İşte Hazreti Ömer devrinden bir adalet örneği
Rum imparatoru Şam ve Humusun fethinden sonra Müslümanlarla son bir defa daha savaşmak için kuvvetli bir ordu hazırladı. Antakya kum gibi asker kaynıyordu.
Bu durumu haber alan sahabe-i kiramdan Ebu Ubeyde Bin Cerrah (r.a.) emri altındaki kumandanları istişare yapmak için topladı. Strateji belirlemek için görüşlerini aldı.
Önce Yezid Bin Ebu Süfyan (r.a) sonra Şurahbil Bin Hasene (r.a) görüşlerini beyan ettiler. Bunun üzerine Ebu Ubeyde (r.a) Öyleyse Hıristiyanları şehirden çıkaralım mı? diye sordu.
Yezid tekrar söz aldı, Hayır dedi. Bunu yapmaya hakkımız yoktur. Biz Hıristiyanlarla sulh içinde yaşamak şartıyla eman verdik. Bu taahhüdümüzü ihlal edemeyiz.
Ebu Ubeyde (r.a) vakit kaybetmeden Müslümanların Şama çekilmeleri gerektiğini söyledi. Kumandanlar bunu kabul ettiler.
Ordu hareket etmeden önce Ebu Ubeyde (r.a) hazinedarı yanına çağırdı. Hıristiyanlardan cizye olarak alınan vergiyi iade etmesini emretti. Bunun gerekçesini de şöyle izah etti.
Biz bu vergiyi onları düşmanlarına karşı himaye etmek için almıştık. Bu durumda onları himaye edemeyeceğimize göre paralarını iade etmeliyiz. Kendileriyle yine dost kalacağımızı, fakat onları artık himaye edemeyecek durumda olduğumuzu bildirmeliyiz.
Bunun üzerine hazinedar, Hıristiyanlardan alınan vergiyi iade etti. Hıristiyanlar bu adalet karşısında duygulandılar ve, inşallah tekrar gelir, yine bize hakim olursunuz. Diye dua ettiler. Müslümanların şehri terk etmesinden sonra da bütün kapıları kapattılar.
İşte onlar böyleydi
Ve, sonra Ebu Ubeyde (r.a) Şama çekildiğini Halifeye bildirdi. Hz. Ömer(r.a) üzüldüyse de, kararın istişare neticesinde alındığını öğrenince de rahatladı. Çünkü Fahr-i kainat Efendimizden aldığı derse göre istişare ile alınan kararın pişmanlık getirmeyeceğine inanıyordu.
Sonra İslam ordusuna hitaben bir mektup yazdı. Bu mektup mücahitlerin maneviyatını yükseltti. Hicretin 15. yılında Yermükte yapılan savaş sonucunda mücahitler kalabalık düşman ordusuna karşı büyük bir zafer kazandılar
Evet Aziz Dostlar!
Onların azmine, sebatına, kararlılığına, daha önemlisi adaletine şu zamanda ne kadar ihtiyacımız var
Ayet-i Kerimede buyrulan inanıyorsanız muhakkak üstünsünüz fermanına tam inanıp hareket edersek; acaba, onlar kadar değilse de o adaletlerine, sabır ve sebatlarına yanaşamaz mıyız?
Tabii ki yanaşırız. Yeter ki en büyük düşmanlarımızdan biri olan ümitsizliğe düşmeyip çalışalım.
Cenab-ı Hak hepimize istikamet üzeri sebat etmeyi nasip eylesin