Zaman zaman derin devletten şikâyet ederiz. Öyle ya olur olmaz işlere burunlarını sokarlar, milletin başına ne gaileler açarlar.
Zaman zaman da keyfimiz yerinde ise derin devletsiz olmaz; başımızı birçok fark edemediğimiz belalardan bizi kurtaran ancak ve yalnız odur.
Kimdir derin devlet?
Derin devlet zaman zaman ihtilal yapan bir güç olmalı. Böyle olunca 60 ihtilali, 12 Mart muhtırası, 12 Eylül darbesi ve 28 Şubat girişimi devlet devletin başının altından çıkıyor. O halde derin devleti ortadan kaldırmak isteyenler aslında kimi ortadan kaldırmak istiyorlar. İhtilalleri, darbeleri, müdahaleleri, örtülü darbe girişimlerini yapanları… Bunlar kim? Ordu…
Ordunun başı savcılarla derde girince, hepsi itirazsız, isyansız Silivri’nin yolunu tutunca da bu sefer derin devleti başka yerde aramaya başlarız.
Daha derin bir güç olmalı, deriz kendi kendimize…
Cemaat mi, CIA bağlantılı, Vatikan bağlantılı bir güç mü? Yoksa içerdeki derin tarikatların işbirliği ve ortaklaşa kararı ile milli istihbaratın bir bileşkesi mi?
Derin Devlet ne ister?
Derin devlet ülkede istikrarın sağlanmasını, Türkiye’nin yabancı ideolojilerin boyunduruğundan kurtulmasını, bağımsızlığımızın tehlikeye düşmemesini, Atatürk ilke ve inkılaplarına halel gelmemesini değil mi?...
57. Hükümet dönemindeki gibi koalisyonların ülkeye ne kadar çok zarar verdiğini bildiklerinden iki partili parlamentoyu milletin önüne getirmeye çalışan bu legal mi illegal mi olduğu tartışılan(tartıştırılan) vatanseverler ABD inisiyatifini okuyarak ona paralel bir süreci hazırladılar. İki partili parlamentoyu isteyen, öngören ve onun için çalışan derin devleti şimdi yıkmağa çalışanlar varmış. Yıkabilirler mi? Bizzat kendisini vareden gücü yıkmağa soyunanlar varsa, derin devlet şekil değiştirmiş olmalı…
Sonra 7 Haziran seçimleri sonrasında derin devlet muhalefetin çaresizliğini kanıtlayıp yeni bir iktidar projesi ve muhalefet çerçevesi mi hazırladı acaba?
Öyle ya komşularımızla başımız dertte ve muhalefetin de istikrara hizmet etmesi gerekir. İçerde dışarıda milli meseleler var ve derin devletin zorluklardan yeni istikrar tedbirleri geliştirmesinden daha tabii bir şey olamaz.
Hele hele başkanlık tartışmalarının derin devletin entellektüel tezgahından geçtiğine kuşku yok.
Başka bir derin devlet var mı?
Bütün bu legal illegal tezgâhları çeviren, darbeler hazırlayan, siyaseti biçimleyen, taşeronları marifetiyle kendine göre lazım gelen cinayetleri işleyen mekanizma dışında başkaca bir derin devlet var mı? Yani Sayın çokbilmiş müşavir, eski köşe yazarı, seçimlerde ABD bayraklı kravatlarıyla medyada arzı endam eden kardeşimizin bahsettiği derin devletin dışında başkaca bir derin devlet var mı?
Küçücük akıllarıyla, korku ve telaşlarına mahkûm olmuş güvenlik stratejileriyle, üç kuruşluk üslubu ve beyni olan patronunun sesi gazeteci akıldaneleriyle her şeye burnunu sokan sözümona derin devletin dışında bir derin devlet elbette var ve olmalı…
Bu derin devlet, bu topraklarda varoluşumuzu temin eden bin yıllık terkibimizin adıdır. İnancımızdır. Lafı uzatmağa gerek yok; milletin ta kendisidir.
Milleti yenmeğe, onu yok etmeğe peki kimsenin gücü yeter mi?
***
Derin devleti işaret edenler, onu ortaya çıkarmaya mecburdurlar
…
Milletin ve derin devlet felsefesinin yani varoluş terkibinin dışında illegal bir çete organizasyonu olarak derin devleti işaret edenler onu ortaya çıkarmaya ve milleti rahatlatmaya mecburdurlar. Organizasyonun varlığından şikâyet etmek onları kurtarmaz. Onu aklı sıra deşifre etmek de yetmez. Gerçekten böyle bir illegal örgütü, hedeflerini, ardındaki güçleri millet adına hareket eden mahkemelerin önüne getirmek hükümetin artık görevi olmuştur.
Derin devlet herkese ve her keseye uygun bir manivela…
Beceriksizlerin şikâyet argümanı…
Liderin bir bildiği var teranesi ardına sığınan hesap sorulamazlık mekanizması derin devlete ihtiyaç duyar sıklıkla…
Derin devlet böyle istiyor dediğinde Özal ve Demirel bile parti içi muhalefetinin sükût içinde mutmain olmasını temin edebiliyorlardı…
Koalisyon veya tek parti iktidarı netice itibariyle bilgiyi en iyi değerlendirebilen örgütler derin devlet yakıştırmasına uygun düşerler.
****
Paralel düşerler de diyebilirdim.
Ama şimdi ne gereği var paralel lakırdısının canım…
Netice itibariyle derin devlet paralel yapıyı da yener, istediği iktidar kombinezonunu da kurar.
Sosyal ilimlerde mühendislik tahsil etmişlerin cirit attığı yerdir devrin devlet…
Siyasetten sosyolojiye kadar her şeyden anlarlar.
Biraz da tarih - talih bildi mi tamam…
Şöyle az pişmiş Abdülhamit, Yanında sosuyla Teşkilat-ı Mahsusa, biraz da polisiye kitaplar okudu mu handiyse bu alanda doktora yapmış bile sayılırsınız.
Mahir Kaynak ile aziz dostum rahmetli Ömer Lütfi Mete derin devlet ihtiyacı üstüne kitap bile yayınlamışlardı, da biz de derin devlet konusundaki zafiyetimiz için hayıflanmış ve rekabette olduğumuz ülkelerle kendimizi karşılaştırmaya çalışmıştık…
Ben de bir zamanlar Çiğdem Mahallesindeki Öneş Apartmanına ismini veren emekli Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş’ten pek şüphelenmiş, TV ekranlarında zırt pırt onu görünce; “işte derin devlet konuşuyor” demiştim.
Kürt Sorununun çözüm sürecinin mimarı oydu, siyasi partilerin bir kısmına genel başkan atayan oydu, üç yüz kelime hazinesiyle kimi eçheli gazete ve televizyonlara yorumcu yapan oydu vesaire…
Ama Sayın Öneş’in, son teşhislerinde yanıldığını görünce; derin devletin, daha derinlerde bir yerde olduğunu anladım.
Araştırıyorum.
Bulunca deşifre edeceğim