Bir yanda yaptığı transferlerle yıldızlar topluluğu haline gelen Beşiktaş, diğer yanda ligin sondan ikincisi Bucaspor. Üstelik maç İnönü'de, o olağanüstü taraftarın önünde oynanıyor. Durum böyle olunca Beşiktaş maça çok hızlı başladı. Deyim yerindeyse ilk 20 dakika Bucaspor'a top göstermedi. Sanki ağır sıklet bir boksör ile 48 kiloluk boksörün maçı gibiydi.
Takımda birçok yıldız var ve Schuster gösterdi ki bu yıldızları maça göre kullanacak. Doğrusu da bu zaten. Çünkü 17 maçı da bütün yıldızları oynatarak kazanmanız çok zor. Zaman zaman kulübeden destek alınması gerekecek.
Buca maçına bakınca şunu anladım, Schuster rakibe göre kadro oluşturacak. Alman hocanın yaptığı bir değişiklik de Nobre'yi biraz daha geriye çekmek ve daha önce solda İbrahim Üzülmez'in oynadığı kanatta da Simao-İsmail ikilisine yer vermek oldu. Ernst'i bu maçın kadrosuna almayan Schuster, bence en azından önümüzdeki Trabzon maçında bu futbolcuyu oynatmalı. Aksi halde işini zorlaştırır.
Quaresma ateşleyici güç
Oyunculara gelirsek, Quaresma her zamanki gibi ateşleyici güç. Hırslı, çok top kaybediyor ama takıma da o hırsı aşılıyor. Simao kaliteli, bu fazla öne çıkmasa da açıkça belli oluyor. Takımın lideri ise kuşkusuz Guti. Beşiktaş'ı oynatan adam o. İstediği yere, istediği adama, istediği şekilde pas atabiliyor. Guti, diğer bütün takım arkadaşları için bir ilaç gibi. 14 puan geride 2. yarıya başlıyorsunuz. Dolayısıyla puan hesabından çok, önemli oyuncuları transfer ederek inanılmaz dev bir kadro yaptı.
Sezon başında Schuster, Tabata gibi oyuncularla oynamak istiyordu. Şimdi kumaş iyi olunca 5 gol artı kaçan pozisyonlar var.
Beşiktaş'ı her maç izlemek isterim. Puan hesabı yapmadan keyifle oynayan bir takım.
Geniş kadro, Schuster için önemli bir avantaj.
Rakipleri tek kulvarda ama Beşiktaş, 3 kulvarda yer alıyor. Ancak bu kadro o yükü kaldırır.
Bakın kimler giriyor! Bobo, Fernandes ve Ernst... İkisi ilk yarıda takımın en iyileri, diğeri yıldız transfer olarak takıma katılmış!
Çok gol atar, çok da yiyebilir
Avantajlara bakın; kapanan takımı açabilir mi, açabilir. Dar alanı açan oyuncuları var mı, var. Kanat bekleri hücuma katılabilir mi, katılır.
Uzun oynayan oyuncusu var mı, var. İki bekine bakın dünya starndartlarında İsmail ve Hilbert gibi iki atleti var. 90+2'de Hilbert ile İsmail sağdan soldan saldırabiliyor. Bu çok önemli.
Özellikle İsmail'i 2-3 yıl sonra dünya tanıyabilir.
Çalım atıyor, yükleniyor, gol ortası yapıyor.
İki kenar bekinin kademe anlayışları ise zayıf.
İsmail savunduğu oyuncuyu bazen unutuyor.
Ama pozisyon bilgisini hata yapa yapa öğrenir.
Beşiktaş bu kadrosuyla önde oynamak zorunda. Aurelio savunmacı orta saha, geri kalan hepsi de hücumcu oyuncular. Bundan sonraki tehlike skoru yakalayamazsa çok gol yersin. Güçlü takımlarla oynarken farklı olmak zorunda. Hem Nobre yoruldu, hem de Guti'yi ekonomik kullanmak için değişiklikler yaptı.
Beşiktaş 4-2-4 oynuyor, 4-2-1-3 oynuyor.
Bunu Dinamo Kiev'e ve Manchester City'ye oynayamazsın. 79. dakikada ne yaptı üçledi orta sahayı. Quaresma, Simao ve Bobo oynadı.
Son golde mesafe uzadı.
Ama şu görüntüsüyle Beşiktaş, Türkiye'nin 1 numaralı takımı diyebiliriz.
Skordan ziyade zevk veren futbol oynuyorlar.
Özellikle hücum gücü hakkında eleştirilebilecek hiçbir şey yok. Bu takım her maç gol atar. Ama bu anlayışla bir o kadar da gol yiyebilir.