Büyük iddialar, büyük sözler, cesur adımlar..

İbrahim KARAGÜL

Artık büyük sözler söyleme zamanı.
Büyük iddiaların ve büyük ideallerin peşinde koşma, kararlı ve cesur adımlar atma zamanı.

Tarih yapıcıların ellerini güçlendirme, işlerini kolaylaştırma, yollarını aydınlatma, onlarla omuz omuza mücadele etme, gerektiğinde bedel ödeme zamanı.

Küçük hesaplar sayfasını kapatma, küçük hesapların peşinde koşanların defterini dürme, ülkenin ve milletin zamanını ve azmini onlardan koruma, kurtarma zamanı.

Kısır tartışmaların, günübirlik dedikoduların, birkaç gün sonrasını göremeyen siyasi söylemlerin, cambazlıktan başka bir işe yaramayan yorum ve analizlerin hükümranlığını sona erdirme zamanı.

Artık, fitne-fesat üzerinden mevzi savaşları verenlere, küçücük çıkarları için büyük laflar edip bunu memleket meselesi olarak pazarlayanlara tavır alma zamanı.

Riyakarlar, kelepirciler, ve bedel ödeyenler..

Bir hafta öncesini hatırlamayan, bir hafta sonrasına dair hiçbir kanaati olmayan riyakarlara tavır alma zamanı.

Artık işadamı değil, politikacı değil, kanaat önderi değil, STK'cı değil, gazeteci değil, aydın değil dava adamı olma zamanı.

Bunun için öncelikle zihinleri ve yürekleri temizleme, fırsatçılıktan kurtulma, arınma ve azim ve kararlılık sınavından geçme zamanı.

Sonradan peydahlanmış bazı kişiliklerin, yeni yetme 'akil' tiplerin, şımarıklık ve açgözlülük karışımı karakterlerin yıllarını bu mücadeleye adamışlara, bedel ödemiş/yanmışlara, bu ülkenin sinir sistemini oluşturan sessiz ve onurlu insanlara kılıç sallamasına hoşgörü gösterilecek zaman değil.
Az sıkıştığında kuyruğunu kıstırıp sıvışanların, işler yoluna girince “merkez”i kapma hatta yağmalama yarışına giren kelepircilerin saltanat süreceği zaman değil.

Bütün hesapların üstündeki hesap

Yoklukla sınanmışların, varlıkla imtihan olmuşların, çelik yumrukları, güçlü nefesleri, mangal gibi yürekleri olanların zamanı. Çünkü onlar Türkiye'yi bugüne taşıdılar, ganimet paylaşıcı olmadılar.

Çünkü onlar bu ülkeyi çok daha ileri taşıyacak azme, iradeye ve ülke sevgisine sahip. Çünkü onlar, az sıkıştığında kaçıp sinenlerden, cephe satanlardan, mevzi değiştirenlerden ve bu günahlarına arsızca bahanelere üretenlerden olmayacak.

1 Kasım vatan savunması dedik. Milletimiz, Selçuklu'dan gelen gelenekle, Osmanlı'dan kalan mirasla, Cumhuriyet döneminin azmiyle bu ana eksene, o yüzyıllara şekil veren ruha, kendine ve coğrafyasına kan veren damara sahip çıktı. Bütün siyasi söylemlerin üstünde bir siyasi irade olduğunu, bir tarihsel hedef olduğunu gösterdi.

Yol çizdi, tavır koydu, tarih yapıcıların yolunu açtı. Onları diz çöktürmeye, onları tasfiye edip Türkiye'ye diz çöktürmeye dönük son üç yıldır acımasızca devam eden çokuluslu müdahaleye meydan okudu.

Bugünlerde yüzyıllara dönük imzalar atılacak

Öyleyse artık susma vakti, bezginlik vakti, günlük hesap vakti geçmiştir. Bundan sonra büyük adımların atılacağını, cesur kararlar verileceğini, Anadolu ölçeğinin çok ötesinde coğrafya mücadelesi verileceğini, ulus üstü yapılanlar döneminin başlayacağını bilmek gerekir.

Dün yeni seçilen vekiller yemin etti, Cumhurbaşkanı Erdoğan hükümeti kurma görevini Ahmet Davutoğlu'na verdi. Oluşturulacak yeni kabinede güçlü, kararlı, yerli, bu büyük yükselişe imza atacak isimler olacak.

