Ben çok günahkâr bir kulum. Eşimle geçimsizlikten dolayı boşandım. Sonra gerek zina, gerek gıybet birçok günaha girdim. Artık namaz kılıyorum ve kapalıyım. Aslen ne yapmam lazım günahlarımın affı için... Durumum hiç iyi değil. Kocama mal vermeli miyim? Bir çocuğum var. Babası kesinlikle ilgilenmiyor. Lütfen bana yol gösterin. (Rumuz: Gülsüm)
Sorunuzu okuduktan sonra aklıma hemen Mehmed Akif'in sözü geldi:
"Allah'a dayan, sa'ye sarıl, hikmete râm ol. Yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol!"
Yanlışlardan dönmüş, yolunuzu bulmuşsunuz. Büyük ölçüde günahlardan elinizi, eteğinizi çekmişsiniz. Namaza niyaza başlamış, tesettüre de girerek kendinizi koruma/kontrol altına almışsınız.
Artık günahlar gözünüzde büyümüş, iyice çirkinleşmiş, bütün berbatlığıyla karşınızda duruyor.
Ama tozu ve dumanı, izi ve pası gitmemiş, içinizi, ruhunuzu sıkıyor, kalbinizi, vicdanınızı incitiyor, sürekli pişmanlıklar içinde sizi kıvrandırıyor
İşte tövbe istiğfar denen mesele "günahların çirkin yüzünü" görmektir, mahcubiyetini, hacaletini yaşamaktır.
Denenmiş, tadılmış olan o zehirli balın semtine uğramamaktır, beyninizi buran, kalbinizi kanatan o acı dikenden uzak durmaktır.
Bir adım ötesi ve kalıcı hali de Kur'ân'ın ifadesiyle en hayırlı örtü olan "takva örtüsüne" bürünmektir. Şeytanın elinden yakayı sıyırıp Allah'ın rahmetine, şefkatine sığınmaktır, bunun da adı "havfullahtır/Allah korkusudur."
***
O kötü işlere evli iken bulaşmışsanız üzerinize kocanızın hakkı geçmiş olduğundan, onun "yatağını" çiğnettiğinizden evlenirken size vermiş olduğu mehri iade edebilirsiniz. Bu para sizin kendi öz paranızdı. Fakat buna da imkânınız yoksa yapacak bir şeyiniz olmaz.
Köprünün altından o kadar sular geçtikten sonra, eşinizle aranızda o kadar kopukluklar yaşandıktan sonra ondan çocuğunuz adına "babalık" beklemeyin.
Olabildiğince babalık görevini de sırtlayarak çocuğunuzun elinden tutun. İmkânınız ölçüsünde iyi bir eğitim, sağlam bir terbiye, temiz bir ahlak ve tatlı bir kulluk edebi vermeye çalışın.
Bu arada çocuk mutlaka babasına ihtiyaç duyacaktır, özleyecek, arayacak ve isteyecektir. Yaşı müsaitse ara sıra babasına telefon etsin, görüşmek istesin ve buluşsun. Böylece ideal seviyede olmasa da çocuğun babayla ilişkisini sağlarsınız.
Fakat "baba" hiç oralı olmuyorsa, olayların seyrini zamana bırakır, sabır içinde beklemede kalırsınız.
Boşanalım diyorum yanaşmıyor
Ben 5 yıllık evliyim, 3 yıldır eşimle görüşmüyoruz. Telefon da açmıyor. "Boşanalım" diyorum, boşanmıyor. Şizofren belirtileri var, çalışmıyor. Ne maddi, ne manevi hiçbir ihtiyacımı karşılamıyor. Benim dini nikâhım devam ediyor mu? (Rumuz: Semra)
Sorunuzda yer aldığı kadarıyla nikâhınıza bir şey olmamış. Çözüm için şu yolları deneyebilirsiniz.
Akla gelen birinci yol: Şizofren belirtileri varsa, doktorların teşhisi de aklı dengesinde ciddi sorunlar olduğu biçiminde ise hukuki yollara başvurarak evlilik hayatını noktalayabilirsiniz.
İkinci izlenecek yol: 3 yıllık ayrılık azımsanacak bir süre değil. Arayıp sormuyor, ilgisini, ilişkisini kesmiş, telefon bile açmıyorsa, anne babasıyla, yakınlarıyla irtibata geçin, birlikte bir çözüm arayın. Aile hayatı böyle "bilinmezlik, boşluk" içinde yürümez.
Dini nikâhınızın düşmesi için tek yol, sizi boşadığına dair ağzından bir sözün çıkması ve ayrıldığını bildirmesidir.
Buna da yanaşmıyor, boşanmayı düşünmüyor ve kendi kafasına göre "takılıyorsa" son çare olarak, her iki taraftan aklı başında insanlar bulursunuz, onlar araya girerler, birer hakem/akil adam görevi üstlenirler, olayı sürüncemede bırakmadan çözerler.