Akit TV ve Kocaeli TV ekranlarında ortak yayınla sizlerle buluştuğumuz “Milli Diriliş” programına 20 Eylül Salı akşamı saat 20:30’da Bismillah diyerek tekrar başlayacağız inşallah!
Ve yine bu hafta, 2016-2017 Eğitim-Öğretim yılına da Bismillah diyerek başlayacağız inşallah!
Bugünden düne baktığımızda sarih olarak görmekteyiz ki; tüm post ve dost modern darbelerin bataklığı; milletimizin dinine, medeniyetine ve değerlerine yapılan harf, kıyafet, takvim, eğitim vs. devrimleridir!
Laisizm ve Batılılaşma maskesi altında yapılan bu devrimlerle; kültürümüzden ve medeniyetimizden nasıl da koparıldık!?
Geçmişimizden koparıldık.
Örf ve adetlerimizden koparıldık!
Kunta Kinteler gibi nasıl da köleleştirildik?!
Bu tehlikeleri daha o gün gören ve şeytani devrimlere karşı mukavemet gösteren vatan-millet aşkıyla dolu siyasilerimizi ve gerçek âlimlerimizi çeşitli darbelerle nasıl da tasfiye ettiler!?
Kimi, yağlı urganın ucunda idam sehpasında can verirken, kimilerini de zindanlarda yok ettiler! Yetmedi, hakkında hüküm verildi diye ölmüş âlimlerimizi mezarlarından çıkarıp ölü naaşlarını astılar! Ne zulümler gördük biz!
Ne acılar yaşadık!
Dine-mukaddesata olan düşmanlıklarıyla bunlar; taşları bağladılar, PKK ve FETÖ gibi terör örgütü HAÇLI-SİYON köpeklerini meydanlara saldılar!
Onlar da nesillerimizin akıllarına, yüreklerine, zihinlerine saldırdılar!
Yetmedi! Sivil-asker ayırmadan, çoluk-çocuk katlettiler!
Yetmedi! Tanklarla, uçaklarla kendi kardeşlerini parçalayacak kadar kuduzlaştırıldılar!
Geçmişte, darbeleri medya, eğitim camiası ve sendikalar hazırlar ve tetikçilik yaparlardı!
Ancak 15 Temmuz Fetenyahu ve yandaşlarının başarısız darbe girişimlerine karşı halkı sokağa çağıran medya, eğitim camiası ve sendikalar oldu!
Ve böylece karanlık odakların karanlık planları karanlığa gömüldü Elhamdülillah!
Ancak unutmayalım ki; darbelerden dersler çıkarıp, gereken tedbirler alınmazsa maddi ve manevi darbeler her zaman tekerrür edecektir!
Bu tedbirlerin başında önceliğimiz Milli Eğitim Seferberliği olmalıdır! Nesillerimizi hangi kitaplara, hangi öğretmenlere teslim ettiğimizi hiç tefekkür ettik mi?
Rastgele polis, rastgele hâkim, savcı almıyoruz da, rastgele nasıl öğretmen atayabiliyoruz?
Pazarda domatesi ve biberi bile seçerek alırken, nesillerimizi teslim edeceğimiz öğretmenleri nasıl kur’a ile atıyor, mülakata tabi tutmuyoruz?
Eskiden dağa çıkan, cana-mala kasteden eşkıyalar okumayan, cahil sınıftan çıkarken, asrımızda bankaları boşaltanlardan, kamu malını çalana ve dağa çıkan teröriste kadar hepsi eğitimli, okumuş yüksekokul mezunlarından ve eğitim camiasından çıkar hale geldi!
Bu acı gerçekler ortadayken;
Darwin vs. zehir saçan denetimsiz kitaplarla ve bir kısım Kitapsız öğretmenlerle nesillerimizin beyinlerini kirletmeye devam eden “Materyalist eğitim darbesini ve belasını” ne zaman ve nasıl önleyeceğiz?!
Erkek ve kız öğrencilerimizin aynı okul ve sınıfta okumalarını mecbur eden “Karma eğitim darbesini ve belasını” ne zaman ve nasıl önleyeceğiz?
Paralel darbelerin gerçek sorumluları olan Batılılaşmanın ve Laisizmin öncüleri ve tetikçileri meydanlarda cirit atarken “Batılılaşma darbesini ve belasını” ne zaman ve nasıl önleyeceğiz!?
Büyüklere saygının, küçüklere sevginin ve birbirimize merhametin azalmaya devam ettiği bir dönemde “Gaddarlaşma darbesini ve belasını” ne zaman ve nasıl önleyeceğiz?
Devletin kontrolünden uzak, medyanın vurdumduymaz yayınlarıyla yuvaları darmadağın eden dizileriyle “Ahlaksızlaşma ve soysuzlaşma darbe ve belalarını” ne zaman ve nasıl önleyeceğiz?!
Çalanın elinde kâr, vuranın elinde kazanç olan hâlâ uyguladığımız zalim Roma kanunlarıyla, hırsızların, vurguncuların soyguncuların ve tecavüzcülerin ve katillerin, suçlarının karşılığını göremediği içler acısı adaletsiz bir ortamda “Hukuksuzluk darbe ve belalarını” ne zaman ve nasıl önleyeceğiz?
İşte çağdaşlaşma masallarıyla yapılan tüm çağdışı darbelerin ve devrimlerin tek ilacı milli bir eğitim inkılabıdır!
‘’Değer Eğitimi’’ inkılabıdır!
Güzel ahlak, hayâ ve edep inkılabıdır!
İslami hukuk inkılabıdır!
Bin dört yüz yıllık İslam Medeniyetimizi yasaklayarak raflara kaldırdılar.
Ama gönüllerimizden sökemediler!
Asla ama asla ümitsiz değiliz!
Haydi!
Bismillah diyerek yeniden Büyük Türkiye’nin inşası için şart olan İslami Eğitimi bir inkılabla Asım’ın neslini yetiştirme seferberliğine!
Haydi, “Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklal!” inancıyla yeniden Hakk’a dayalı hukuk sistemimizi inşa seferberliğine!
Bu tavsiyelerimizle Yaratıcımız, Yaşatıcımız ve Yöneticimiz Allah (c.c), yeni yayın ve eğitim yılımızı hayırlı, bereketli ve huzurlu kılsın!
İstikrar, istiklal ve istikbalimize vesile eylesin!
Şeytani tüm devrim ve darbeleri, manevi ordularının ve sadık kullarının darbeleriyle önleyen Allah’a sonsuz hamdolsun!
Tatil olması dileğiyle Cuma Bayramımız mübarek olsun!
Selam, sevgi ve duayla.