DÜNYA VE İSLAM ÂLEMİ

Abdulkadir İPEKOĞLU

Değerli okuyucularım,


 


Yüce dinimiz İslâm’ı yanlış(veya eksik) anlamanın ve yanlış uygulamanın bedelini birkaç yüz yıldır İslâm toplumu olarak ağır şekilde ödedik ve ödemeye devam ediyoruz sanırım. Olanlardan ders alıp, hatalarımızı anlayıp onu tekrar doğru anlama ve doğru yaşama yoluna girmezsek, bundan sonra da çokça ödemeye devam edeceğiz…Kısaca biz, ehil olmayan hocaların elinde İslâm’ı yaşanan hayatın dışına yolladık. Onu cami ve mescitlere hapsettik. Göstermelik bazı törenlerde hatırladık. O da bizi aynı şekilde bugüne kadar cezalandırdı işte!... Kısaca bizi camilere hapsetti. Çarşıda, teknolojide, dünya pazarında,  alışverişte, eğitimde, sevk ve idarede Müslümanlar ne yazık ki yoklar!...Müslümanlar olsa da Müslümanlık yok!...Hele sürekli ezilen ve horlanan Müslümanlar dünya arenasında hiç yoklar değil mi!...Dünyada olup biten hadiselere yön verme, yol gösterme durumunda da değiller!..Sadece seyirci durumundadırlar. Başkaları tarafından kendilerine biçilmiş göstermelik rolleri oynuyorlar, o kadar… Eğer bu dünyada “rejisör” konumuza gelemezse, gelecek çok zor!..


 


Kabul etmek gerekir ki, bütün bunların temel sebebi, dinimizi layıkıyla bilmeden anlayıp uygulamamızdır. Bunu en kestirme olarak şuradan da biliyoruz: İslâm dini’ni en iyi anlamış ve en iyi yaşamış olan nesiller, dünyaya hakim olmuş, dünyada sözleri geçer akçe olmuştur. Hiçbir şekilde ezilip hakarete uğramamış, itilip kalkışmamışlardır. Bunu görmek için Asr-ı Saadetten itibaren günümüzden üçsüz-400 sene öncesine kadar olan dönemleri hatırlamak yeter. Gerçek müminler, üstün insanlardır. Bunu Kuran’ı kerimden öğreniyoruz. Bir ayette:”Gevşemeyin, üzülmeyin, eğer hakikaten inanıyorsanız, muhakkak üstün olan sizsiniz.” Buyurulmaktadır.. Ama gelin görün ki, bu üstünlüğü çoktan kaybettik ve yakalayamıyoruz işte!..


 


Görüyoruz ki Müslümanlar bugün ve uzun zamandır dünyada üstünlüğü kaybetmişlerdir. Üstünlüğün, yükselmenin ve yücelmenin çaresi, hatalardan dönmek, İslâm dinini doğru anlamak ve doğru yaşamaktır.


 


M.Akif Ersoy’un:


-İnmemiştir hele kur’an, bunu hakkıyla bilin;


Ne mezarlıkta okunmak, ne de fal bakmak için..(Konuyu taktirlerinize bırakıyorum!..)


 


Bütün dünya İslâm’ı tam öğrenebilmek için Kur’an-ı Kerim’i araştırıp öğrenmek için yıllarını su gibi harcarken, bizim Müslüman diye geçinen zevat-ı muhteremin  kuran-ı öğrenmeden İslâm’ı yaşamağa kalkması karşısında ister istemez bir sürü eksikler doğmakta, gelenek ve görenekle yüce dinimizin önüne geçip,  sonuçta İslâm’dan uzak bir hayat tarzı yaşamakla karşı karşıya kalıyoruz…”Ey Türk titre ve kendine dön!..” misâli,”Ey Müslüman halk titreyin, ve kendinize dönün..! diyoruz…Bu gidişle: “Bu kafayla bir baltaya sap olamazsın ama, gün gelir sapın ucuna olursun tasma!..” sözünü de asla hatırdan çıkarmayalım ki, Müslüman’a bu zillet inanınız ki asla yakışmaz!.. Kendisine bu zilleti yakıştıranlarda asla Müslüman kabul edilemez!..


 


Artık elimizde Internet denen güçlü bir silâhımız ve bilgi bankamız vardır. Bu bilgi bankamızdan İslâm’ı ve insanlığı adım adım takip etmemiz mümkün iken, bu siteleri bir kenara itip, hiç de lâzım olmayan  siteleriyle ailece ömrümüzü tüketirsek, bilemiyorum bunun hesabını hem dünyada ve hem de ukbada nasıl verebiliriz!.. Geliniz, bu güzel imkânı en güzel şekilde kullanarak topyekün kültürlü bir Müslüman toplum olalım. Dünya devletlerine ve milletlerine örnek olalım ki, hem kendimiz ve hem de dünya milletleri kurtulsun...


 


Değerli hocalarımızın şu hadisi rehber kabul ederek vaazlarını ve telkinlerini vermeli ki, halkımız İslâm’a ısınsın; aksi taktirde bu milletin sorumluluğu, din alimlerini özledikleri cennetten hayli uzaklaştırıp, cehennem çukuruna itecektir!.. Çünkü biricik görevleri yapmamanın bedelini çok ağır ödeyeceklerdir!..


 


“Kolaylaştırın, zorlaştırmayın; müjdeleyin, nefret ettirmeyin!..”.Hadisi böyle iken bağışlayın ama, hocalarımızın büyük bir kısmı cenneti kendileri garantiye almış gibi cennete girmeyi zorlaştıran sohbetler yaparken,  ne yazık ki, müjdelemeleri gereken birçok konularda da halkımızı yüce dinimizden nefret ettirmektedirler!.. Ebeveynler olarak görev ve sorumluluğumuz idrakinde hem kendimiz ve hem aile bireylerimizle İslâm’ı en güzel şekilde  yaşamak ve yaşatmak dileğiyle yüce Rabbimizden başımıza aydın din adamlarını göndermesi ve kendini idareden aciz hocalarımızı da ıslah eylemesi dileğiyle…


 


Hürmetlerimle…

 


                                                                                                                                                                                                                                                                                                      

İlk yorum yazan siz olun
OKUYUCULARIMIZIN DİKKATİNE !... Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.