Tarihi şan ve şerefle dolu, destan yaratmaktan destan yazmağı fırsat bulamayan şanlı bir ecdadın torunları ve binlerce yıllık şerefli bir tarihin evlâtları olarak, ne yazık ki uzun ve ihtişamlı bir mücadele hayatının eşiğindeyiz değerli okurlarım!…
Milletlerin bölünmelere uğratıldığı bugünkü ortamda, aziz vatanımızın coğrafi konumu ve stratejik durumu gereği, içinde bulunduğu sorumluluğun şuuruna ermiş olarak, memleketi bu acımasız ve yok edici sistemin tahribatının dışında tutmak mecburiyetindeyiz!..
Anadolu gençliği, Türkiye Cumhuriyetini, ruhundaki milli heyecanla ebediyen koruyacak ve bu görevini bir bayrak gibi nesilden nesile hiç el etek öpmeden onuruyla devredecek; şanlı Osmanlı dedelerinin dünyayı kucaklayan SEVGİ seliyle, Anadolu+Ortadoğu+Afrika+Asya+Avrupa+Uzakdoğu ve ABD’yi bu ruhla kucaklayacaktır.
Anadolu gençliği bugün belki bir öğrencidir. Fakat, kısa zaman sonra bu güzelim memleket mukadderatında acilen ölesiye ağır sorumluluk yüklenecektir.
HUKUKÇU olarak adaleti koruyacak, mazluma hakkını verecek,zalime haddini bildirecek, kaba kuvveti yere serecek, yurtta huzur ve sükunu korkusuzca sağlayacak, ADALET MENSUPLARI ADALET DAĞITMAZSA, ADALET KENDİNİ DAĞITIR sözünün eri ve ANKARA’DA HAKİMLER VAR sözünün teyitçisi olacaklar; VİCDANI ve CÜZDANI arasında asla kalmayacaklardır!..
ASKER olarak milletin haysiyet ve namusunu kahramanca savunacak, silâh elde, uykusuz ve yorgun kalsa da bu kutsal topraklara asla düşman ayağı bastırmayacak, halkını 27 Mayıs+12 Eylül+28 Şubatlar+Balyoz vb. ihtilâllerle çileli halkın paralarıyla alınan silâh gücüyle halkı sindirmeye çalışan kendi bünyesindeki şer güçlerle öncelikle mücadele edip bu virüsleri kendi bünyesinden çıkartıp atacak, Peygamber ocağına lâyık bir kuruluş olduğunu dünya’ya haykıracak, bu ruhla tüm dünya kendisini kalpten selâmlayacaktır!..
ÖĞRETMEN olarak, Anadolu gençliğini terbiye edecek, Türk milletinin millî-manevî, ahlâkı, insanî ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ,geliştiren; ailesini, vatanını ve milletini seven, fedakâr, cesur, çalışkan nesiller, şuurlu vatandaşlar yetiştirip Anadolu gemisinin kaptan köşküne gönderecektir!..DARWİN nazariyesini asla sınıflara sokmayacak, Anadolu insanını birleştiren en güçlü iksir’in yüce dinimiz İSLÂM olduğunu bilerek, bu ruhla Anadolu gençliğini yetiştirecektır!..
SANATKÂR olarak, Türk milletinin duygu ve düşüncelerini dile getirecek, milletimizi yüksek Türk kültürü ile besleyecek, şanlı ecdadının eserlerini bu ruhla süsleyecektir, Anadolu insanını Rabbinden uzaklaştıracak heykel-resim ve benzeri hizmetlerden uzak duracak; eserleriyle her zaman övünebilecektir...
TABİB olara, sağlıklı nesiller yetiştirmek için, ilmî ve insanî bütün gerekleri titizlikle yerine getirecek, parası da olmazsa Hz.Allah’ın yarattığı en şerefli mahlük olan Anadolu insanı ve tüm insanları sağlıklı hale getirebilmek için gecesini gündüz edecek ve hastasını sağlıklı görünce mutluluğun tadına varacaktır!.
TEKNİK ELEMAN olarak, yurdumuzu baştan başa modern fabrikalarla, tesislerle donatmak için laboratuarlarda sabahlayacak, mucid sıfatıyla ülkemin ekonomisini canlandıracak; son yıllarda duyduğumuz, devletimin sırlarını düşmanlarla paylaşmayacak; sanayi çarklarını büyük bir güçle döndürmenin mutluluğunu tadacaktır.
