Para ile bu dünyada bir çok şeyi satın alabilirsiniz..
Tabi bu en başta paranın boyutuna bağlı..
Milyon Dolarınız var diyelim, verirsin ne kadar ise alırsın kendine bir ada..
Yada ultra lüks bir özel uçak alırsın kendine..
Para gani ya, harca harca bitmiyor hesabı. Sabah kahvaltısını Paris’te, akşam yemeğini Tokyo’da metresinle de yapabilirsin..
Yukarda yazdığım örnekleri paranın hesabına göre çoğaltabilirsin..
Şimdi tersten yazayım ben. Paranın bu dünyada satın alamayacağı tek şey nedir?
En başta sağlık diyelim. Şimdileri organ nakli o , bu şu derken para sağlıkta da bir yere kadar kapıyı açıyor..
Paranın satın alamayacağı tek şey “TECRÜBEDİR”
Tecrübe parayla satın alınamaz. Bunu neden yazdım, tabi ki Antalyaspor maçından dolayı.
Ben şimdi bassam Milyon Dolar gitsem Hacettepe Tıp’a bana hemen doktorluk bilgilerini öğretin desem, ne fayda en az 8-10 sene dirsek çürütmem gerek o sıralarda..
Aynı şekilde belediye parkı kenarında ayakkabı boyacısı, çapula tamircisine uzatsam paramı şu işi hemen bana öğret desem, bu ayakkabılar nasıl tamir oluyor göster desem, mümkün değil, en az 2-3 ay yanına soğukta, sıcakta staj görmem , ellerim nasırlanması gerek..
Parayla devam edeyim. Var ya Kanun hazinesi kadar param hesabı… Ödedim teknedeki bütün hamsilerin parasını, yoksula, fakire, garibana dağıttım kilosu 1 TL’den. Ama aynı parayı tekne sahibine kat kat fazlasını ödesem, o reisin tecrübesini hemen kavrayabilir miyim? Mümkün mü ? Değil tabi ki. Önce o fırtınaları yiyeceksin, nerede ağ atılır, ne zaman deniz patlak verir bunları ancak yaşayarak öğrenirsin.
Yani sizin anlayacağınız bu dünya Para ile satın alamayacağınız tek şey “TECRÜBEDİR”
Böyle girdim yazıya, şimdi sahaya ineceğim ve bağlayacağım Ç.Rizespor’un tecrübeli Antalya takımına neden kaybettiğini..
Adamların 11’inde dört büyüklerde yıllarca forma giymiş tecrübeli isimler var. Gol kralı Baros var..
Bizde ise kaleci Serkan, birde Cernat..Diğerleri henüz toy…
Tecrübe işte bu zamanda devreye giriyor. Kalecisi Hakan; Baktı pabuç pahalı, yerden kalkmadı , Orta da Serkan Balcı tam bir hakemle oynama sanatına yıllarca bu ligde oynaya oynaya her tarafı “Nasır” bağlamış, hangi birini sayayım solda Wederson , Tita, İsaac, Uğur İnceman. Antalya takımı baştan aşağıya tecrübe..
Adamlar geldiler ilk devre biraz ortada horoz dövüşü yaptılar, defansta etten duvar ördüler, devreyi pozisyonsuz kapattılar derken Sezer’in ikramı hop 0-1..
İkinci devre biz gerçek kimliğimize büründük, sağdan, soldan , ortadan Antalya’yı delik, deşik ettik güzelde bir gol bulduk, gerisi …
İşte futbol bu girmedi mi girmez, topunda canı var. Çizgiden çıkar, altı pastan dışarı vurursun olmayınca olmaz. Biz dün bunu yaşadık..
Atamayana atarlar kuralı bir kez daha futbolda karşımıza çıktı. Maçın son dakikalarında tecrübeli Uğur’un maçın hakemine “Ismarlama” bir faul çaldırması o topun ceza sahasına ortalanması, oluşan karambolde kendine “Şeftali Kasası” kadar yer edinen Çek Baros’un çömez Sezer’den önce ayak koyması derken keten helva yandı gülüm demekten başka bir şey içimizden gelmiyordu.
Maç sonu Samet hoca ayrı bir tecrübe örneği gösterdi. Şaka gibi dedi..Rize müthiş oynadı dedi..Onlar hak etti dedi..
Şimdi ben soruyorum Samet Hoca’ya