Bu kabinenin işi bundan öncekilerden çok daha zor olacak. Çünkü onlar yeni yükseliş döneminin kadroları olacak. Milletin 1 Kasım'da verdiği sözün üstüne söz söylemek, o duruşun ötesine adımlar atma yükümlülüğü altında olacak.

Olağanüstü çıkışların yaşanacağı, büyük reformların yapılacağı, ekonomik sıçrama ve dış politik açılımların ses getireceği bir dönem başladı. Bu dönem bir çok ülkede olduğu gibi, imparatorluk dosyalarının raflardan indirildiği dönem olacak.

Bunu sadece Türkiye yapmıyor, kimse buradan bir muhalefet dili üretmeye kalkışmasın. Almanya da, İngiltere de, Rusya ve Fransa da kendi dosyalarını raflardan indiriyor. Artık böyle bir tarih başladı.

Bu tarih, kimin merkezde yer alacağına karar verilen tarih olacak. Belki de bugünlerde atılacak temeller yüzyıllara dayanan bir gücün temelleri olacak. Belki bu yıllar işte böyle bir güçlü çıkışın ilan edildiği yıllar olacak.

Dış müdahale, iç işgal ve intihar bombacıları

Artık kimlik savaşlarıyla, mezhep ve etnik çatışmalarla uğraşacak vakit yok. Artık sadece Türkiye'nin iç sorunlarıyla uğraşacak lüksümüz yok. Artık bu ülkenin her hareketi, her çıkışı, her söylemi bölgeseldir hatta küreseldir. Böyle olmak zorundadır. Böyle olmazsa, acımasız bir yıpranma dönemi başlayacaktır.

Üç yıldır Türkiye'yi çepeçevre kuşatan, nefesini kesen, diz çökmeye zorlayan saldırılar, dış müdahaleler, iç işgal girişimleri işte bu büyük tarihsel sıçramayı yok etmeye ayarlıydı.

Milletimize ve ülkemize öncülük edenleri, onları büyük dava ile tanıştıranları, onlara cesaret ve özgüveni hatırlatanları tasfiye edip yok etmek istemelerinin sebebi, bu milleti dilsiz, kör ve sağır bırakmaktı.

Yapmadıkları çirkinlik ve çirkeflik kalmadı. Daha bir ay önce imza attıkları ihanetlerinin mürekkebi bile kurumadı. Ama başaramadılar. Başaramayacaklardı. Milletlerin büyük yürüyüşlerini, eğilimlerini, toplumsal duygu selini durdurmaları mümkün değildi. Bunu bile anlayamayacak kadar aptaldılar ve birer intihar bombacısı gibi meydana sürüldüler.

Bütün bunlar geride kaldı. İhanet ve kötülük sahipleri ortada kaldı. Büyük yürüyüş hiç sendelemeden devam ediyor.

Bin yıllık tarih, yeni başlangıç

Öyleyse bundan sonra artık hepimiz bu misyona göre hareket etmek zorundayız. Milletvekilleri de, bakanlar da, kanaat önderleri de, gazeteciler ve aydınlar da bu misyonla hareket etmek zorunda. Bunu başaramayanlar yollarda kaybolup gidecektir. Bunu kişisel çıkar yolu görenler utançlarıyla ortada kalacaklar.

Bin yıllık tarihin yeni bir aşamasına geldik. Cumhuriyet'in ilan edildiği dönemler gibi yeni bir başlangıç dönemine girdik. Hepimizin birer vatansever olarak, ülkesine ve milletine adanmış kişiler olarak bu başlangıçta üzerimize düşeni yapma yükümlülüğü var.
Artık büyük sözlerin, büyük ideallerin, cesur adımların zamanı. Selçuklu'dan bu yana devam eden tarih akışını yeniden şekillendirme zamanı.

Biz hep burada kalacağız

Bugüne kadar tereddütsüz bir şekilde tarih yapıcıların yanında yer aldık. Her türlü ayartmaya, tehdide, itibarsızlaştırmaya karşı tereddütsüz bir şekilde ayaklarımızı sağlam tuttuk.

Ama asıl büyük mücadele yeni başlıyor. Başı dönenlerin, dizleri titreyenlerin, dilleri tutulanların direnemeyeceği bir süreç olacak bu.

En ağır sınav şimdi başlıyor. Hepimiz sınanacağız.

Yürekleri sağlam olanlar, asla pes etmeyecekler, öncüler yüzyılların mücadelesini verecek. Biz hep orada olacağız.

İlk yorum yazan siz olun
OKUYUCULARIMIZIN DİKKATİNE !... Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.