GAZETECİ olarak, doğru yolda, milletimizin duygu ve düşüncelerine tercüman olacak; şer güçlerin, darbecilerin ve vatan hainlerinin asla kalemi ve dili olmayacaktır!..
SİYASETÇİ olarak millî menfaatlerimizi her şeyin üzerinde tutarak, görevini yerine getirecek; milletin efendisi değil, vekili olmanın hazzını hizmetiyle yaşayacak, yüce meclisimize lâyık bir vekil olmanın hazzını örnek hizmetiyle kanıtlayacaktır!..
İŞÇİ ve ÇİFTÇİ olarak, vatanın tesislerine ve toprağına terini akıtmanın zevkini ve mutluluğunu evine gittiğinde emeğinin karşılığını da alarak giderecektir…
Özetle Anadolu genci, hangi mesleği seçerse seçsin, hangi tahsili alırsa alsın, her şeyden önce yurduna ve Büyük Türk milletine lâyık iyi bir vatan evlâdı, Rabbine karşı hayırlı bir KUL ve Peygamberimize lâyık örnek bir ümmet olacak ve bu ruhla vakti geldiği zaman ölümü tadarken bile büyük bir mutlulukla her zaman GAZİ ve ŞEHİT OLMAYI arzulayıp
Azrail’e korkusuzca HOŞ GELDİN diyecek ve “Sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber” ifadesiyle Peygambere komşu olacaktır...
Unutmayalım ki sevgili gençlerimiz,
Kutsal vatanımızın toprağı fertlerinden iki şey ister…Bunlardan biri TER, diğeri de KAN’dır!...
Bizden önceki nesillerden KAN istedi ve şanlı ecdadımız bu kanı Çanakkale’de-İstiklâl Harbinde bolca akıtarak bu toprakları bizlere YURT edinmişler ve siz asil Anadolu gençliğine bu kutsal toprakları hiyanetlik yapmamak üzere emanet bırakmışlardır ki, lütfen çok uyanık olarak bu topraklara kaktüst asla yetiştirmeyelim!..
Ama bugün ise vatanımız bizden KAN değil dostlarım, TER bekliyor TERRRRRRRRR!..
Bu teri, doğru yolda, vatan uğrunda,milli birlik olunda, fazilet yolunda, kürsü başında, fabrika tezgâhlarında, okul sıralarında, kışla köşelerinde, tarlada, harmanda, kısaca yurdun her sahasında millet olarak bolca akıtılmadığı taktirde bu vatanı ilel ebet korumamız asla mümkün değildir, lütfen bunun bilincinde olalım ve çalışalım.
Bu kutsal yolda, bu asil Anadolu gençliğini yetiştiren eli öpülesi tüm hocaefendiler ve öğretmenlerimizi minnetle selâmlayıp, onlara her zaman duacı olalım...
Bu ruhla hareket ettiğimiz taktirde 21.y.yılda TÜRK MUCİZESİNİ gerçekleştireceğimiz günlerin uzak değil, aksine çok yakın olduğunun emarelerini son on yıldır yaşamanın büyük mutluluğunu millet olarak yaşamaktayız ki Rabbimize sonsuz şükürler olsun.
ÜStad Necip Fazıl Kısakürek’in ifadesiyle:
-“Yol O’nun, varlık O’nun, gerisi hep angarya;
Yüz üstü çok süründün, ayağa kalk SAKARYA!..
Anadolu gençliği, Sakarya ve âsımın nesli bu ruhla ölümü göze alarak Sakarya neslini ayağa kaldırmak için kolları sıvamıştır ki, ülkemize-yüce milletimize hayırlı olsun.
Ne mutlu bu asil gençliği yetiştirip, Anadolu gemisinin kaptan köşkünde KAPTAN ve SÜVARİ olarak gönderen ebeveyn ve öğretmenlerimize…Yazıklar ve lânetler olsun ki, bu asil gençliğin önünü kesmek için yurt dışı güçlerin+yurt içinde satılmışlar yaptıkları işbirliğiyle ülkemizi çıkmaza sokan satılmış köstebeklere!..
Ne mutlu bu gençliğin kaptanı olup, ülkemizi 2002 yılında bulunduğu perişan durumdan alıp “muasır medeniyet” seviyesine ulaştırmak için gecesini gündüz eden ricallerimize!.. Rabbim, bu cennet ülkemi kalkındırmak için ölesiye mücadele eden tüm ricallerimize güç ve kuvvet versin, hainleri de kahrü perişan eylesin.AMİN..
Hürmetlerimle…