FİTEM Finansal Tetikçilikle Mücadele Platformu. Geçen gün Türkiye Yazarlar Birliği’nin Sultanahmet’teki il merkezinde FİTEM’in basın açıklaması vardı. Toplantıda Demir İnal da vardı. O bu işin uluslararası boyutunu anlattı. Bu işin BM Dünya Kalkınma Bankası eli ile, IMF eli ile, diğer uluslararası bankalar, fonlar, kuruluşlar tarafından nasıl yapıldığını anlattı. LIBOR’dan bahsetti. LIBOR bir çok ülkeye milyarlarca dolar tazminat ödedi, ama nedense Türkiye’de ilgili kurumlar bu konuda sessiz.
Hani Ziya Paşa der ya, milyonla çalan mesned-i izzette ser-efraz / Birkaç kuruşu mürtekibin cây-ı kürektir. (Milyonla çalanlar yüksek ve şerefli mevkilere yükselir, bir kaç kuruş çalanın cezası kürek mahkumu olmaktır) Yine, evin hanımı kırınca “hayırdır inşallah”, hizmetçi kırarsa “kör müsün” derlermiş. Bu isi LIBOR, IMF , uluslararası finans örgütleri yapınca kimsenin sesi çıkmıyor. Büyükler böyle yapınca, köpek balıklarının peşinden gelen piranalar da dişlerine göre kendilerine yeni avlar buluyorlar. Bu işlerin peşini bırakırsanız hırsızlık ve rüşvet öyle bir yere gelir ki, ikisi birlik olur ve sonra işler “selam verdim rüşvet değildür deyu almadılar” noktasına ulaşır. Unutmayalım ki, bir “Bir hırsız bir bağdan bir bostan çalar, rüşvet alan biri bir bostan karşılığı bir bağı satar. Rüşvetçi ile hırsız iki kardeştir, kuzenleri torpildir. Unutmayın torpillerseniz, torpillenirsiniz.
Altay Güney Türkish Bank ile macerasını anlattı. Bir banka nasıl sözleşmeyi değiştirir ve sahte evrak düzenler. Bu konuda denetleme kuruluşları nasıl işi görmezden gelirler, nasıl yargı ayak sürür ve baskı altına alınır, tekmili bu örnek davada var. Altay Güney şimdi yaşadıklarını ve örnek alınacak mücadelesini kitaplaştırıyor, yaşamak zorunda bırakıldığı güçlükler başkaları için baht kaynağı olsun diye..
Adem Çevik, İş Bankası ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu ve “Hilafet için gönderilen paralar İş Bankası’na gitti” dedi. İddialar yeni değil. 30 yıl önce Mustafa Keskin bunları yazdı. Eğer Türkiye bu işi çözmeyecek olursa, bu paraların gönderildiği ülkelerdeki dini topluluklar bu konuda dava açabilirler. Aslında Hilafet için gönderilen paralarla bir siyasi parti için kurulan banka bütün Müslümanlara hakarettir. Siyasi Partiler Kanunu’na göre bir parti bırakın bankayı bir bakkal bile açamaz. Ama İş Bankası’na ortak CHP. Anayasaya ve hukuka aykırı. Biz bu anayasa ihlalinin son bulması için Yargıtay’a başvurduk. Ama her başvurumuzda dosyamız sümenaltı edildi. 12 Eylül darbesi olduğunda 82’de İş Bankası’nın sermayesi hazineden aktarılan paralarla artırılıyor. Adnan Menderes’in de asılmasının tek sebebi ezan değil. İş Bankası’nı CHP’nin elinden almasıdır. İş Bankası 23 bankayı da yutuyor. Osmanlı Milli Bankası’nı da yutmuştur. Bu bankaya el koymak istiyor. El konmasına karşı olan Osmanlı Milli Bankası’nın Genel Müdürü Maliyeci Cavit de bir suikast sonucu öldürülüyor.
İşte o basın açıklaması: İş Bankası incelemesini 3’e ayırmak gerekir. Öncelikle İşbank-CHP, İşbank-Hilafet ve İşbank-Kurucu Hisseler konusunun çözülmesi gerek.1. İŞ Bank’taki CHP ilişkisi sonlandırılmalı. 2. İŞ Bank kurulurken hilafetin kurtarılması için Hilafet Fonundan gönderilen paralarla kurulduğundan faizsiz bank olmalı. Ve İŞ Bank’taki CHP hisseleri TBMM’ye devir edilmelidir. 3. İŞ Bank ile birleşen Osmanlı İtibari Milli Bankası hissedarlarına 88 senedir verilmeyen hakları iade edilmeli. Bugün Arakan-Ruanya’daki, Keşmir’deki, Filistin, Suriye ve Mısır’daki Müslümanlar zor şartlarda ama 100 sene önce hilafet için para gönderilmişti. İŞ Bankası hilafet bankasıdır. Ne Mustafa Kemal’in ve ne de diğerlerinin hayatları bellidir ve böyle bir servete sahip değillerdir. “Hilafet” için M. Kemal Atatürk’e gönderilen paralarla dine göre haram olan riba müessesesi kurmak ayrıca hukuka ve ahlaka aykırı bir tutumdur. Hilafet parasını laikçi kadrolara teslim etmek de ayrı bir zulüm anlamı taşımaktadır.
