Bismillahirrahmanirrahim
İhvan’ın medreselerinde; tarihine, inancına ve medeniyetine bağlı nesillerin yetiştiğini ve bu gençlerin sevgiliye koşar gibi şehadete koştuklarını görünce HAKK’ı üstün tutan bir eğitim anlayışının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anlıyoruz.
Ve işte tam da bu yüzden geçtiğimiz sene kaleme aldığımız “Haydin İmam Hatip’e! Haydin nesil emanetine sahip çıkalım!” başlıklı yazımızla ortaya koymak istediğimiz hakikatlerin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha tefekkür etmek ve çocuklarımızı İmam Hatip Okullarına kaydettirmeyi teşvik için bu haftaki köşemizde tekrar ilginize sunuyorum.
“Haydin İmam Hatip’e!”
Okullara nesillerimizi kayıt yaptıracağımız şu günlerde “Ey iman edenler! Allah’a ve Elçisi Peygamberine hainlik etmeyin; (sonra) bile bile kendi emanetlerinize ihanet etmiş olursunuz. (Enfal S.27.)” ayeti kerimesinin ışığında bin düşünüp bir karar vermeliyiz. Evladlarımızın İmam Hatip ortaokul ve İmam Hatip liselerine kayıtlarını yaptırtmalıyız. Yavrularımız bizi yönlendireceğine birikmiş tecrübelerimizle bizler bu çocuklarımızı yönlendirmeliyiz.
“Gençlik bilebilse, ihtiyarlık yapabilse” atasözünü onlara hatırlatmalıyız. Yaşlıların hayat tecrübesi sayesinde birikmiş bilgileriyle gençlerin yapabilme enerjilerini birleştiren toplumlar başarıyı, barışı, birliği ve kalkınmayı sağlamış toplumlardır.
Unutmayalım ki; Yaratıcımız, Yaşatıcımız ve Yöneticimiz Allah’ın (c.c) bizlere emanetlerinden en mühimi nefsimizden sonra neslimizdir. “İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın” tecrübesi ülkemizin ve milletimizin huzur ve mutluluğunun yolunu göstermektedir. Artarak devam eden terör olayları vatan ve devletin muhafazasının nesillerimizin aklının, canının, malının, namus ve inancının muhafazasıyla mümkün olacağını bir kere daha göstemiştir. Nesillerimizin hayatı genç yaşta sadece silahlı terör saldırısıyla yok edilmiyor. Kumar, alkol, fuhuş, esrar, eroin terörü silahlı terörden daha tehlikeli değil mi? İnkarcılık, ateizm, modaperestlik terörü hepsinden de tehlikeli değil mi? Birinde sadece can gidiyor. Diğerlerinde ise hem dünya hem ahiret.
Hastane ve hapishanelerimiz bu çarpık eğitim sisteminin kurbanı gençlerimizle dolmaya devam ediyor. Tedbirler alınmassa gidişat hayra alamet gözükmüyor. Vurdumduymaz eyyamcı “şarubül-leyli vennehar” (gece ve gündüz sarhoş) nesiller eliyle bu memleket ayağa değil ancak amuda kalkar. Ve sırtüstü ve yüzüstü sürünmeye mahkûm olur.
Bu tehlikenin farkında olan iktidarımız İslami eğitim seferbeliğine hız verdi. Gerçi Başbakan kardeşimizin dindar nesil idealizmi hızına ne bazı bakanlar ve bilhassa Milli Eğitim Bakanı, ne de bürokratlar yetişemiyor. Hâlâ ilgili bakan resmi dairelerde ve Milli Eğitim Bakanı okullardaki başörtüsü yasağını içeren anayasa ve kanunlara aykırı olarak devam eden kılık kıyafet yönetmeliğini yürürlükten kaldıramadı. Tarihin çöp sepetine atamadı. Milyonlar bu yeni dönemde bu müjdeyi sabırsızlıkla beklemektedir. Bayan memurelerimiz, öğretmenlerimiz, ortaokul ve liselerimizdeki kız talebelerimiz peruk takma komikliği ve zulmünden kurtulmayı acilen beklemektedirler. Ve yine unutmayalım ki; en büyük terör; kişinin inancına ve o inandığı değerleri yaşamasına engel olmaktır. Günümüz baş terörist Ebu Cehil’leri olan derini Ergenekon Terör Örgütü’nün senelerce uyguladığı bu masonik Firavuni zulüm yasaklarının derhal ve beklemeksizin kalkması ve kaldırılması imanımızın ve insanlığımızın gereğidir.
İktidarı bu başörtüsü konusunda uyarırken; meslek liselerimizin ve özellikle İmam Hatip liselerinin orta kısmını açarak yeniden yeni bir iman, haya, edep ve ahlak neslinin yetiştirilmesine start veren eğitimdeki hayırlı çalışmalarına hepimiz destek vermeliyiz. İlkokul 5. sınıfa geçmiş çocuklarımızın İmam Hatip ortaokullarına ve lise 1. sınıfa geçmiş gençlerimizin İmam Hatip liselerine kaydedilmesi için çevremizi ve dostlarımızı teşvik etmeliyiz. “Haydin İmam Hatip’e!” kampanyalarına hız vermeliyiz. İmam Hatip ortaokuluna kaydettirdiğimiz evlatlarımızı en yakın hafızlık kursuna yatılı olarak vermeliyiz. Çünkü yatılı yurt hayatının kişinin olgunlaşması ve mücadeleci ruha sahip olmasında çok büyük etkisi olduğunu unutmayalım.
Başta Diyanet İşleri Teşkilatı tüm camileri ve personeliyle seferber olmalıdır. Sohbet ve hutbelerle halkımız uyarılarak uyandırılmalı ve teşvik edilmelidir. İmam kardeşlerimizi umreci bulma kampanyalarıyla meşgul edip, pasifize edeceğine, Kur’an kursu ve İmam Hatip okuluna 20 öğrenci kaydettiren imam kardeşimizi umre ile ödüllendirmelidir.
Samimi siyasi ve sivil toplum örgütleri de “Haydin İmam Hatip’e!” kampanyasına bütün güç ve imkanlarıyla katılarak destek vermelidir. Belediye başkanlarımız il, ilçe ve beldelerinde bu hayırlı kampanyanın öncüsü olmalıdır. Şer ve karanlık cephe, İmam Hatip okullarının aleyhine kampanyaya bütün gücüyle devam ederken, bizlere oturmak ve uyumak yakışmaz.
İmam Hatip okullarımız; ülkemizi yüz yıldır yakmaya devam eden Deccalların batılılaşma yangınlarının söndürülmesinde, çöken ahlaki değerlerin yeniden canlandırılmasında ve devam eden insanlık terörünün önlenmesinde sadece pansuman tedbiridir. Eğitim millileşinceye kadar, karma eğitime son verilip kız ve erkek yavrularımız ayrı okullarda okuyuncaya kadar ve tüm öğretmenlerimiz şuurlu hale gelinceye kadar nesillerimizi koruma adına geçici bir tedbirdir. Bu gayeyle haydin yavrularımızı İmam Hatib okullarına!
Allah ve Resülü Hz. Muhammed (s.a) Efendimiz’e ihanet etmemek için, haydin nesil emanetine sahip çıkmaya!
Allah (c.c) emanetlerine sahip çıkma imtihanında yar ve yardımcımız olsun. Amin.