Derin Gerçekler
Batılı istihbarat örgütlerinin çoğunun içinde gizli bir MOSSAD vardır. İsrail kurulduktan sonra onu ilk tanıyan ülkelerden biri olarak CIA ile birlikte MI6 ve MOSSAD ile de yakın ilişkimiz, işbirliğimiz vardı.
Daha düne kadar “Ne istediler de vermedik” dediğimiz, bugün FETÖ diye etiketlediğimiz örgüt CIA’nın yan kolu RAND Corp.’un bir Truva atı değil mi idi? Ya da bugün, her fırsatta, GlobalReset ve 666 ile etiketleyip “sadakat beyanı” ile “arz-ı ihdas” ettiğimiz “Uluslararası sistem” MOSSAD ile iç içe değil mi? HABAT ve AGARTHA da öyle bir yapı değil mi? MOSSAD’a operasyon çekiyoruz da, Mason locaları ya da onlarla birlikte hareket eden OKTAR’cılara karşı bir hareket görüyor musunuz?
Evet, ''bugünlerde 28 Şubat tezgâhları sergileniyor! Dikkatli olmak gerek. Sosyal medya, kendilerini İslamcı, Milliyetçi, Atatürkçü, Ulusalcı, şu partili, bu partili gösteren "sonradan olma", "oldurulma" gazeteci/servis elemanlarıyla dolu! İyi bir şey yaptığınızı zannederken bir MOSSAD aparatının tezgahına gelebilirsiniz. Her topa girmemekte fayda var. Ajanlar sizin kılığınızda dolaşırlar!”.
Bakın bunlar İktidarı ve Muhalefeti ile Siyaset aleminde ve Bürokraside, iş dünyasında, Medyada, sanat camiasında, spor camiasında, Akademilerde, STK içlerinde, Cemaat yapılarının şirketlerinin çevresinde daha çok toplaşırlar. Ama herkes kendi yanındaki ajanlarla kucak kucağa..
Sorosçu diye birini içeri atarsınız, onun içinde yer aldığı vakfın başkanına devlet onur nişanı verirsiniz. Bu Asya Finansta hesabı var diye birini KHK’lık yaparsanız, bankanın Yönetim Kurulu Başkanını taltif edersiniz. Ona benziyor.
Hani MOSSAD diyorlar da, MOSSAD nedir biliyor muyuz? 1949 sonunda Başbakan David Ben-Gurion’un kararı ile kurulmuş. Logo’su “Menora”, Sloganı Tevrat’tan alınmış bir ayet: "Rehberi olmayan uluslar düşer, çok danışmanı olan, akıl danışan zafere ulaşır."
Aslında Kur’an-ı Kerim'de, karar verir ve iş yaparken uyulması gereken kural olarak İstişare rehberiyeti, müşavere danışmayı işaret eder.. Yahudilerin istihbarî misyonlar edinmesi sembolik olarak on iki casus ile başlatılmış. Modern dönemde MOSSAD resmî olarak 13 Aralık 1949'da Reuven Şiloah'ın talebi ile “Merkez Koordinasyon Enstitüsü” ismiyle çalışmalarına başladı. Ben-Gurion Ordunun İstihbarat Servisi “AMAN”, İç Güvenlik Servisini “Şin Bet” ve Dış Güvenlik Servisi Merkezi Koordinasyon Ens. arasındaki işbirliği ile faaliyete geçti ve Mart 1951'de yeniden yapılandırıldı.
MOSSAD, "İstihbarat ve Özel Harekâtlar Enstitüsü" anlamına geliyor. İsrail'in resmi ulusal istihbarat teşkilatıdır. Görev alanı sadece İsrail değil, tüm Yahudiler ve Museviler, onların varlık ve güvenliğidir. Dünyanın CIA’dan sonra bilinen en büyük 2. istihbarat örgütü olarak tanınır. Çünkü MOSSAD, tüm dost ve müttefik devletlerin istihbaratı ile iç içedir. MOSSAD hiçbir yasa amacıyla, rolüyle, göreviyle, yetkisi ve bütçesiyle tanımlanamaz ve İsrail Devleti'nin anayasal kanunlardan tamamen muaf olduğu için “İsrail’in derin devleti” olarak faaliyet yürütür. Kendi içinde, Nazi artıklarını temizlemek için “intikam” birimi ayrıca Anti Semitik ve Anti Siyonistlere karşı Suikast birimlerine sahiptir. Bunların en bilineni KİDON’dur. David Bernea MOSSAD’ın başındaki isim olarak 2021den bu yana görevdedir.. Bilinen ilk yönetici Reuven Shiloah’dır ve bu kişi 13 Aralık 1949’dan 1953’e kadar görev yapmıştır. Merkezi Tel Aviv ve Kudüs’tür.
