Böyle bir yazı yazayım mı yazmayayım mı diye çok düşündüm. Yanlış anlaşılabilir diye tereddüt geçirdim.
Şöyle ki, her ilde olduğu gibi ilimizde de tabii ki bazı eksiklerimiz oluyor. Esnaf açısından, yaya ve şoförler açısından veya her hangi bir kesim açısından bazı haklı tenkitler yapılıyor.
Geçen gün yine buna benzer, yani halkımızı tenkit eden bir habere yapılan yorumları okudum. Adeta fırsat bu fırsat deyip ilimizin insanları acımasızca tenkit ediliyordu. Şüphesiz haklı tarafları vardır, fakat bunu abartıp adeta herkesi aynı kefeye koymak gibi büyük bir yanlışa düşülüyor. Her topluluğun her grubun zaafları olabilir ve vardır. Bunu genele teşmil edip yaymak çok günah, çok ayıp ve büyük bir zulümdür.
Çünkü suç ve günahlar şahsidirler, yapan kişiyi ilgilendirir. Değil aynı ilden olanı, hatta aynı köyden olanı, hatta ve hatta aynı aileden olanı bile ilgilendirmez, bağlamaz.
Bu söylediğim hüküm, benim şahsımın bir tespiti değil, dinimizin önemli bir prensibidir. Konuyla ilgili Cenab-ı Hak Ayet-i Celile’de şöyle buyurmaktadır. “Bir kişinin günahını (suçunu) başka birisi çekmez.”
Bundan dolayıdır ki, bizim üzerimize düşen görev, zulme ve haksızlığa düşmemek ve eksiklerin düzeltilmesi için kişileri ikaz edip uyarmaktır.
Şahsen ben de Rize’mizde tespit ettiğim bir konuyu söylemek istiyorum. Bu da şoförlerin yayalara karşı tutumudur. Tabii ki herkes şimdi yazdığım gibi yapmıyordur. Sadece yapanlar için bir iki söz söyleyeceğim.
Direksiyon başına geçip araba kullanan şoförler, yayalara kesinkes saygı duymalıdırlar. Yaya, kırmızı ışığı görmeyebilir, renk körü olabilir, dalgın olabilir, yolun ortasından yürüyor olabilir, kör ve sağır olabilir, kafası bir yerlere takılmış olabilir.Olabilir de olabilir….
FAKAT şoför bu zaaflardan beridir. Yani ehliyet o şartlarda ona verildi. Efendim şoför dalgın veya görmemiş olamaz mı? Olabilir tabii! Fakat o psikolojik haliyle arabanın sırtına binmemeli!
Fakat yayanın sokağa çıkması için böyle şartlar yoktur. Yani dalgın olanlar yolda yürüyemez, sakat olanlar, yaşlı olanlar, hatta deli olanlar yolda yürüyemez diye bir kural mı var? Hayır yok… Onun için yayayı, olumsuz manada her şey olabilir diye düşünmeliyiz.
İşte şoför, bütün bu ihtimalleri düşünüp o şekilde araba kullanmalıdır. Hele hele şehir içinde herkesi kör ve sağır olarak düşünmeli, o düşünce ile arabasını sürmeli, hatta korna bile çalmamalıdır.
Şimdi eğri oturup doğru konuşalım; Rize’mizde ki bazı şoförlerde bu konularda bayağı bir zaaf olduğunu düşünüyor olmam yanlış mı?
Onun için bu yanlışları yapan şoförlerimizden rica ediyorum, şehrimize gelen turist veya yabancılar için değil, kendimiz ve kendi vatandaşımız için daha dikkatli olalım!!! DURALIM, YOL VERELİM, YAYAYI HER ZAMAN HAKLI GÖRELİM! Böyle yaparsak herhangi bir şey kaybetmediğimiz gibi, yaptığımız doğru davranış ve iyilik için ruhumuzun ve iş dünyamızın rahatladığını hissedeceğiz.
Ve bunu Allah rızası için yapalım. Birisinin teşekkürünü kazanmak veya şunun bunun için yapmayalım. Dinimizin çok önem verdiği, “Adab-ı Muaşeret” kurallarına uymayı ibadet telakki edelim.
Biz başkasına nasıl davranırsak, bize de öyle davranılacağını unutmayalım!