Dünyada, devletlerarası politika ve diyaloglar nasıl gelişiyor? Tabii ki biz bunların sade vatandaş olarak uzağındayız!
Son zamanlardaki gelişmeleri devlet yetkililerimiz, diplomatlarımız, siyasilerimiz ve bu işlere kafa yoran bütün kurumlarımız ölçüyor, biçiyor ve bir karara varıyor!
Allah hepsine sağlıklı karar vermeleri için zihin açıklığı versin!
Biz ise olayları biraz olsun dışarıdan seyrediyoruz! Tabii ki herkes kendi penceresinden gördüğünü söylemesi lazım. Çünkü akıl akıldan üstündür derler!
Avrupa’nın ileri gelen devletleri ve Amerika, bizi adeta pohpohlayıp hadi aslanım arkadayız politikası izliyor!
Bugüne kadar Türkiye’ye bakışı belli olan ve yıllardır bizi AB kapısında bekleten ve halen daha bekletiyor olan bu Avrupa’nın büyük devleri bizi çok sevdikleri için mi böyle davranıyorlar?
İşte bu noktada düşünmek gerek!
Gerçi Rusya’nın yaptığı yanlışları göz ardı etmek anlamında değil bu!
Rusya ile nihayetinde oturup konuşmak gerekiyorsa konuşulur, konuşulamıyorsa diplomatik yollar denenir ve bir sonuca varılır! Savaş istemedikten sonra bir şekilde anlaşılır!
Böyle Avrupa’nın, bizi ateşe atar gibi davranması, tehlikeli sonuçlar doğurabilir!
Bir de Avrupa’ya dönüp “bugüne kadar bize karşı tavrını biliyoruz, şimdi dost kesildin, hayırdır, başına taş mı düştü” dememiz lazım!
Bunu bilerek yaptığına göre arkasında bir hin’lik var diye düşünüyorum.
Yoksa dünyanın ortasında olduğumuzdan mı nedir bizi güç gösterisi için bir alan mı zannediyorlar!
Ey Avrupa! Artık eski çamlar bardak oldu! Git ne halin varsa kendisiyle gör! Bizi paratoner olarak kullanmaya kalkma!
Tabii ki bu da bizim penceremizden bakış oldu! Katılan olur katılmayan olur, hepsine saygı duyuyorum!
Şunu da hiçbir zaman unutmayalım ki, bütün bu çekişmeler, mutlak kudret ve kuvvet sahibi olan Cenab-ı Hak’kın, fırıldak gibi döndürdüğü dünyanın üstünde oluyor! İplerin kimin elinde olduğunu her zaman hatırımızda tutalım. Ve aklımızı kullanıp, neticeyi ondan bekleyip rahat edelim!!!
Saygılarımla…