyı yapmıştı: “Eğer Kulluğunuzun gereği ve isbatı emirlerime ve yasaklarıma boyun eğerek Bana şükrederseniz, size verdiğim nimetleri kat kat artıracağım; ama eğer nankörlük ederseniz, bilin ki Benim azabım çok çetindir!” (İbrahim Suresi 7) ilahi uyarısının acı neticelerinden Allahımız hepimizi korusun. Amiin.
“Ey belaları def eden Allah’ım! Belaları musibetleri ve felaketleri bizden uzaklaştır.
Zira Sen muhafaza edicilerin en merhametlisisin.
Muhakkak ki senin gücün her şeye yeter.”
Allah’ım! Ücretini sadece Senden bekleyerek deprem enkazındaki çaresiz kullarını kurtarmak için gece gündüz çalışan AFAD, Kızılay, Diyanet, İHH vb.. diğer tüm vakıflarımızdan ve arama kurtarma ekiplerinde fedakarca hizmet eden kardeşlerimizden razı ol! Ve hayırlı, huzurlu bereketli ve sıhhatli ömürler lutfeyle! Amiin.
Nefsimizde, ailemizde ve ülkemizde “İslam Sözleşmesi ”nin uygulanması, Mescid-i Aksa’mızın, Osmanlıcamızın özgürlüğü, tatil olması dileğiyle...
Selam, sevgi ve duayla...