Ben birisini sevdim, hem de çok... Kapanalı 3 sene oldu. Yalnız bu şahıs kapandığımdan bu yana beni hep değiştirmeye çalıştı. Kapandım, pantolon giyiyordum, izin vermedi. Yürüyüşüme laf söyledi, makyajıma karıştı, erkek olarak kiminle görüşsem, onları kendine düşman belledi. Sırf o mutlu olsun diye hepsinden vazgeçtim ama yetmedi.
Biz nişanlı veya sözlü değiliz, kendi aramızda yüzük vardı, o kadar. Onu hep saydım ve bardağı taşıran son damlayı koydu, saygısızlığına dayanamadım, telefonu yüzüne kapadım. Tekrar aradığında, "Sen benim yüzüme telefonu nasıl kapatırsın, git, bir daha gelme" dedi. Şu an şaşkın bir durumdayım. Tavsiyelerinizi bekliyorum. (Rumuz: Happy)
Sözünü ettiğiniz kişiyle 3 seneyi aşkın bir beraberliğiniz var. Ayrıca birlikteliğinizden aileleriniz haberdar değiller. Kendi aranızda bir "anlaşma" yapmaya kalkışmışsınız. Fakat evlendikten sonra oluşması, yaşanması ve düzelmesi gereken şeyleri bu süre içinde yapmaya, yapılandırmaya ve şekillendirmeye çalışmışsınız.
Oysa "evcilik" oynayacağınıza "ev kurma" hazırlığı içine girmiş olsaydınız, ailelerinizi yanınıza alarak ortak hareket etseydiniz ve ilk adımı ciddi biçimde atsaydınız, mesele böyle içinden çıkılmaz hale gelmeyecekti. Ne kırılacaktınız, ne kıracaktınız, aklı başında bir aile olacaktınız.
İnsanların kendine çekidüzen vermesi, dini hayata girmesi, üstüne başına ve yaşantısına şekil/biçim vermesi öyle emir komuta zinciriyle olmaz, olsa da kalıcılık taşımaz, ağır aksak gider.
Yapmanız gereken şeylere kalben inanacak, kabul edecek, kendinizi ikna edecek ve gönül hoşluğu içinde uygulayacaksınız. Aksi halde ne onun isteği biter ne de sizin mesafe alarak ilerlemenizin sonu gelir.
Şimdi madem bu kadar birbirinize naz/niyaz ediyorsunuz, artık konuyu ailelerinize açın, onlar devreye girsinler, aranızı bulsunlar. Anlaşıldığı kadarıyla aranızda ne kadar olumsuz gelişme olursa olsun ne sen ondan vazgeçeceksiniz ne de o sizden.
Bunun için bir an önce üçüncü şahısların öne çıkması, elinizden tutarak sizi yuvaya taşımaları gerekiyor. Son olarak bu yolu deneyin, duygusallığı bırakın, akıl mantık çerçevesinde sağlam bir yol izleyin.
Fakat baktınız ki, görüşmeler inişli çıkışlı gidiyor, işin tadı tuzu kaçıyor, kendinize yeni bir program yapın, hayatınızı boşlukta bırakmayın.
Acaba yanlış mı yapıyorum?
Benim hayatımı birleştirmeyi düşündüğüm bir kız var. Okulunu bitirdikten sonra yurtdışına gidip kariyerine orada devam etmek istiyordu ama onun hayatına girmemle kararından vazgeçti. Acaba yanlış mı yaptım? İleride bir pişmanlık olursa bunun vebalini nasıl öderim? Her işte bir hayır olduğuna göre, "onun hayatına girmemde bir hayır vardır" diyorum ama bu ikisi arasında kalmanın verdiği rahatsızlık beraberliğimizi de zedeliyor. Ne yapmalıyım? (Rumuz: Kararsız)
Evlilik kararı uzun soluklu bir süreçtir. Her işte bir hayrın olduğu muhakkak ama bu hayrın şerre dönüşmesi de mümkün. Evlendikten sonra aranızda bir problem, bir anlaşmazlık, bir geçimsizlik başlarsa başa dönme gibi bir durumla karşı karşıya kalabilirsiniz.
Bunun için evlilikte karşılıklı rıza esastır. Her ikinizin de kendinizi zorlamamanız gerekir, gönül rahatlığı içinde, bir baskı altında kalmadan karar vermelisiniz yoksa daha sonra birbirinizi suçlarsınız, aranızdaki güvene zarar gelir.
Özellikle hayalindeki eğitim süreci yarım kalan insanlar bunun eksikliğini, acısını ve pişmanlığını sürekli canlı tutarlar.
Durumunuz ve konumunuz nedir bilemiyorum ama evlendikten sonra yurtdışına gitme imkan ve ihtimaliniz varsa, birlikte giderek eğitiminize devam edebilirsiniz.
Fakat kader hükmünü vermişse, karşı taraf da evliliği öne alıyor, eğitim planından vazgeçmeyi tercih ediyorsa, sizin ayrıca bir vicdan azabı çekmenize gerek yoktur.
Zaten evlilik fedakârlıkta bulunmaktır, bazı şeyleri göze almaktır, hayatın seyrine göre kendi yönünü tayin etmektir.
Önemli olan kalbine uygun bir kalbe girmektir ve onu kalbinizde saklamaktır.