Çocukluk çağı ruhsal sorunları

Kıvanç Tığlı BULUT

Değerli okuyucular, çocukluk çağı ruhsal bozukluklardan en sık rastlanan bozukluk “Dikkat Eksikliği Sendromu”dur. Dikkat eksikliği, aşırı hareketlilik ve ataklık gibi belirtilerle karakterize olan bu sendrom, genellikle 7 yaşın altında başlar. Aşırı hareketlilik genellikle yürümeye başlayınca ortaya çıkar ve giderek de artar. Dikkati yoğunlaştırmada güçlük çeken bu çocuklar, zekâları normal olduğu halde öğrenme güçlüğü ve okul başarısızlığı nedeniyle öğretmen ve aile tarafından fark edilebilirler. Çabuk uyarılan bu çocuklar çok ataktırlar ve engellenme eşikleri düşüktür. 

Çocuklarda evden kaçma: Evden kaçma, çocuğunuzun sizin izniniz olmaksızın en az bir gece eve gelmemesi, geceleri evden kaçması ve başka bir yerde kalması olarak tanımlanır. Bir çocuğun evden kaçmasının en önemli nedeni, ev ortamında şiddetin ya da anlaşmazlığın bulunmasıdır. Çocuğun otoriteyle yaşadığı sorun ya da özgürlük arayışı da kaçış için bir neden olabilir.

Çocuğunuz evden kaçtıysa, bu onun «kötü» biri olduğu anlamına gelmez. Çocuğunuz sorunları ile sağlıklı bir şekilde başa çıkamamış ve kötü bir seçim yapmıştır. 
Çocuğunuza karşı sürekli yargılayıcı olmamak kaygılarını, korkularını hafife almamak, uygun olan davranışlarını övmek ve sorunlarıyla baş edebilmesine yardımcı olmak gerekmektedir. Sizden yardım istediğinde bunu önemsemeniz, yardım ederken de bunu konferans verir gibi yapmamanız, ilişkinizi kuvvetlendirmek açısından önemlidir.

Evden kaçmayı düşünen çocuğunuzun davranış kalıpları değişir. Örneğin, eskisine göre daha sinirli, asi ya da içe kapanık olabilir. Sizi evden kaçmakla tehdit edebilir. Daha belirgin ipucu ise, çocuğunuzun para ve eşya biriktirmeye başlamasıdır.

Çocuğunuz eve döndüğünde, döndüğü için memnun olduğunuzu, onu merak ettiğinizi ifade edin. Çocuğunuz sizden aşırı tepki vermenizi (kızmak, bağırmak, hemen soruna dair konuşmak) bekleyecektir. Eğer onun beklentisini doğru çıkarırsanız, bir kez daha evden kaçması için ona bir koz vermiş olursunuz. Böyle bir durumla karşılaştığınızda bir uzmana danışmakta yarar var. Çocuğunuza bilinçaltı süreçlerini ortaya çıkaracak testler uygulanıp, ona göre aileye rehberlik ve danışma yapılmalıdır.

Tik bozukluğu: Tiklerde en sık olarak göz kırpma, burun çekme, omuz silkme vb. şeklinde görülür. Danışmanlığa gelen Oğuz, öğretmeninin kendisine sürekli yaramaz, aptal demesinden çok etkilenmişti. Oğuz çok hareketli enerjik bir çocuktu. Zihinsel yönden yaşıtlarına göre altı ay bir geriliği vardı. Bu yüzden dersleri başarılı değildi. Sınıfta sürekli hor görüldüğü için zamanla Oğuz’da başını sallama gibi bir tik oluşmuştu.

Enurezis: Fiziksel bir nedene bağlı olmaksızın tekrarlayıcı türden istem dışı idrar kaçırmadır. Ergenlik çağında bu çocukların büyük bölümü kendiliğinden düzelir. Aileye yeni bir kardeşin gelmesi, anne-baba ayrılığı, aşırı sert ve otoriter eğitim, ebeveynlerden birinin ölümü, okul değişikliği, kardeş kıskançlığı gibi nedenlerden dolayı çocuklar altına kaçırır. Tedavide ilaç kullanmadan da psikoterapi ile bu problem düzelebilir.

Çocuklarda çekingenlik: Çekingen çocuklar yaşıtları ile ilişki kurmakta zorlanırlar, kendinden küçüklerle oynamak isterler, yalnız kalmaktan hoşlanırlar. Annelerinin yanlarından ayrılmazlar, hatta babası ile veya büyük annesiyle yalnız kalmaktan kaçınırlar. Kendilerine soru sorulduğunda bazen cevap vermek istemezler, başlarını öne eğerler, nadir hallerde de göz, baş işaretiyle yetinirler. Bu çocuklar güvensiz, huzursuz çocuklardır. Bazılarında saldırganlık da görülebilir. Okul ortamı veya arkadaş grubu içinde olduklarında oyuna katılmak isteseler de kendilerinde bu cesareti bulamazlar. Mutlaka birisi onları elinden tutup oyuna sokmalıdır, oyuna girdikten sonra da mutlu oldukları dikkati çeker. Çekingen çocuklar aynı zamanda onlardan ne beklendiği veya yeni bir durumu nasıl ele alacaklarını bilmediklerinde, özellikle yeni bir iş karşısında kaldıklarında normalin üstünde bir huzursuzluk gösterirler.

Ailenin aşırı baskılı davranması veya çok koruyucu olması çocuğu çekingenliğe iter. Çocuğun söylediklerine aldırış edilmemesi de onu çekingen yapabilir. Bir başka neden de; çocuktan yaşı ve kapasitesi dışında davranışlar beklenmesi, fikirlerinin sürekli eleştirilmesidir. 

Çocuklarda çalma davranışı: Aşağı yukarı bütün çocuklarda altı yaşın sonunda “benim” ve “senin” kavramı gelişmiştir. Böylece çocuklar okulda başkalarının eşyalarına saygılı olmayı da öğrenirler. İlk yıl bunu tam anlayamamış olanlar, arkadaşlarının ufak tefek eşyalarını eve getirebilirler. Bunun üzerinde durulmamalı, olay büyütülmemelidir. Çocuğunuzdan aldığı eşyayı geri götürüp sahibine geri vermesi istenmelidir. Çocuğunuz anaokulundaysa, zaten burada tam mülkiyet yoktur. Kâğıt, kalem, boyalar ortak kullanılır. Eğer çocuğunuz bunları eve taşıyorsa, ona asla çalmaktan, hırsızlıktan bahsetmeden eşyalar sahibine geri verilmelidir. Çalan çocukların çoğu büyük bir ihtimalle sevgiden, ilgiden yoksundur. Başkalarından aldıkları eşyalar, onların insanlardan bekledikleri sevgiyi simgeler. Beklediklerini bulamadıkları zaman bu yola başvururlar. Yazımı sevgili Peygamberimizin hadisiyle bitirmek isterim;

Peygamberimiz şöyle buyuruyor, “Çocukları hakkıyla sevmek ve onları hakkıyla korumak cehennemden kurtuluşa vesiledir.”

İlk yorum yazan siz olun
OKUYUCULARIMIZIN DİKKATİNE !... Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.