Hindistan Hilafet Komitesi tarafından 26 Aralık 1921 tarihinden 9 Ağustos 1923 tarihine kadar gönderilen para miktarı, M. Kemal Atatürk’ün tuttuğu ve “Doğrudan doğruya emrime Hint Hilafet Komitesi’nden gelen meblağ” başlıklı listeye göre toplam 781.570 Türk Lirası’ydı. Hindistan Müslümanlarının Milli Mücadele’de Türkiye’ye Yardımları, Mustafa Keskin (1919–1923), Kayseri: Erciyes Üniversitesi Yayınları kitabındaki araştırmaya göre; Hindistan Hilafet Fonu’ndan hilafetin kurtarılması için gönderilen paralar makbuz tarihlerine göre kaydedilmiş liste şöyledir: 26.12.1921’de: 144.400 Türk Lirası (26.000 İngiliz Lirası), 06.02.1922’de: 36.300 Türk Lirası (6.000 İngiliz Lirası), 18.02.1922’de: 25.320 Türk Lirası (4.000 İngiliz Lirası), 20.02.1922’de: 32.300 Türk Lirası (5.000 İngiliz Lirası), 22.02.1922’de: 64.700 Türk Lirası (10.000 İngiliz Lirası), 02.03.1922’de: 32.300 Türk Lirası (5.000 İngiliz Lirası), 28.03.1922’de: 131.500 Türk Lirası (20.000 İngiliz Lirası), 18.04.1922’de: 33.150 Türk Lirası (5.000 İngiliz Lirası), 02.05.1922’de: 32.000 Türk Lirası (5.000 İngiliz Lirası), 31.05.1922’de: 26.800 Türk Lirası (4.000 İngiliz Lirası),26.06.1922’de: 42.120 Türk Lirası (6.000 İngiliz Lirası), 05.07.1922’de: 35.500 Türk Lirası (5.000 İngiliz Lirası), 12.08.1922’de: 35.900 Türk Lirası (5.000 İngiliz Lirası), 13.02.1923’de: 14.000 Türk Lirası (2.000 İngiliz Lirası), 19.03.1923’de: 19.410 Türk Lirası (3.000 İngiliz Lirası), 27.03.1923’de: 68.000 Türk Lirası (10.000 İngiliz Lirası), 09.08.1923’de: 7.770 Türk Lirası (1.000 İngiliz Lirası), TOPLAM: 781.570 Türk Lirası (122.000 İngiliz Lirası). Hindistan Hilafet Komitesi tarafından gönderilen yardımlara ilaveten Mustafa Kemal’e başka yerlerden ulaştırılan yardımlar ise şöyle: Natal İslam Gençlerine Yardım Cemiyeti’nden 24.05.1922 tarihinde 1.169 TL, Natal İslam Gençlerine Yardım Cemiyeti’nden 17.07.1922 tarihinde ise 2.904 TL, Antalya yolu ile Ankara’ya ulaşan 6.386 TL, Londra’dan Nihat Reşat Bey vasıtasıyla: 619 TL, yine Nihat Reşat Bey vasıtasıyla: 2.091 TL, Raunyun Müslüman Cemiyeti’nden: 12.987 TL, Ranfute’den gelen çek içeriği: 24.300 TL, 19.12.1922 tarihli bir makbuz içeriği: 3.800 TL, Raunyun Müslüman Cemiyeti’nden Nihat Reşat Bey vasıtası ile: 1.252 TL, Bank-ı Osmanî vasıtasıyla: 3.075 TL, Fr. Hindistan’ından: 65.066 TL, Londra’dan Dr. Ensari tarafından: 35.570 TL, Kudüs’ten Hacı Faik Bey tarafından: 27 TL, Paris temsilcisi Ferit Bey tarafından: 191 TL, Paris temsilcisi Ferit Bey tarafından: 5.284 TL, Kudüs’ten Şeyh Mahmut Davudi’den: 800 TL, Londra’da Durban Cemiyeti’nden: 1.400 TL, 08.05.1923 tarihli makbuz: 873 TL, Saint Lui Cemaat-i İslamiyesinden: 5.811 TL, Ağaoğlu Ahmet vasıtası ile: 731 TL, Durban Cemiyeti’nden: 2.475 TL, Osmanlı Bankası Londra Şubesi’nden: 1.242 TL, Durban Cemiyeti’nden 26.04 1923 tarihli: 1.400 TL, Durban Cemiyeti’nden: 2.475 TL, Fr. Hindistan’ın Kasılkıl İslam hanımları tarafından: 650 TL, 12.02.1923 tarihli Dr. Ensari tarafından: 35.560 TL, 12.08 1922 tarihli makbuz: 35.900 TL. TOPLAM: 254.038 Türk Lirası (8.252 S İngiliz) Toplam 1.035.000TL, 130 BİN Sterlin 58,650 TL, 1922 Haziran, Hindistan Hilafet Fonundan Hilali Ahmer Cemiyetine, ayrıca Atatürk’ün Vasiyeti kitabında Mısır Hidivi Abbas Hilmi Paşa’dan 900.000 TL, Azerbaycan’dan 500 altın, Kıbrıs’tan 320 Sterlin ve Rusya-Özbekistan Buhara Hanlığı’ndan 1milyon altın geldiğini Buhara Hanının yaşayan oğlu anlatmaktadır. Bu konu burada bitmeyecek, yarın da devam edelim, daha anlatılacak çok şey var. Selam ve dua ile