Sibel merkeze gece kâbusları ve huzursuz uykuları yüzünden başvurmuştu. Küçük şeylerden dolayı uzun süren ağlama krizleri oluyor ve beraberken devamlı annesine yapışıyordu. Sibel yedi yaşında olmasına rağmen daha önce olmadığı kadar annesine bağımlı ve talepkar görünüyordu. Anne Dilek hanımın anlattığına göre, her şey yolunda giderken Sibel huzursuz uyuyordu ve en az bir kere kâbus görüyordu. Gece boyunca iki üç kez annesini uyandıracak şekilde bağırarak yanına çağırıyordu ve her seferinde annesi tarafından sakinleştirilmesi gerekiyordu. Anne kızının uyku sorunlarına karşı duyarlı ve hassas davranıyordu.
Sibel’in erken çocukluk döneminden bahsederken Dilek hanımın yüzünde bir rahatlama ve gülümseme belirmişti. Sibel’in kolay ve çok tatlı bir bebek olduğunu anlattı. Büyüdüğü zaman da nazik ve çok kolay hızlı öğrenen bir çocuktu. Başkalarına karşı her zaman düşünceliydi.
Sibel anne ve babasının evliyken çok defa büyük kavgalarına ve şiddete tanık olmuştu. Daha o zamanlar geceleri uyku sorunları başlamıştı. Muhtemelen uyumayarak annesini babasından korumak istiyordu ve bu yüzden her an tetikdeydi. Sibel’in okuldaki başarısı da oldukça iyiydi. Sibel okuldaki diğer yetişkinlere karşı çekingen davransa da arkadaşlarıyla arası iyiydi. Arkadaşlık kurmada bir sorun yaşamıyordu. Sibel bazen içine kapanabiliyor, sessizce ağlıyor ve bir süre yatıştırılamıyordu.
Merkezde bekleme odasına girdiğimde Sibel resim çiziyordu. Annesi onu oyun odasına götürdü, sonra kızına yakında, bekleme odasında olacağı güvenini vererek ayrıldı. Sibel de; yapılan oyun terapileriyle ve anne babaya yapılan destek görüşmeleriyle kısa sürede belirgin düzelmeler görüldü.
Değerli okuyucular, aileler yatma zamanı geldiğinde, çocukların kendiliğinden yatmasını ve gece boyunca da rahat uyumalarını bekler. Bazı çocuklar gece olunca yatmamak için direnirler ya da gece yarısı uyanıp ağlamaya başlarlar. Bir kısmı ise gece korkuları yaşarlar ya da kalkıp evin içinde dolaşırlar ve sonunda anne ve babanın yatağında buluverirler kendilerini...
Çocuklar genelde aileleri yatmadan yataklarına gitmek istemezler. Yatmayı geciktirmek için ellerinden geleni yaparlar. Amaçları aileleri ile daha uzun süre birlikte olmak, ilgi çekmek ve genellikle de biraz daha televizyon seyretmektir. Engelleme taktikleri de çoğu zaman işe yarar.
Uyku sorunlarını çözmek için öncelikle aileler çocuklarının ne zaman yatması gerektiği konusunda karar vermelidir. Bu zaman çocuğun uyku ihtiyacı ve ailenin kendileri için ayırmak istedikleri zaman dikkate alınarak belirlenmelidir. Bu zaman belirleme işleminden sonra yarım saat sürecek bir uykuya hazırlık seremonisi uygulanmalıdır. Bu seremoni çocuğun günün sona erdiğini, artık uyku zamanının geldiğini anlamasına yardımcı olurken bunun güzel ve her gece tekrarlanan ve düzenli bir alışkanlık olduğunu öğretmeyi amaçlar. Bu seremoni; çocuğun pijamalarını giymesi, dişlerini fırçalaması, bir hikayenin okunması, ya da anne babayla yapılan küçük bir sohbeti içerir.
Çocukluk döneminde kâbuslar çok sık görülür ve çocuklar ne gördüklerini hatırlarlar. Genelde onların varlıklarını tehdit eden bir teme söz konusudur. Kâbuslar sıklıkla rüya görmenin en yoğun olduğu gecenin ikinci yarısında görülür. Küçük çocuklar kâbus görünce korku içinde uyanır ağlayarak ebeveyn odasına koşarlar. Daha büyük çocuklar kâbusun ne olduğunu artık öğrendikleri için bununla baş edebilir ve anne babayı uyarmadan tekrar uykuya dalabilirler. Kabus gören çocuğun fiziksel temasa rahatlatılmaya ve kendini güvende hissetmeye ihtiyacı vardır. Genelde çocuklar kâbusun içeriği hakkında bilgi verebilirler, bu da ailenin bunun sadece kötü bir rüya olduğunu çocuğa anlatabilmesine fırsat verir. Bu durumda ebeveynin tekrar sakinleşene ve uykuya dalmaya hazır hale gelene kadar çocuğun odasında birkaç dakika geçirmesi uygun olur.
Genelde kâbus gören çocuklar bazı nedenlerden dolayı stres altındadırlar. Bu nedenle sabah olunca kendine sıkıntı veren konular üzerinde konuşmak yararlı olacaktır. Uyku sorunları uzun sürdüğünde ve çözüm bulunamadığında “Oyun terapisi” oldukça işe yarayacaktır.
Çocuklarınızın rahat uyuması duasıyla Allah’a emanet olunuz.