Evet, elektromanyetik dalga, insan sağlığı açısından neden zararlı? Bugün bir defa daha bu konuyu konuşalım istiyorum. Mehmet Emin Yıldız. Emekli bir akademisyen. Bir de ona sorayım dedim şu 5G hikayesini. Bu konuda erken dönem akademik çalışmaları olan bir isim Yıldız. “Önce insan vücudunun elektro kimyasal yapısı hakkında bilgi vereyim” diye başlıyor gönderdiği mesaj.
İnsan vücudundan deplasman (yer değiştirme) akımı akar. Beyinden akan deplasman akımı 20 mikro amperdir. Bu akım en normali olandır. Vücudun diğer kısımlarından akan deplasman akımı da 20 mili amerdir. Bu akım kutuplardaki insanlarda 14 mikro amperdir. Ekvator kuşağındaki insanlarda 35 mikro amperdir. Yani elektro manyetik alan, insan hayatında son derece etkilidir ve bu durum insanların sağlıkları için olduğu kadar zihinsel aktiviteleri açısından da hayati önem taşır.
Bu mesajı özet olarak ve küçük eklemelerle aktarmaya devam edeceğim: Kutuplarda ve Ekvatorda uzun süre yaşayan insanların muhakeme kabiliyeti bundan ciddi bir şekilde etkilenir.. Matematik muhakeme kabiliyeti düşük olan insanlar teori geliştiremezler.. “İcatlar kuşağı” denilen kuşak, genel olarak 30-50. paralel arasındaki kuşaktır. Bu kuşakta yaşayan insanlar arasında daha çok bilim adamı, buluş yapan, teori oluşturan insanlar vardır..
İnsan vücudunda, hücre yapısında DNA’lar vardır. (DNA: Deoksiribo nükleik asit). Burada kimyasal yapısıyla değil elektrik yapısıyla ilgileneceğiz. Bir de RNA, yani “Ribo nükleik asit” var. Vücutta hücreyi oluşturan bu iki madde elektrik bakımından daima dengededir. Bir artı biri eksi şeklinde bulunur. Eğer bunlardan biri artacak olursa diğeri onu dengeler.
İnsan vücudu elektromanyetik dalgaya maruz kalırsa DNA ve RNA arasındaki denge bozulur biri alan biri veren haline gelir. Bu da kansere sebep olur. Bu nedenle çok çok yüksek frekans olan 5G (5 Giga hertz) insan DNA’sını bozar. Bu durum kansere yol açar. Aslında Türkiye’de, endükleme ve radyo frekans bölgelerinde insan bağışıklık sisteminin 5G’nin etkilerinin araştırılması gerekir. Bağışıklık sistemini zayıflattığı kesin ancak ne kadar zayıflatıyor bunun çok yönlü araştırılması gerek.. Bu RF ve radyasyon kaynağının şiddeti, kişinin bu kaynağa uzaklığı ve maruzatın sürekliliği ile ilgili bir durumdur. Bir de çevresel faktörler, ana kaynak dışında tali kaynaklardan gelen elektro manyetik dalgalar, her biri tek başına insan sağlığı için risk oluşturmasa bile, toplamda ciddi bir risk oluşturmaktadır. Resmi raporlar, ticari ürün bazındaki veriler tekil örnekler ve ürün bazında verilerdir ve bunlar tek başına büyük tehlikeyi perdelemektedirler. Evet, özetle söylenenler bunlar.
