Ben baştan hata ettim. Babamın rızası olmadan bir evlilik yaptım. Eşimde bar, kumar, içki, dayak, her şey var. Ayrıldık, birleştik. İki oğlumuz var. Tekrar ayrılsak nikâh da kalmıyor. İşe girmek istesem, başörtüsü sorunuyla karşılaşıyorum, ne yapayım? (Rumuz: Sinem)
Böyle bir evlilik nasıl çekilir, katlanmak ne kadar mümkün; oldukça çileli ve eziyetli bir hayat...
İçkisi, kumarı kişisel felaketidir ama "dayak" olayını telaffuz etmek bile insanı ürkütüyor.
İlânihaye/sürgit bu "adamla" yaşamayı göze alabiliyorsanız sizde Firavun'un hanımı Hz. Asiye'nin sabrı var demektir.
Firavun kendi tanrılığını iddia ederken, eşinin mümin olduğunu öğrenir öğrenmez, en acımasız işkenceleri yapmaya başlar.
Hz. Asiye bu zulmü ve kahrı çekerken Kur'ân'da yer alan şu duayı yapar:
"Rabbim! Yüce katından bana Cennet'te bir ev yap! Beni Firavun'dan ve onun kötülüğünden kurtar; bu zalimler güruhundan kurtar." (Tahrîm, 66:11)
Bunun içindir ki Kur'ân bu duanın başında, "İman edenlere örnek olarak da, Allah Firavun'un hanımını gösterdi" der ve eşinden zulüm gören hanımlara âhiret kurtuluşunu ve Cennet sarayı vadeder.
***
Fakat "dayak" ve şiddet kullanmasına izin vermeyin, engellemek için çareler arayın, çevrenizden yardım ve destek isteyin. Olmadı mı, resmi yoldan halletmeye çalışın.
Hangi devirde yaşıyoruz? Nefsi müdafaa insanın en vazgeçilmez hakkıdır ve hiçbir şekilde gözardı edilmemesi gerekir.
Artık çekilemeyecek, kaldırılamayacak bir hale gelmişse, sabır gücünüz de kalmamışsa, ayaklarınınız üzerinde durmayı göze alarak kendinize yeni bir gelecek hazırlamayı düşünün.
İş bulma, çalışma konusunda da "rızık kapısını" zorlayın. Allah bir yerden kapı açacaktır. "Kul sıkışmadıkça Hızır yetişmezmiş" derler ya, âyette geçtiği üzere, "Zorlukla beraber kolaylık vardır. Evet, zorlukla beraber kolaylık vardır." (Tîn, 94:5,6)
Burada kaderin payını unutmamak lazım. Babanız razı olmamasına rağmen bu evliliği yapmışsınız. Bunun da cezasını yeteri kadar çekmişsiniz, çekiyorsunuz.
Son bir çare: Belki size zor gelebilir, babanız kabul eder etmez, bilmiyorum ama belki de en son çare "baba ocağından" bir ışık aramak, onun şefkatine sığınmak, en azından duasını almaya çalışmaktır.
Ben inanıyorum ki, babalar ne kadar kızgın olsalar da kalplerinin bir köşesi sürekli kızları için açık duruyordur. Gel, sen "bu köşeye" yönelmeye çalış.
Beni boşamaya yanaşmıyor
Ben eşimden 7 yıl önce ayrıldım. Dindar bir beyle tanıştım. Eşinden boşanma aşamasında olduğunu söyledi. Beni imam nikâhına ikna etti. Fakat boşanmadı, ailesiyle birlikte yaşıyor. Çocukları ve karısı üzüldüğü için ben ayrılmak istiyorum. "Eşinden boşanmasın, beni bıraksın" istiyorum fakat kabul etmiyor. Ne yapabilirim? (Rumuz:Nimet)
Onun kararını beklemeden tek taraflı olarak siz kendi kararınızı verin. Ona da açık ve kesin bir dille ifade edin.
Görüldüğü kadarıyla baştan bir yanlışa girilmiş. Henüz ortada bir şey yokken, boşanma emareleri ve mahkeme safhaları söz konusu değilken, "bir sözü" üzerine gidip "nikâh" yaptırmışsınız.
Kurulu bir düzeni zorluyorsunuz. Yaşayan ve yürüyen bir ailenin dağılmasına sebep olacaksınız.
Böyle bir şeye hiçbir şekilde vicdanınızın izin vermemesi gerekir, bir kadın olarak bir hemcinsinizin acılar içinde kıvranmasına göz yummamanız icap eder.
Ayrıca inanan bir insan olarak, hak/hukuk kavramını kabul eden bir hanım olarak size yapılmasına razı olmadığınız "yakışıksız" bir muameleyi başka bir din kardeşinize yapmamalısınız.
Bunun için nikâhınızı isteyin, boşanmaya ikna edin, vicdanen, insaniyeten "eziyet" çektiğinizi, kul hakkına daha fazla dayanamadığınızı dile getirin.
Siz ayrılmayı istedikten sonra karşı taraf direnemeyecek, iradenize baskı yapmayacaktır. Yeter ki, siz burada net ve kararlı hareket edin.
***
"Mahremiyet Okulu"
Bu ve benzeri meseleleri daha geniş olarak "Mahremiyet Okulu" genel başlığı altında yeni yayınlanan "Yusuflar Züleyhalar", "Mutsuz Evlilikler, Boşanmalar", "İhanetler, Cinsel Sorunlar" adlı üç kitabımızda okuyabilirsiniz. Kitapları kitapevlerinden, internet kitapçılarından bulabileceğiniz gibi (0212) 444 24 14'ten de temin edebilirsiniz.