Tam da seçim zamanı kriz patlatarak iyi bir zamanlama yaptığını zanneden oluşum, bu krizi iyi yöneterek daha da oy potansiyeline sahip olmayı başaran hükümetin daha akıllıca hareket ettiğini artık kabul etmeli.
Çok daha önce başlayan bu çekişmenin Hakan Fidan ayağıyla ortaya dökülmesinin ardından, dershane mevzusuyla kızışmasına kadar sakinliğini,paniklemeden korumaya çalışan bu oluşum, en büyük darbeyi polislerleyaşadı. Bu sıralar gündeme baktığımda en çok karşılaştığım sorulardan biri olan;“Daha önce birlikte iş yaptığınız adamlar şimdi mi kötü oldu?” cümlesi kadar kof beyinlerin gündemi istedikleri gibi değiştirmeye çalışmaları çok ironik..
Kimse bu gerçeği kabul edemese de; herkes benim kadar emin ki; dün can ciğer dost olduğunuz insanlarla bir anda dostluklarınız bozulabilir. Her gün birlikte vakit geçirdiğiniz bir arkadaşınızla tartışmalar yaşayabilirsiniz. Ve bu sıralar sorulan bu kof soru da tıpkı bu durumda size sorulan “Dün iyiydiniz, bugün ne oldu?” sorusu kadar saçmadır. İş ortaklığında bile yaşayabildiğiniz bu durumları, şimdi tam da bugünlerde tartışma mevzusu yapmak kadar saçma bir şey olamaz.
Gezi parkında istediklerini alamayan derin oluşum, bugünlerde patlattığı bu bombalarla yine aynı hedef peşinde..
Gözden kaçan durum ise şu :
Bakanlar onlara istediklerini vermemek ve emellerine ulaşmaları için aradan çekildiler. Muhalefetçilerin ağızlarına sakız ettikleri, “Madem yolsuzlukla mücadele var, bakanlar değişsin!” cümlesini de artık yutma vakitleri geldi. Ama hepimizin bildiği gibi dertleri iktidar partisi değil, tamamen Başbakanı hedef almak olan bu derin oluşum, tatmin olmayacak ve yine bir hedef tutturacaktır. Her patlayan bombanın ardından daha da güçlü çıkan bir hükümet var.
Rusya'dan, İsraile'e uzanan bu derin oluşum yine kendine bir hedef belirleyecek ve bunu vakit kaybetmeden yapacak.. Mavi Marmara olayında otorite olarak görülen ve saygı duyulması gerektiği savunulan o vahim olayıhaklı sebeplere dayandıran bu oluşum çok önceden tasfiye edilmeliydi. Tam da seçim zamanı tamamıyla planlı yapılan bu çelme operasyonu aslında kendi iplerini de çekme operasyonuna dönüştü. Bunun bir yolsuzluk operasyonundan ziyade siyasi müdahale olması ve artık bunun fark ediliyor olması da çok sevindiricidir.
Aynı ideolojide el ele yürünen yolda, yolsuzluğun işin işine karıştırılması ve doğru olmadıklarından emin oldukları halde, sadece kendi ideolojilerine hizmet için istifa eden bakanları tebrik etmek lazım gelir.
İşin vahim tarafı şudur ki, hedef gösterilen bakanlar aslında sadece piyondur..!
Hedef tamamıyla Erdoğan’dır.
Sol oluşumlu gazetelerin manşetlerinde attığı “Bizim yapamadığımızı Cemaat yaptı!” sözüyle deşifre olan amaç budur.
Artık bu oyunda piyonlar yoksa vezirlere, şahlara saldırı başlayacaktır. Başbakan’ın yakın çevresine yapabilirlerse, operasyon yapmaya çalışacaklardır..
Sürekli kriz çıkartarak hükümetin kriz yönetiminde başarısının arttığını gözden kaçıranlar sonunda kendi şahlarından olacak gibi..
Karşılıklı oynanan bu oyunda hükümetin karşısındaki “Şah” iyice sıkıştı ki, ağlaşmalar başladı.
Bu oyun da klasik bir satranç oyunu gibi “Şah; Mat!” diye bitecektir.. Polislerini kaybederek en büyük darbeyi alan bu oluşum artık içeride ne olup bitiğini bilemediği için sıradaki hamleyi tahmin edemeyecektir.
Dolayısıyla darbeler daha da sertleşecektir..
Bizlere düşen tek bir görev var. “ Dert etmeyeceğiz, dua edeceğiz.. “
Selam ve Dua ile..