Darbecileri paraya boğan 'şer ittifakı'

İbrahim KARAGÜL

Bu coğrafyaya yönelik demokrasi çıkışlarının hiçbirine inanmadım. 'Paket'lerle servis edileni değil, kitlelerin arayışlarını, azimlerini, hedeflerini, hayallerini önemsedim. Adalet ve özgürlük duygusunun bir gün coğrafyanın haritasını da rengini de değiştireceğine inandım.

Çünkü bize sunulanların hepsi projeydi, güvenlik eksenliydi, bölgeyi yüzyıldır yönetenlerin çıkarlarına göre şekillendirilmişti.. Hepsi birer sahtekarlık örneğiydi.

Büyük Ortadoğu Projesi de böyleydi, Irak için pazarlanan demokrasi çıkışları veya diğer örnekler de…

Yüz yıldır bu bölgede bir tiyatro oynanıyor, acıklı bir oyun sahneleniyor. Birinci Dünya Savaşı'nın kaybedenlerinin kutsadığı her şey üzerinde, kazananlar ve onların kuklaları tepiniyor.

Mısır'da gerçekleşen askeri darbe, bu açıdan bir 20. yüzyıl klasiğidir. Olmaması gereken, utanç duymamız gereken sahtekarlıkların belki de son örneğidir.

Asker veya belli azınlık üzerinden ülkenin her şeyini kontrol et, kitleleri arada bir sevindir/gönlünü et, bu ülkelerin hepsi elinin altında olsun. Kaynak mı, petrol mü? O zaten senin.. Küçük bir azınlığa iktidar satıp onu zaten alabiliyorsun.

Tiyatronun sona ermesi için, oyun kurucuların ellerini bu bölgeden çekmesi lazım. Kitlelerin aklını başına alması lazım. Gerçekten demokrasi ve özgürlük isteyenlerin sahneye geçmesi lazım.

Ama en önemlisi de, köleliği bir karakter haline getirmiş, sindirmiş 'yönetici' azınlığın tarih sahnesinden çıkarılması lazım.

Devlet adamıdır, askerdir, bürokrattır, aydındır, işadamıdır, din adamıdır farketmiyor. Köle ruhlu olmak meslek ve görev alanı seçmiyor. Bu insanlar, bu kadrolar özgürlük getiremez ondan sadece korkar, kaçar.

Kahire'de aslında elli yıl öncesinin bir oyunu sahnelendi.

Mısır tarihinin ilk özgür seçimine ve çıkan sonuca hoşgörü gösterilmedi. Özgürlük isteyen kitle, nasıl olduğunu bile anlayamadan özgürlük düşmanlarının kuklaları haline getirildi.

Mısır ordusu, ABD tarafından bu darbe için görevlendirildi. ABD olmasa buna asla cesaret edemeyeceklerdi. Muhtemelen yılbaşından bu yana bu darbenin hazırlıkları yapılıyor.

Hatırlar mısınız, Hamas demokratik seçimleri kazandığında nasıl bir karşı cephe oluşmuştu. İsrail, Mısır (Mübarek yönetimi) Avrupa Birliği ve Amerika… Filistin halkını açlıkla cezalandırdılar. O olmadı iç savaş çıkardılar. O da olmadı İsrail'i Gazze'ye saldırttılar. Mısır istihbaratı, ABD özel birlikleri ve İsrail askerleri omuz omuza savaşıyordu. Katliam ortaktı.

Şimdi Mısır'da aynı şeyi görüyoruz. Siyasi krizi beslediler, ekonomik olarak Mısır'ı köşeye sıkıştırdılar, NGO'lar üzerinden toplumun belli bir kesimini sokağa taşıyıp yönettiler.

İttifak da cephe de aynıydı.

Darbe yapıldı, bizzat ABD tarafından hem de ABD askeri okullarında eğitilmiş silik bir general üzerinden. Çokuluslu müdahale örneği yaşandı Mısır'da. Ve hangi ülkeler darbeye destek verdi bakalım.

ABD, Avrupa Birliği, İsrail, Suudi Arabistan..

Nasıl bir cephe ama..

Para muslukları derhal açıldı. Sadece S. Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri bir kısmı hibe olmak kaydıyla Mısır'a 8 milyar doları servis etmeye başladı.

Darbeyi ilk selamlayan Suudi yönetimi bunu yaparken de İsrail, Mısır'a askeri ve ekonomik yardımların kesilmemesi için ABD yönetimine baskı yapıyordu.

Dahası, İsrail ve Mısır askerleri Sina'da, Mursi'ye destekleyenlere karşı birlikte hareket ediyordu. Tıpkı Gazze'yle saldırırken yaptıkları gibi.

Mesele İslamcıların demokratik yöntemlerle bölgedeki etkisini genişletmesiydi. Korku buydu. ABD de İsrail de Suudi Arabistan da aynı korkuyu yaşıyor. O korku İslamcılık da değil aslında. Eski düzen değişecek, güç ve zenginlik gidecek korkusu.

Bu yüzden Mısır'daki darbe için şu söylenir: 'Bütün bölgede yükselen demokratik taleplerle mücadelede müthiş bir örnek olacak, emsal oluşturacak.'

Hesabı gördünüz mü?

Artık kitleler Arap sokaklarında bu demokrasi, özgürlük düşmanlarıyla mücadele edecek.

Bence 'Arap Baharı' dediğimiz, 'devrim' dediğimiz şey yeni ortaya çıkıyor. Bölgeyi değiştirecek dalga bence budur! 

İlk yorum yazan siz olun
OKUYUCULARIMIZIN DİKKATİNE !... Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.