Üç kıtaya adaletle hükmetmiş bir ecdadın torunları olarak muhteşem bir medeniyetin bakiyesi üzerinde yaşıyoruz. Her fırsatta dediğimiz gibi; bu topraklarda olmamız öylesine bir durum değildir. Efendimiz (sav)’in manevi işaretiyle geldiğimiz Anadolu’da, İstanbul’un fethiyle bir ahtapotu andıran Bizans’ın sömürü kollarını kesmek bize nasip olmuştu. Fetihten itibaren Orta Anadolu, Bilad’uş Şam, Mezopotomya, Kuzey Afrika ve taa Hindistan’a kadar insanlığı sömüren Batılıların zulüm ve sömürü yolları, adalet kılıcımızla kesilivermişti. Osmanlı her alanda ihya ettiği medeniyetini de, sağlam ekonomi temelleri üzerine kurmuş, adil paylaşım ve üretim merkezli örnek bir sosyo-ekonomik yapı inşa etmişti! Ta ki kapitülasyonlara kadar. Ticaret alanında bazı gruplara tanınan imtiyazların sonu, Yahudi Galata Bankerleri sürecine taşıdı bizi. Adaletten ve kamu malının korunması hassasiyetinden uzaklaşan bürokrasinin o günlerini ise meşhur şairimiz Fuzuli; ‘’Selam verdum! Rüşvet değildur diye almadılar!’’ sözüyle özetliyordu. Kaçınılmaz olan yıkım sonrasında;
1. ve 2. Dünya savaşları akabinde ayağa kalkmaya çalışan genç Türkiye ise o günlerden bugünlere Milli Siyaset ve Milli ekonomiye yöneldiğinde hep darbelere maruz bırakıldı. O gün Osmanlı’yı yıkan faiz ve dış borçlanma Duyun-i Umumiye’nin pençelerini; son 10 yıla kadar IMF olarak karşımıza çıkarmıştı! Gelinen süreçte şunu bir kez daha anladık ve bir kez daha iman ettik ki: ‘’Faiz Haram’dır!’’
Bankaya parasını yatıran hacı amca bir kez daha sen de bil ki; ‘’Faiz Haram’dır!’’
Ey aziz ecdadın necip evladı bilelim ki; ‘Faiz Haram’dır!’’
Bir kez gelin millet olarak önce Rabb’imiz Allahımızın biz kullarına gönderdiği mektuplarını yani İlahi Mesajların özeti olan Ana Yasamız Kur’an-ı Kerim’deki Ayeti Kerime’leri bir kez daha okuyalım:
“Faiz (riba) yiyenler, ancak şeytan çarpmış olanın kalkışı gibi, (kabirlerinden) kalkarlar! Bu, onların: “Alım-satım da ancak faiz gibidir” demelerinden dolayıdır. Oysa Allah, alış-verişi helal, faizi haram kılmıştır. Kime Rabbinden bir öğüt gelir de (faize) bir son verirse, artık geçmişi kendisine,
Onun hakkında verilecek kararsa Allah’a aittir. Kim (faize) geri dönerse, artık onlar ateşin halkıdır, orada sürekli kalacaklardır! Allah, faizi yok eder! Sadakaları artırır! Allah, günahkar kafirlerin hiçbirini sevmez.” (Bakara Suresi 275-276)
“Ey iman edenler! Allah’tan sakının ve eğer inanmışsanız, faizden artakalanı bırakın! Şayet böyle yapmazsanız, Allah’a ve Resulüne karşı savaş açtığınızı bilin. Eğer tevbe ederseniz, artık sermayeleriniz sizindir. (Böylece) Ne zulmetmiş olursunuz, ne zulme uğratılmış olursunuz.” (Bakara Suresi 278-279)
“Ey iman edenler, faizi kat kat artırılmış olarak yemeyin. Ve Allah’tan sakının, umulur ki kurtulursunuz.’’ (Al-i İmran S.130)
“Ondan nehyedildikleri halde faiz almaları ve insanların mallarını haksız yere yemeleri nedeniyle (öyle yaptık.) Onlardan kâfir olanlara pek acıklı bir azap hazırlamışızdır.’’ (Nisa Suresi 161)
“İnsanların mallarında artış olsun diye (banka şubelerinden ve tefecilerden kredi alıp) verdiğiniz faiz Allah katında artmaz (ve hiçbir hayrı ve bereketi olmaz). Ama Allah’ın rızasını dileyerek (ve toplumun-devletin çıkarını gözeterek) verdiğiniz zekâta gelince, (işte bunu yapanlar gelirlerini) kat kat artıranlardır. (Böylece; zekât vergi sisteminde mal ve üretim artacak ve ülke kalkınacaktır. Faizci düzende ise, kısa vadeli bir rahatlama sanılsa da, sonunda ekonomik ve sosyal hayat tıkanacaktır.)” (Rum Suresi, 39. ayet)
İşte tüm bu ekonomik ve sosyolojik uyarılar Allah’ın kullarının dünya selameti ve ahiret mutluluğunun temel prensipleridir. Bugün bile halen bir takım sözde ekonomistlerin lakırdılarında yer alan; ‘’faizssiz ekonomi imkansızdır’’ laflarına inat, inananlar: ‘’Siz, Allah’a din mi öğretiyorsunuz?’’ (Hucurat Suresi 16) İlahi Mesajın gereği feryat etmeli, faizsiz ekonomik düzeni kurmak için artık harekete geçmelidirler!
Yahudiler dahi faizi kendi aralarında haram kılarken biz Müslümanlara ne oluyor ki? Siyonistlerin, Yahudi olmayan tüm insanlardan aldığı kölelik vergisi olan Faiz’e sımsıkı sarıldık?
Başkan Erdoğan’ın da çıktığı bu meşakkatli yolda dediği gibi: “Türkiye’yi faiz, enflasyon, kur sarmalından çıkarmamız şarttır. Faiz sebeptir. Enflasyon neticedir. Bunu böyle bilelim. Enflasyon sebep değildir. Faiz netice değildir, kendimizi aldatırız. Faiz her şeyden önce bir defa paradan para kazanmak suretiyle insanları sömürmektedir.” ve“Faizi savunanlar kusura bakmasın ben faizi savunanla beraber olmam, olamam” sözlerinin altına imza atarak, çağın vahşi kapitalist faizci, sömürü düzenine karşı çıkanları kalbi ve fiili olarak destekliyor ve selamlıyoruz!
Selam olsun, Allah’ın ayetlerine (Emir ve Yasaklara) inananlara!
Selam olsun Hakk’ın bir emrini ifa için yola çıkanlara! Selam olsun, zulüm ve sömürü düzenlerine karşı ezilenin yanında olanlara!
Selam olsun, yetimin, miskinin, fakirin hakkını savunanlara! Selam olsun iman edip salih amel işleyenlere!
Selam olsun, sabredenlere!
Selam olsun takva sahiplerine-Allah’ın sınırlarını koruyanlara!
Selam olsun dünyada iken Allah’a asi olmayan kullara!
Selam olsun hidayete-Kur’an’a tabi olanlara!
Nefsimizde, Ailemizde ve Ülkemizde “İslam Sözleşmesi ”nin uygulanması, Mescid-i Aksa’mızın, Osmanlıcanın özgürlüğü ve tatil olması dileğiyle Cuma Bayramımız mübarek olsun.
Selam, sevgi ve duayla...