DÖNMEMEK ÜZERE “GEL”

Mehmet Emin TOPRAK

                “Gel gel, ne olursan ol gel” diye başlayan Mevlana Hazretlerinin meşhur vecizelerini hepimiz biliriz. Biliriz, fakat “gel gel” tabirinin ne ile sonlandırıldığını pek araştırmayız.

                Onun için su-i istimale açık bir durum ile karşı karşıya kalabiliyoruz.

                Mevlana’yı anma günlerinin aralık ayı içinde olması münasebetiyle bu yazıyı kaleme aldığımı belirterek konuya girmek istiyorum.

                Mevlana Hazretleri’nin bütün insanlığa ümit bahşeden sözlerini tekrar ederek başlayalım.

                “GEL GEL, ne olursan ol GEL! İster kâfir, ister Mecusi, ister puta tapan olsan da GEL! Bizim dergâhımız, ümitsizlik dergâhı değildir. Yüz bin kere tövbeni bozmuş olsan da GEL… Fakat DÖNMEMEK ÜZERE GEL.”

                Cenab-ı Hak Kur’an-ı Kerim’de “Günahına tövbe eden kimse, hiç günah işlememiş gibidir.” Buyurduğu için Mevlana Hazretleri herkese sinesini açıyor. İşlenen günah ne kadar büyük olursa olsun, şirk ve küfür bile olsa fark etmez diyor. Yeter ki, temizlen.

                Yani kişi, Allah’a küfretse, Allah’ı inkâr edip şirk koşsa bile tekrar işlememek üzere tövbe ettikten sonra o günahları yapmamış gibi olur. Hatta tövbe etmek, temizlenmek olduğu ve ibadet sayıldığı için artı sevaba bile girer.

                Buraya kadar güzel. Fakat Mevlana Hazretleri’nin sözünün sonunda söylediği “… Dönmemek üzere gel” sözü pek dillendirilmediğinden bazı olumsuz sonuçlara varabiliriz.

                Yani; Gel, icabında git, tekrar gel, bir daha git bir daha gel… Bu durum bin defa da olursa olsun… Dolayısıyla tövbeyi bozmak kolaylaşabiliyor.

                Yeri geldiği için Hz. Ali’den bir anekdot anlatmak istiyorum:

                Bir gün Hz. Ali’ye sormuşlar: “Ben bir günah işlersem ve ardından tövbe etsem Allah tövbemi kabul eder mi?” diye.

                Hz. Ali’de “Eder” diye cevap vermiş.

                Tekrar sormuşlar:“Aynı günahı tekrar işlesem bir daha tövbe etsem Allah yine tövbemi kabul eder mi?”

                Hz. Ali “Eder” diye cevap vermiş.

                Yine tekrar sormuşlar: “Ben aynı günahı tekrar işlesem ve tekrar tövbe etsem Allah benim tövbemi yine kabul eder mi?”

                Hz. Ali yine “Eder” demiş.

                Bu sefer sual soran kişi: “Bu böyle nereye kadar devam edecek” diye mukabelede bulununca…

                Hz. Ali: “SEN TÖVBE EDENE KADAR” diye cevap vermiş. Evet, “tövbe edene kadar”

                Tövbe etmek, pişman olmak ve bir daha yapmamak demektir. Yoksa tekrar o günaha dönersek tövbe etmemişiz demektir.

                Mevlana Hazretleri’nin sonunda söylediği “… dönmemek üzere GEL” sözünü atlarsak, nefsin aldatması ile şöyle de bir sakınca doğabilir: Şimdilik günah işlesek de temizleniriz diye bir düşünce insanın içinde doğabilir. Fakat ömrümüzün ne zaman biteceğini bilmiyoruz ki… Onun için “hemen tövbe” ve bir daha günaha dönmemek üzere pişmanlık duymak anlayışında olmalıyız.

                Evet, Aziz Dostlar!

                Prensibimiz, dönmemek üzere hemen tövbe olmalı. Yoksa taviz tavizi doğurur, elimizi verir kolumuzu bile kurtaramayız.

                Evet, DÖNMEMEK ÜZERE…

İlk yorum yazan siz olun
OKUYUCULARIMIZIN DİKKATİNE !... Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.