Görme engelli biriyle evlenemez miyim?

Mehmet PAKSU

Ben 34 yaşında, özel sektörde çalışan bir bayanım.

Ciddi olarak evlenmeyi düşündüğüm insan da 35 yaşında, görme engelli, resmi kurumda çalışan, kendini topluma kabul ettirmiş, girişken, kendine özgüveni olan biri. Ben onu kesinlikle engelli olarak görmüyorum.

İnternet ortamında, dernek sitelerinde tanıştık. 3 senedir görüşüyoruz. Memleketlerimiz ayrı olmasına rağmen iletişimimiz düzeyli ve olumlu. Evlilik kararını, "Beni ziyarete gelerek iyice pekiştirdi" diyebilirim.

Konuyu aile fertlerine açtım, hepsi de olumsuz karşıladı. Tanışmayı dahi reddettiler. İlk başta babam olumlu karşıladı. Bu güzellik, annemin babamı iknasıyla hüsrana dönüştü. Gerekçeleri, "Engelli birine kızlarını vermezlermiş, el âleme ne derlermiş... Tanışmayla olur muymuş" gibi bir sürü açıklama...

Ailemin tutumu ve benim isteğim çok mu yersiz? Ben mi haksızlık yapıyorum? İleriki hayatımı yaşamak istediğim insanın fiziki boyutlarından ziyade, çevresinin saygı, sevgisini kazanmış, hayat dolu insanla evlilik kararı aldığım için; hayatta başımıza ne gelir bunun kimse garantisini veremez ki...

Sonuçta her sağlıklı insan birer engelli adayı değil midir? Ailem bu yüzden çok kalbimi kırdı. "Sadece istiyorum, her şeye razıyım" sözünden başka onları üzüp incitecek bir söz çıkmadı ağzımdan... Ben Allah'ın rızasını esas alarak sevdiğim insanla güzel günler istiyorum. Bu isteğim çok mu yanlış?

Ailem "Gelenlere neden yok diyorsun da engelli birine evet diyorsun, asıl senin gözün kör olmuş" gibi rencide edici sözler söylüyor. Şimdiye kadar kimse için ailemin karşısına geçmedim. Bu kararımdaki tutumumun yanlış olduğunu sanmıyorum. (Rumuz: Solan Gül)

İsteğiniz de, kararınız da insani bir istek ve yaklaşım. Aslına bakılırsa bu talebinize kimsenin itiraz etmemesi gerekir. Çünkü evlenecek olan, sevdiği insanla hayatı paylaşacak olan sizsiniz. "Her şeye razıyım" deyince söylenecek bir söz kalmıyor.

Her ikiniz de kimseye muhtaç değilsiniz, kendi ayaklarınızın üstünde duruyorsunuz. Ailenizin sizi tebrik etmeleri gerekirken, yadırgamaları, üzücü sözler söylemeleri ciddi bir anlayış farkından başka bir şey değildir.

Toplumumuzda genellikle engelli insanlar kendileri gibi engellilerle evleniyor. Fakat benim de yakından gördüğüm kadarıyla sizin gibi tercihte bulunanlar, evlenenler ve mutlu olanlar az değil...

Ama gelin de, bunu ailenize, çevrenize anlatın, kabul ettirin; işte zor olan da budur.

İşin aslına bakılırsa, temelde konuyu değerlendirme farkı vardır. Bu farkın kaynağı da Kur'ânî yaklaşımın bilinmemesi ve anlaşılamamasıdır.

Kur'ân'da sadece bir yerde Yüce Allah, Sevgili Resulünü ikaz ediyor, yaptığı bir hatadan dolayı uyarıyor. O da görme engelli bir insana yüz vermemesidir.

***

Mekke yıllarında Peygamberimiz Kureyş kabilesinin ileri gelenlerinden bir adamla görüşürken Resulullahın sesini duyarak yanına yaklaşan Abdullah İbni Ümmü Mektum ısrarla Peygamberimizden öğüt almak ister. Peygamberimiz ısrarından hoşlanmaz, yüzünü konuştuğu adama çevirir.

Tam bu sırada Yüce Allah Peygamberimizi ikaz eder. Abese suresinin ilk âyetleri nazil olur:

"Yüzünü ekşitti ve döndü. Yanını âma geldi diye. Nereden biliyorsun, belki arınacaktı. Yahut öğüt alacak, öğütten faydalanacaktı. Öğüte ihtiyaç duymayan kimseye gelince. Sen ona yöneliyorsun."

Öyle ki, bu hadiseden sonra Sevgili Peygamberimiz, Hz. Abdullah'a daha çok iltifatta bulunurdu. Ne zaman onu görse, olayı hatırlatır, "Ey Rabbimin beni ikazına sebep olan kardeşim, merhaba!" diye gönlünü alırdı. Hatta Peygamberimiz Hz. Abdullah'ı müezzini yaparak ona ayrı bir taltifte bulunmuştur.

Zaten Kur'ân'a göre asıl âma ve kör olan hakikat ve âhiret körlüğüdür (İsrâ, 17:72).

Özetle söylemek gerekirse, er veya geç aileniz bir şekilde razı olur, sizin "dediğinize" gelir, istemeyerek de olsa kabul ederler.

Size düşen tek vazife, öncelikle meseleyi tatlılıkla götürmek, başta babanız olmak üzere size destek veren yakınlarınızla, onların kıramayacağı insanları görüştürmektir.

Annenize de söz yerindeyse "ağzından girip burnundan çıkarak" sindire sindire, tepkilerini azaltarak yalvar yakar bir üslupla, ağlayıp sızlayarak şefkatini tahrik etmektir.

"Abdullah"ları herkes hemen kabul edemiyor. Sizin "Abdullah"ı da inşallah kabul ederler.

İlk yorum yazan siz olun
OKUYUCULARIMIZIN DİKKATİNE !... Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.