Birileri bir takım planlar yaptılar, tuzaklar kurdular. Allah da onları gördü, kapalı kapılar arkasındaki konuşmalarını duydu, onların kimlerle ne işlerin peşinde olduklarını da biliyor. Allah da bizim ellerimizle, onların tuzaklarını kendi başlarına geçirmek istemektedir. Her şeyin bir zamanı var. Birileri onların açtığı yoldan ilerliyor. Kimileri korkusundan, kimi servet ve iktidar hesapları ile onlara yakın duruyor. Allah onları, onların başlarına bela edecek. Onları yakacak ateş, o yardım edicilerine, o haksızlıklar karşısında susanlara da dokunacak! (Ali İmran 54) Ve mekerû ve mekarallâh (mekarallâhu), vallâhu hayrul mâkirîn(mâkirîne).
Kimi çıkıp âlemlere rahmet olarak gönderilen bir peygamberin ümmetine küfrediyor. Biri kalkıyor, haşa “Allah’ı tedavülden kaldırmak”tan söz ediyor, bir başkası bu biyolojik insan türü, kendi türünün son örneğidir diyebiliyor. Bunlar İlahlık ve Rablik taslıyorlar. Bunlar küfürde kemale erdiklerine göre, zeval vakitleri yakındır. Zira karanlığın en koyu anı aydınlığa en yakın olduğu zamandır.
Allah korusun, herkesi zorunlu olarak aşılayacaklarmış. Hatırlatırım uysal atış çiftesi pektir. “Uysal koyun” değiliz. Üzerimize geldiğiniz şiddetle karşı cevabı da alırsınız. Haddinden fazla şiddet gayedeki hikmeti yok eder.
İklim balonu Glasgow’da patladı. Ama bizimkiler önlerine konan yalanları tekrarlamaya devam ediyorlar. Tıp, farmakoloji, mikrobiyoloji, genetik dünyasındaki insanlarımızı kaybettik. Şimdi iklim ve çevrecileri alıp gelecekler, bilişimciler, zaten fiilen, teknolojik olarak onların kontrolünde. Tek “tık”lık canları var. Sistem karşı görüşleri resetliyor. Büyük gözaltı gerçekleşti. Siber diktatörlük tam gaz devam ediyor. Eğer böyle giderse 2022, 2021’i aratacak. 2022 sonunda yapay zeka ile tüm dünyada iklim politikalarını tek elden yönetecekler. Yasa koyucu da, uygulayıcı da, yargıç da kendileri olacak! (Allah, onlara, onlara yardım edenlere, onların bu şeytani planları karşısında susanlara lanet etsin, fırsat vermesin).
Adamlar uzayı işgal ettiler, kimsenin sesi çıkmadı. Akıllı şehirler, evler diye, 5G üzerinden yeryüzünün her noktasını uzaydan ve yerden izlenebilir ve otonom sistemlerle, Humanoid, Avatar, uzaktan RF ve ışın kontrolü ile müdahale edilebilir hale getiriyorlar, yine kimseden ses yok. MetaVerse ya da LucidDream, SquidGame konusunda da yöneticilerden tek bir açıklama yok. Sanki hipnoz edilmişler. İnsanlar hızla din, ahlak, gelenek ve cinsiyetlerinden bağımsız birer NESNE, birer BİREY’e dönüştürülüyor, kimseden ses yok. NeuraLink kimsenin meselesi değil.
Birileri Türkiye’nin çevreyi, dünya ortalamasının iki katı kirlettiğini söylüyor. Çünkü önüne konulan dosyada onlar yazıyor. Dünyanın nüfusu 8 milyar, Türkiye 80 milyon. Türkiye’nin yüzölçümü 783.562 km2, dünyanın 148.940.000 km2. Türkiye’nin sanayisi, ekonomik büyüklüğü belli. Dünyayı en çok kirleten ülkeler belli. O ülkelerdeki, o firmaların sahipleri de belli. Henkel, ya da P.Gamble gibi firmaların tek başına kirletici kapasitesi, Afrika’daki birçok ülkeden daha fazla. Onlar bize akıl veriyor, biz de onların kuyruğuna takılıyoruz. Hatta “Kertenkele deliğinden gir” deseler birileri girecek! Adamlar uzayı işgal ediyor, kimsenin “Gık”ı çıkmıyor. Evet, evet, on binlerce alçak irtifa uydusu ile uzay işgal edildi, biz Grip’19 yalanı ile oyalanırken, sadece ağzımıza-burnumuza maske takmadılar, medya ile gözümüze-kulağımıza da maske taktılar. Dünya hızla RF dalgaları ile kirletiliyor, kimin umurunda. Bu alçak irtifa uydularına, 5G’ye karşı çıkan var mı? İnsanlık, hatta dünya, tarihin en büyük fitnelerinden biri ile karşı karşıya, bizim halimiz malum.
Kalabalıklar sanki kaçtığını sandığı şeye doğru koşuyor, hem de yokuş aşağı koşar gibi. Kendi celladına âşık, celladının bıçağını bileyleyen bir toplum. Siyaset, bürokrasi, STK, medya, akademi işbirliği içinde bu rezalet örgütleniyor.
Glasgow tam bir rezaletti. Herkes özel uçakları ile lüks arabaları ile konvoyları ile şehir turlarına çıktılar. Çin, Hindistan, Rusya gelmemişti. Türkiye yeterli koruma sağlanmadığı için gitmedi, İsrail’den gelen engelli bakan için kongrede yeterli altyapı olmadığından o da katılmadı. Diğer gelenler ise ya şecaat arzettiler, oltayı yutan ve artık yem de istemeyen akvaryum balığı misali demokrasicilik oynayan politikacılara gelince onlar Paris, Londra, Washington ve Brüksel’den kulaklarına üflenen, ellerine tutuşturulan şeyleri papağan gibi tekrarladılar ya da darbelerle iş başına getirilen birileri emir tekrarı konuşmalar yaptılar, ya da kendi iç politikalarına dönük mesajlar vermeye çalıştılar. Ama bu pedofolik satanist çete yoluna devam ediyor.
Allah (cc) kitabında mealen buyurdu: “Onlar ise (bir düzen kurdular/plan yaptılar). Allah da (buna karşılık, onların tuzaklarını gördü) bir düzen kurdu. Allah, düzen kurucuların en hayırlısıdır. (Mekerallahu…) Ancak iman edip de iyi iyi amel (ve hareket) de bulunanlar, Allah’ı çok zikredenler ve zulme uğratıldıklarından sonra öçlerini alanlar böyle değildir. O zulmedenler yakında hangi inkılab ile sarsılacaklarını bileceklerdir.” (Şuara 227). “Başınıza gelen her musîbet, kendi ellerinizin kazandığı günahlar, ihmal ve kusurlar yüzündendir. Bununla beraber Allah, o günah ve kusurların pek çoğunu da affediyor.” (Şûrâ, 30). “Onlar ki, kendilerine bir musibet dokunduğu zaman: “Bizim bütün varlığımız Allah’ındır ve biz ancak O’na dönüyoruz” derler.” (Bakara, 156). İçimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden bizi helak eder misin Allah’ım! Selam ve dua ile.