Dinsizin HAkkından İmansız Gelir!

Burhan OKUTAN

Son yazımda bir Arap ata sözünü nakletmiştim.  Yine o sözün arkasında duruyorum.

Yaralı kartala, “niye bu denli hüzünlüsün” diye sordular. Dedi ki; beni vuran okun arkasında kardeşimin tüyleri var…

Şu sıralar Suriye’ye müdahale söz konusudur…

Durum vahim ama gerçek!

Suriye, “gâvurdan himmet bekleyenlerin akıbeti berbat olacağı”  noktaya gelindi.

Bu durumdan geri dönülebilir mi?

Doğrusu bilmiyorum. İran yaptıklarına tövbe ederse belki!

İran diyorum çünkü İran Suriye’de bir kere olsun barışa dönük adım attığını göremedik. İran’ın İslam davası maalesef “mezhep davasına” kurban vermiştir.

Daima tehdit, daima fetva…

Onun için İslamcı yazar Hakan Albayrak “Bu mu sizin cumhuriyetinizin İslam’ı?” demek zorunda kalmıştır…

 Türkiye ile İran sırt sırta verseydi bu iş hallolmuştu.  Ama şeytanın kayığına binmeye görün bir kere…

Uluslar arası arenada Türkiye ne kadar İran’ı himaye ettiyse, İran daima Türkiye’ye yanlış yaptı. Çözüm sürecini bile baltalamaya yeltendi. Gezi olaylarında çok bariz şekilde bunu gördük…

Suriye ve İran “ayıdan dost olmayacağını” akıl edemediler. Şimdi güvendikleri dağlara karlar yağıyor.. Rusya ihanet etti. …

Acaba Arap diktatörler bu ihanetlerden bir ders alır mı?

 Doğrusu o da meçhul!

İran, başından beri Esed’in zulmüne çanak tuttu. Yetmedi “Hizbullah” adı altında “hizbuşşeytanı” kardeşkanını heder etmek üzere Suriye halkının üzerine saldı…

“Güce tapınanlar” gibi emperyalizmin önde koşan Rusya ve Çin’e güvenip Türkiye’nin dostluğunu idrak edemedi. “Yeter ki Suriye’de Sünni çoğunluk inisiyatifi ele almasın, yeter ki Müslüman Kardeşler Suriye’de iktidar olmasın” diye mezhep üzerinden yürütülen diplomatik savaşta ABD ve İsrail ile zımnen ittifaka girdiler. Hz. Ali Şialığı yerine Safevi Şiiliğini örnek aldılar.

Şimdi durum değişti. Keşkeler para etseydi bunların hiçbiri olmayabilirdi….

Türkiye’de bu savaşın diplomatik taşeronluğunu yapan bazı  “solcu ve bazı İslamcıların”  emperyalizm  yaygaralarını” şimdiden duyar gibiyim. Hâlbuki Rusya ve Çin, emperyalizmin önde koşanı idiler ama görmezden geldiler…

 “Türkiye’nin dostluğunu” hiçe saydılar…

 Suriye, Türkiye’nin nasihatlerini dinlemedi ve İran üzerinden “Boz Ayı’nın” himayesine sığındı…

 Şimdi ABD devreye girince “antiemperyalist” edebiyatı fazla bir şey ifade etmeyecek…

 Bana sorsan birilerinin ifadesiyle “hepsinin canı cehenneme”  derim...  

 Varsın Esed, dünyada zilleti yaşasın. Suriye’de bundan sonraki gelişmelerin Esed zulmünden ağır olacağını sanmıyorum. Olursa o zaman varsın dünyanın çivisi kopsun, ne yapalım. Zaten olan bize oluyor, mazlum halka oluyor…

 Ama lütfen birileri çıkıp Rusya ve Çin dururken “antiemperyalist” edebiyatı yapmasın…

 “Muhalefetlik” yapacağız diye bu milletin enerjisini tüketmesin...

Ve lütfen faturayı Türkiye Cumhuriyeti’ne kimse kesmeye yeltenmesin…

 Âlem puşt olmuşsa Türkiye ne yapsın!

Hani deriz ya;”dinsizin hakkından imansız gelir” diye…

Suriye’de olacak olan bu işte… 

İlk yorum yazan siz olun
OKUYUCULARIMIZIN DİKKATİNE !... Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.