İsrail de, MOSSAD’da aslında HAGANA, IRGUN, LEHİ ve PALMAH terör örgütlerinin devamıdır. Bunların kökü de, Çanakkale savaşındaki “Siyon Katır Birliği”ne dayanır. Filistin topraklarında ilk çatışma yeri de GAZZE’dir. Bakın bu gün de bu terör örgütlerinin partileri, şirketleri, okulları ve hatta spor kulüpleri vardır. Bu konuda M. Yülek’in kısa özet bir videosu var onu izleyin derim: https://www.youtube.com/watch?v=GbSHXVcETlY
Irgun Hagana’dan ayrıldı. İsrail'in ilk Cumhurbaşkanı, Ankara’ya gelip Menderes'le görüşen Ben Gurion gibi Menahem Begin de Hagana üyesi idi. Hagana bu göçün güvenliği, göçenlerin güvenliği gibi konulara öncelik veriyordu. Irgun Hagana’dan ayrıldı ve bugün sağcı Likut partisi bu örgüt tarafından kuruldu.
MOSSAD PKK ile de ilişkili, FETÖ ile de. Sadece bunlarla değil, bizimkiler DAHLAN senaryosunda Kushner ile ve bugün Netanyahu ile beraber yola çıkmadılar mı. Çatışma öncesi İsrail Cumhurbaşkanı bunun için geldi, Netanyahu da bunun için gelecekti, Erdoğan da bunun için gidecekti. Biz de bu senaryoya göre, Kurulacak olan Siyonistlerin razı olacakları Başkenti Doğu Kudüs olan Laik Filistin devletinin garantörü olacaktık.
Din, adına, ideoloji adına tarih boyunca ne cinayetler işlendi. On yılda bir yapılan darbeler hep Demokrasi adına yapılmadı mı, Cumhuriyet olsun dedik, olan Cumhuriyet MONARŞİK (Tek Adam) CUMHURİYETİ oldu. LAİK’lik olacak dediler, RESMİ İDEOLOJİ dinleştirildi. “Türbe yasak” dediler, adına “Anıtkabir” dedikleri bir Türbe yaptılar, yetmedi “Kabe Arap’ın olsun, Çankaya bize yeter” dediler.
Tarihin en büyük terörünü ve soygununu gerçekleştiren batı, KIZILDERİLİ'leri yok etti, KARA DERİLİLERİ köleleştirdi, SARI IRK’ı sömürgeleştirdi, sonra da çıkıp İNSAN HAKLARI HAVARİSİ kesildi başımıza. DEMOKRASI DERSİ verdi. Benim “Terörizm” diye bir kitabım var. Orada bir tespitim var. Kaybedilmiş kurtuluş savaşlarını Terör hareketi olarak tanımlayanlar, Kendi kazanılmış terör eylemlerini de kutsal kurtuluş savaşı olarak tanımlıyorlar. PKK da eğer devlet olsaydı, bugün lanetlediğimiz Terörü onlar kendi eğitim kurumlarında kutsal kurtuluş savaşı, kahramanlık destanı olarak okutmayacaklar mı idi.
Osmanlı'da, Osmanlı'dan ayrılıp Timur’un safına geçenleri MÜRTED ilan etmedik mi? Özbekistan’a gidin, bizde FATİH neyse, Özbeklerde TİMUR odur! 1970’lerde Timur’un hatıratını yayınlamıştım. Bugün Özbekistan’daki TİMUR müzesinde sergileniyor bu kitap, Türkçede Timur’u aşağılamayan ilk kitap olarak.
Ah şunu bir anlasak, Tarih övgü ya da sövgü kitabı değildir. İbret dersidir. Bir toplumun ortak hafızasını oluşturan tecrübeler birikimidir. Hani adil şahitler olacaktık, hani düşmanımıza bile adaletsizlik yapmayacaktık. Siyasete bakın, düşmanlarına karşı ne kadar nazikler, birbirilerine karşı nasıl hoyratça davranıyorlar. Uluslararası sözleşmeler karşısında AK Parti-CHP, MHP-HDP farklı davranmıyor, ama teke tek karşı karşıya kaldıklarında mangalda kül bırakmıyorlar. Batı(l) karşısında yok aslında birbirlerinden pek farkları, tek farkları adları. Hak ve Halk karşısında halleri malum. Hak ile Halik arasındaki bağ koparılmışsa, aslında geriye fazla bir şey kalmıyor, O durumda kim kimdir belli olmuyor?
Şimdi, tek başına MOSSAD’ı değil, tüm batılı İstihbarat örgütlerinin birlikte hareket ettiklerini düşünelim, bu bir. Bundan da öte, bunlar İnsin Şeytanları, ama o Şeytan aynı zamanda her yerde, bizim nefsimize taht kurmuş oturmuş değil mi?
Gelin biz Şeytana “LA” diyelim ve tabi topyekun Şeytan’ın dostlarına da. Şeytanın adamları “bizden” olduğu yerde, biz o “bizdenlerden olmadığımızı yüksek sesle söyleyebilecek miyiz! Yoksa, mesela AK Parti içinde FETÖ’nün zihniyet ikizi AKP’liler ve AKP’nin Papatyaları” dediğimde mahkemeye mi koşacaksınız yine. “AKP’nin Papatyaları”, “CHP’nin Nilüferleri”, hepsinin bir şeyleri yok mu sanki! Osmanlı'nın da “Laleler”i vardı!?
Selam ve dua ile.