Benim 2 yıldır görüştüğüm biri var. Onun da ailesi biliyor, benim de ailem biliyor ama onun benden gizlediği bir şey vardı. O da daha önce evlenip boşanması. Kimse anlatmadı, o da anlatmadı. Ben başkasından duymuştum. Kendisine sordum. "Ben kapattım, sen de kapat" dedi, Evliliği 5 ay sürmüş. O evliliği ailesi onaylamamış. Ne yapayım, güvenim kalmadı. Evlenirsek geçinir miyiz, yoksa unutur muyum? (Rumuz: Esra)
Evlenip boşanmış biriyle evlenmek bir gönül işi, isteğe bağlı bir tercihtir, bir kabullenmedir. Bu şekilde evlenen sadece siz değilsiniz. Şu veya bu şekilde ya kendisinden veya o kadından dolayı evlilik yürümemiş ve bitmiş çok insan vardır.
O kadınla geçinemedi diye bir kişinin sizinle de geçinemeyeceğine dair bir kural yok. Onunla uyuşamamış, anlaşamamıştır ama Allah bilir ya, sizinle pekâlâ anlaşır, sorunsuz, sıkıntısız yaşar, gidersiniz.
Ama hemen öyle "Ben kapattım, sen de kapat" demekle her şey bitmiş olmuyor. "Ailesi onaylamamış" dediğinize göre, acaba evliliğin bitmesinde kayınvalidenin veya kayınpederin bir etkisi mi olmuş?
Kendisi istediği, eşinden memnun olduğu halde, annesinin isteğini yerine getirerek mi evliliği bitirmiştir, bunları bir şekilde araştırır, öğrenirseniz daha rahat adımı atarsınız.
Bir de kendi aileniz o kişinin evlenip boşandığını biliyor mu, boşanma sebeplerinden haberleri var mı?
2 yıldır görüştüğünüz halde bu durumu yeni öğrenmeniz, sizi güven sorunuyla karşı karşıya getirmiş, "Evlenirsem geçinir miyim" sorusunu sordurmuş. İşte bu araştırmalar ve soruşturmalar sizi sağlam bilgilere ulaştıracak, güven probleminizi halledecektir.
Bunun içindir ki, Kur'ân imanın ve namazın ardından hemen "Onların aralarındaki işleri istişare iledir" derken, karar vermeden önce konunun ehli ve uzmanı ve taraflarıyla oturup konuşmayı, danışmayı tavsiye ediyor. (Şûra, 42:38)
Peygamberimiz de "İstişare eden pişman olmaz, kaybetmez" diyerek önemli konularda istişareyi esas almayı ders veriyor, danışmayı, bilgi ve tecrübelerden istifade etmenin gerekliliğine işaret ediyor.
Peygamberimizin bedduasından korkuyorum
Ben 10 yıllık evliyim. 1 çocuğumuz var. 75 yaşındaki annem yanımızda kalıyor, birlikte yaşıyoruz. Eşim birkaç yıldır annemi istemiyor. Ben de annemin kırılmasından, Peygamberimizin (a.s.m.) bedduasından korkuyorum. Eşim çok sinirli. Farklı cemaatlerdeniz ve hiç aramız kalmadı. Sabrediyorum. Ne tavsiye edersiniz? (Rumuz: Ali)
Annenizin sizden başka gidecek bir yeri varsa, farklı bir çözüm bulunabilir. Fakat sizin yanınızdan başka kalacak bir yeri yoksa çözümü kendi şartlar içinde üretmeniz gerekir.
En kalıcı çözümü siz hayata geçireceksiniz. Birincisi, sabır ve tahammül gücünüzü yitirmeyin. Yılgınlığa düşmeyin. Yenik düşerek kendinizi bitirmeyin. Yerine göre annenizi, büyük ölçüde de eşinizi idare edin.
Annenizi idare etmeniz onun şefkatine ve merhametine sığınmaktır. Biraz nazlanarak, biraz yalvararak, biraz da sabır ve sükûnet telkininde bulunarak ev işlerine ve eşinizin davranışlarına, tutum ve hareketlerine müdahale etmemesini, tenkit ederek, hatasını ve eksikliğini yüzüne vurmamasını söyleyin.
Bu arada biraz zor olsa da annenize hissettirmeden eşinizin yanında yer alın, arayı açmamaya çalışın. Ona olan sevginizi sürekli öne çıkarın ve belli edin. Sevgi sözcüklerini ihmal etmeyin. İltifatlarda bulunun, gönlünü alın, fırsat buldukça evin dışında zaman geçirin.
Madem dindarsınız, dini cemaatlere bağlısınız. Evinizde kalan ve sofranızda yer alan yaşlı insanın sizin için bir bereket direği, dualarınızın kabul edilmesine ve başınıza gelecek muhtemel belaların defedilmesine vesile olarak görün.
Bir gün gelecek kendisi de kayınvalide olacak, ya oğlunun veya kızının evinde kalacak. Şimdi ne ekerse yarın onu biçecektir. İnsanın kendi yakınlarına yaptığı iyilik veya kötülüğün karşılığı dünyada iken görülür, Allah yapılanların karşılığını âhirete bırakmaz.
Her insanın bir sınavı vardır. Sizin ve eşinizin de sınavı bu yaşadıklarınızdır. Sınavınızı yüz akıyla vermeye çalışın. Zor gelse de...