Saygıdeğer okurlarım, II. asırda Kutadgu Bilig ünlü kitabını yazan Yusuf Has Hâcib, her zaman saygı duyulan bir hükümdar olarak kalmanın temelini şu dört maddede açıklar:
Doğru sözlü olmak-Memlekette kanunu tatbik etmek-Eli açık ve cömert olmak, halka karşı şefkat göstermek-Düşmana boyun eğdirmek ve memleket işlerini yapmak için azimkâr ve cesur olmak!..
Adaletin en yüce hakemi durumunda olan hükümdarların devleti ve milleti ayakta tutabilmesinin diğer bir şartı da, etrafında bulunan yardımcılarının kaabiliyetli, tecrübeli, töre ve usule vakıf olmalarıdır. Ancak bu şekilde başarı şansı artar. Bu hususlarda Yusuf Has Hacib eserinde hükümdara “kötü yardımcı veya müşavir hükümdarı da kötülüğe sevk eder : kötülük yapanlara da uymamalıdır”; bunlara karşı “ihtiyatlı ve uyanık” durmak gerekir demektedir. Hükümdar vazifelerini yerine getirmeyip “gaflete düştüğü” takdirde de “Tanrının kendisinden hesap soracağını” bilmelidir.
Hükümdarlığı "içi inci dolu bir deniz"e ve “içinde altın ve gümüş madenleri bulunan bir dağ”a benzetildiği eserin "bilen için bir bilgi denizi" olarak takdim edildiği Kutadgu Bilig’de bir memleketi idare edenlere nelerin lâzım geldiği ana hatlarıyla özetlendikten sonra, "Yine bil ki, bu kitap herkese yarar, fakat memleketi idare için hükümdarlara daha çok faydalı olur” denilmek suretiyle dikkat bu nokta üzerine çekilmektedir. Yine eser ön sözünde belirtildiği gibi;
Adalet, doğruluk-Devlet-Akıl-Kanaat,olmak üzere dört temel üzerine oturtulmuş, “hükümdarların memleketi tanzim ve idare etmek, halkı düzene sokmak, dünyayı ve ülkeyi kötülerden temizlemek için nasbedildikleri” belirtilmiştir.
Türk devlet adamlarının vazifesine gelince:
Barış ve sükûnu sağlamak ve bunu yalnız Türk ülkesi ölçüsünde değil, dünya çapında gerçekleştirmek,
Milleti için, gündüz oturmadan, gece uyumadan hizmet etmeli ve vatanı müdafaa etmelidir,
Memleketi tanzim ve idare etmeli, halkı düzene sokmalıdır,
İyi kanunlar yapmalı, adaletle tatbik etmeli ve halkı korumalıdır,
Dağınık boyları toplayıp, nüfusu çoğaltmalıdır,
Halkı çıplak ise giydirmeli, aç ise doyurmalıdır,
Kuldan fakir adını kaldırmalıdır,
Devlet idaresine sadık, seçkin, hakim idare adamlarına görev verilmelidir,
Alimleri himaye etmelidir,(Hani ya 28 Şubatta din alimleri cezalara çarptırılmıştı değil mi!..)
Kötüleri cezalandırmalı, iyileri korumalıdır.
Tekrar edelim ki, Türkler’de hükümdarlıkta esas olan millete hizmet idi. Nitekim Kutadgu Bilig’de, Yusuf Has Hâcib halkın hükümdarlardan istediklerini şu şekilde sıralar:
Teb’anın senin üzerinde üç hakkı vardır; bu hakları öde ve onları zorluğa düşürme;
Memleketinde gümüş temiz kalsın, onun ayarını koru (para ayarının korunması, iktisadi istikrar),
Halkı âdil kanunlar ile idare et; birinin diğerine tahakküme kalkışmasına meydan verme, onları koru (âdil Kanun),
Bütün yolları emin tut; yol kesici ve haydutların hepsini ortadan kaldır (asayiş),
Böylece teb’a hakkını ödedikten sonra, sen de onlardan kendi hakkını isteyebilirsin.
Teb’a üzerinde senin üç hakkın vardır; bunu onlardan istemelisin:
Halk senin emirlerine hürmet etmeli ve bu emir ne olursa olsun, onu derhal yerine getirmelidir,
Halk hazine hakkını gözetmeli ve bunu vaktinde ödemelidir,
Halk senin dostuna dost ve düşmanına düşman olmalıdır.
Böylece sen onlara karşı vazifeni yapmış olursun, onlar da senin hakkını yürekten ödemiş olurlar.
Görülüyor ki, “devlet adamı vasfını taşımanın” hiç de kolay olmadığı anlaşılmaktadır. Bu vasıflara bir de yapması mecburi olan "vazifeleri" de ekleyince, hadisenin zorluğu kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Ayrıca Türk devlet adamlarını en çok korkutan hususun "vazifelerini yerine getirmediği” takdirde “Allah’ın kendisinden bunun hesabını soracağı” olduğunu da bir defa daha hatırlatalım. Padişahlara her Cuma halk tarafından hatırlatılan:
-“Mağrur olma padişahım, senden büyük Allah var!..” sözü bunun tarihimizde açık bir teyidi olsa gerek.
Mahalli seçimlerin arefesinde aday adayı olacak ve kaptan köşkünde (BELEDİYELERE) reis olacakların biraz daha derslerine çalışmaları dileğiyle, ülkemizdeki aydın diye geçinen tüm zümreye takdim olunur.
Unutmayalım ki:
“DEVLET ADAMI GELECEK NESİLLERİ-SİYASET ADAMA GELECEK SEÇİMLERİ DÜŞÜNÜRMÜŞ!..”
Hürmetlerimle…