Hiç düşündünüz mü Başbakan Erdoğan ve de AK Parti bundan çok değil 50 yıl sonra hangi icraatıyla akıllarda kalacak.. Yapmış olduğu hangi icraatıyla Sayın Başbakanımız, bundan yıllar sonra bile herkes tarafından “Allah razı olsun ki ülkemize………yaptı.” denilerek anılacak..
İktidarda olduğu dönemde Ergenekon terör örgütünün ve darbe planlarının ortaya çıkarılmış olmasıyla mı? ..
İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’e haddini bildirdiği meşhur “One Minute” çıkışıyla mı?
Yada 12 Eylül’de “Darbeci zihniyetle” hesaplaşma olarak önümüze sunulan Referandum’la mı?
Sizce yukarıda boş bırakılan yere hangisi gelmeli? Yoksa yetmiyor mu sizce de bunlardan herhangi biri akıllarda kalmaya..
Bence bunların hiçbirisi değil!
Çünkü hiçbirisi ne AK Parti’nin Meclis’teki sayısal çoğunluğunu, ne halkın tek iktidarı olmasını, ne de sayın Başbakanımızın heybetini bütünleyen dirayette icraatlar değil .. Yanlış anlaşılmasın her biri Türkiye ve bizzat bizler adına önemsediğim göğüs kabartan hizmetler…. Ama yıllar sonra bile akıllarda kalmak; şöyle zamana damga vurmak, apayrı bir cesareti gerektiriyor!
Bence AK Parti’yi 50 yıl sonra akıllarda tutacak tek icraat var!
Başörtüsünün serbest kalması!
Ama her yerde!
Kamusal alan ayrımı yapmadan, üniversiteli ya da çalışan demeden!
Her yerde, her platformda başörtüsü takmanın serbest olduğu, daha geniş anlatımıyla, herkesin mensup olduğu dinin gereklerini korkusuzca yerine getirebileceği özgürlük alanı açmaları, AK Parti ve de Recep Tayyip Erdoğan ismini tarihe kazıyacak tek icraat. Tam da yıllardır kendisine oy veren milyonların beklediği gibi..
Böyle bir kanaate nereden vardım; ya da böyle bir soru durduk yere mi aklıma geldi? Tabii ki hayır!
Böyle bir tespitte bulunmama bizzat Sayın Başbakanımızın kendisi neden oldu.
Zira geçenlerde “Referanduma Evet” gezileri kapsamında gittiği Aydın’dan Menderes gibi haykırmış, bu da haber başlıklarına “Erdoğan Menderes gibi haykırdı” diye yansımıştı. Erdoğan Aydın konuşmasında, rahmetli Menderes’i “Demokrasi şehidi” olarak anmış ve 7,5 yıldır kendilerine emanet edilen demokrasiye, sahip çıktıklarını söylemişti. İşte tam o gün Sayın Başbakanımızın Demokrasiye “Evet”, özgürlüklere “Evet” ve “Yeter söz milletin” çağrıları beni yıllar öncesine götürdü.
Ve kendi kendime sordum; “Sayın Başbakanımız Menderes gibi “Yeter artık” diyor, onun gibi haykırıyor da, yıllar sonra onun gibi hayırla yad edilecek mi?”
Zira, Menderes’in ne idam edilişi ne de iktidarda kaldığı 10 yıl içindeki başka bir icraatı halkın gönlünü fethetmesine sebepti. Onun bugün bile herkes tarafından gözleri dolarak anılmasına sebep, “Allah Razı olsun Menderes’ten“ dedirten çok önemli bir icraatı var!
Öyle bir icraat ki, bu icraat onu üst üste iktidara taşıdı ve onun yıllarca halkın gönlünde kımıltısız en başköşede kalmasına sebep oldu .
Neydi o icraat Peki!
O hizmet, iktidar olmadan meydanlarda halkına söz verdiği gibi, daha başbakan olduğu ilk hafta sözünü unutmayıp, 18 yıl boyunca Türkçe okunan ezanı yeniden Arapça haline çevirmesiydi. Öyle ki tarih ve hafızalar onu hep “Ezanı özüne çeviren başbakan” olarak hatırladı; hatırlayacak..
CHP’nin 1941’de yasalaştırdığı tam 18 yıl süren Ezan yasağı halk tarafından tam manasıyla “Zulüm” olarak algılanmıştı.. Menderes başa geçtikten sonra halka yöneltilen, “Bir daha Menderes’e o verecek misin?” sorusuna ise, ekseriyet hep “O ezanı Arapça’ya çevirdi ya, tabii ki ona vereceğim” diyordu.
Şimdi gerçek olan şu ki; belki alenen Menderes gibi açıktan söz vermese bile, Erdoğan’a oy verenlerin büyük bir çoğunluğu yıllardır hep bir sorunun çözüme kavuşmasını bekliyor. Ve aynen o dönem gibi bu dönemde var olan bir zulüm var..
Başörtüsü zulmü!
Halkımızın ise sorunun çözümü olarak gördüğü tek adres var: AK PARTİ!