Ortalama bir evdeki elektromanyetik etki üreten kaynaklar neler diye hiç düşündünüz mü? Evinizde kaç cep telefonu, masa telefonu, ya da kablosuz telefon var. Wifi var mı! Bulunduğunuz ortamda kaç Wifi kaynağı ile iletişim kurma imkanınız var. Evde Notped, masaüstü, dizüstü bilgisayar sayısı ne. Mikro dalga fırınınız var mı? Çocuklarınızın elektrikli oyun aletleri ya da babysitter.. Buzdolabı, çamaşır makinesi, fırın, elektrikle çalışan ne varsa, hepsi elektro manyetik bir alana sahip. Düşünsenize çanak anteniniz varsa kaç kanal çekiyor televizyonunuz. Evet evet, elektrikli tıraş makinesi, saç kurutma makinesi, mikser, tost makinesi, ampuller, ütü, tost makinesi, televizyon, elektrikli battaniye, buzdolabı, elektrikli süpürge, müzik seti, DVD, playstation, radyo. Bir stereo radyo, bir renkli TV’den, duruma göre 3 kat daha fazla radyasyon üretebilir. 5G röleleri her sitenin kapısına takılacak. Artık birçok yerde röle istasyonları var. Yüksek gerilim hatları, trafolar radyasyon yayıyor.
Ruslar tarafından tespit edilmiş bir “mikro dalga hastalığı” vardır. 1950’li yıllarda Ruslar radarın geliştirilmesi çalışmalarında mikro dalgalara maruz kalmış binlerce işçi üzerinde yaptıkları araştırmada bu kişilerde çok ciddi sağlık sorunları olduğunu tespit etmişler ve bu nedenle mikro dalga kullanımı için kesin kısıtlamalar getirmişlerdir. Buna göre işçiler en fazla 10 mikrowatt enerjiye maruz kalabilecekler, siviller için ise bu miktar 1 mikrowatt belirtilmiştir.
“The Body Electric” kitabının yazarı Robert O. Becker mikrodalga radyasyonunun sağlık üzerindeki etkileri ile ilgili olarak “mikrodalga hastalığını” şöyle tanımladı: “Mikrodalga hastalığının ilk işaretleri düşük kan basıncı ve düşük nabızdır. Daha sonra çoğunlukla sempatik sinir sisteminin kronik olarak uyarılması (stres sendromu) ve yüksek kan basıncı ortaya çıkar. Bu dönemde baş ağrısı ve dönmesi, göz ağrısı, uykusuzluk, huzursuzluk, endişe, mide ağrısı, sinirsel gerilim, konsantrasyon bozukluğu ve bunlara ek olarak apandisit, katarakt, üreme organları ile ilgili sorunlar ve kanser görülür.” Daha başka birçok sorun söz konusu, kalp, damar, insanın Aura sistemi ve biokimyasal reaksiyonlar açısından bir çok riski beraberinde taşıyan bir alan bu. “Kronik semptomlardan sonra adrenalin fazlalığı, koroner damarların bloke olması ve kalp krizleri ortaya çıkar. Ayrıca lenfatik sorunlarda gözlemlenmiştir ki bu da bazı kanser türlerini önleyebilmek için bedenin ihtiyacı olan gücün daha azalmasına yol açmaktadır.
Yapılan gözlemlerin sonuçlarına göre kanda daha fazla kanser hücresi oluştuğu, ayrıca mide ve bağırsak kanserlerinde de artış olduğu gözlemlenmiştir. Ayrıca, daha fazla sindirim sorunu, idrar ve dışkılama sisteminde yavaş yavaş bozulmalar meydana gelmiştir.” Bundan sonra bu konuları daha çok konuşacağız: Elektromanyetik radyasyon; elektrohiper sensitivite hastalığı; elektromanyetik kirlilik, cep telefonları ve zararları; baz istasyonları ve çevresine verdiği zararlar; ülkemizde uygulanan standartlar, sınır değerler, ortamdaki kümülatif SAR değerleri, prespektif değerlerindeki örtülü manipülasyonlar; em radyasyonun insan, hayvan ve bitkiler üzerindeki olumsuz etkileri; elektromanyetik radyasyon yayan ev aletleri, yüksek gerilim hatları ve zararları, tv-radyo vericileri ve radar, x-ray ve türü cihazların çevresine verdiği zararlar.. Selâm ve dua ile.