Günler o kadar hızlı akıp geçiyor ki; bazı haberleri gündeme almaya bile fırsat kalmıyor... Alın işte; bir süre öncesine kadar Seçim sath-ı mailine giriyoruz, girdik derken, bir de baktık ki, seçimin son haftasına gelmişiz... Bu süreçte, Vakit, üzerine düşen görevi fazlasıyla yerine getirdi... Hemen her gün gündeme getirdiği çarpıcı haberlerle hem maskeleri düşürdü, hem de zihniyetleri gözler önüne serdi... Daha elimizde o kadar çok dosya var ki; son viraja girdiğimiz şu günler, bu dosyaları gündeme getirmemize yeter mi, bilemiyoruz.
Ama şunu; öncelikle ve özellikle bilmenizi istiyoruz ki; sizden aldığımız güç ve destek olmasaydı, bu haberleri yapacak moral bulamazdık... Bunu, bütün samimiyetimizle söylüyoruz... Nasıl ki; bir sanatçı sahneye çıktığında alkış alamazsa, yani moral dopingi olmazsa, bir-iki şarkı söyler, sahneden iner; her işte olduğu gibi, gazeteciler de böyle bir morale, böyle bir motivasyona ihtiyaç duyar...
GÜVEN VE DESTEĞİNİZE TEŞEKKÜR
Düşünebiliyor musunuz;
Adam bir sürü maharet sergilemiş, ağzıyla kuş tutmuş ama, hiç takdir eden yok!..
Bu adam, moralman çökmez mi?.. Yeni bir maharet sergilemeye güç ve derman bulabilir mi?..
İşte bu açıdan baktığımızda; bizler, Vakit ailesinin tüm okurlarına ve ailemize yeni katılan okurlarımıza, can-ı gönülden teşekkür ediyor ve sağolun, varolun diyoruz...
Evet, sağolun, varolun!..
Çünkü, her zaman olduğu gibi, bizi yine yalnız bırakmadınız... Zor zamanlarda hep sizinle istişare edip karar verdiğimiz gibi, geçtiğimiz günlerde yine size müracaat ettik ve sizden gelen; Ne karar alırsanız alın, sonuna kadar arkanızdayız şeklindeki güven ve destekle daha bir heyecan duyduk, daha bir coşku dolduk...
Bize duyduğunuz güvene, gösterdiğiniz ilgiye ve verdiğiniz maddî ve manevî desteklere, bir defa daha teşekkür ediyoruz...
Malûm, geçen hafta fiyatımızda 10 kuruşluk bir artış yaptık... Vakit, geçen hafta Salı gününden bu yana 60 kuruşa satılıyor... Açıkça söylememiz gerekirse; fiyatı artırmamız yönündeki yüzde 77lik görüşe rağmen, yine de endişe yaşadık...
Sayfa sayısını düşürün diyen yüzde 19luk okur kitlemiz, acaba ne diyecekti?..
Ama, şunu memnuniyetle gördük ki; okurlarımızın çoğu desteklerini esirgemeyip, şöyle dediler:
Sorduğunuz soruya; sayfa sayısının azaltılması doğrultusunda görüş bildirmiştim... Ama, madem ki fiyat artırımını isteyenler çoğunlukta, o halde ben de bu kararı destekliyorum... Fiyat 5 TL bile olsa almaya devam... Gücüm yettiğince desteğe devam.
Sadece bu yöndeki mailler değil, daha başka mailler de aldık ki, onlardan birini sizlerle de paylaşmak istedik:
Bu gazeteyi yıllardır alan ve okuyan bizler, kartel medyasının yayın organlarını okuyanlardan çok ama çok farklıyız.
Okur; bu gazeteyi neden aldığının ve niçin okuduğunun farkında.
Biz okurlar; bu gazetenin Türkiye için ne anlam taşıdığını ve hangi sorumlulukları üstlendiğini, bu topraklarda yaşayan her vatandaşa karşı yapılan haksızlık karşısında sergilediği tutarlı ve ilkeli duruşun, her haksız ve hakedilmeyen maddi kazançlara karşı gösterilen dimdik duruşun, inançlı insanların sesi ve yüreği oluşun farkındayız.
Kartel medyasının para muslukları kesilirse tükenir, ancak ne kadar zor şartlar olursa olsun bu gazete yaşar. Çünkü; bu gazetenin arkasında okur var, millet var.
Vakit eşittir okurdur, Vakit eşittir millettir.
Sonuç itirabiyle; güven ve destek mesajlı mail ve fakslarınız geçen hafta da akmaya devam etti... Hepinize ayrı ayrı teşekkürler...
CHP YETMEDİ, BİR DE YSK ÇIKTI!
Ve biz; biraz önce de ifade ettiğimiz gibi işte bu moral ve motivasyon ile, sesimizi daha gür çıkardık, skandalları daha yüksek sesle gündeme getirdik...
¥ Sadece geçen hafta gündeme getirdiğimiz haberlere bakacak olursak; bir gazeteciden çok Ergenekon Terör Örgütünün gerillası gibi hareket eden Cumhuriyetin Ankara Temsilcisi Mustafa Balbayın ihanet, kumpas ve entrika dolu günlüklerine en geniş yer veren gazete Vakit oldu... Sadece günlükleri vermekte kalmadık, yeni gelişmeleri, yorumları ve tepkileri de, en geniş biçimiyle aktardık sizlere!..
¥ Yine geçen hafta, CHPnin çarşaf açılımında samimi olmadığını da serdik gözler önüne... Malûm, CHP adayı Kemal Kılıçdaroğlu ve yardımcısı Gürsel Tekin, geçen hafta Beyoğlundaki Çiçek Barda Halkevleri mensuplarıyla buluşmuştu... Davetlilerden biri, çarşaflılara rozet takılmasına tepki gösterince, Gürsel Tekin, ağzındaki baklayı çıkarmıştı: Eğer böyle yapmasaydık, geçen seçimde aldığımız oyda kalırdık!!!
¥ Geçen haftanın, belki de en skandal olaylarından birisi, YSKnın aldığı iki karar idi... Seçimlere 10 gün kala alınan ve sadece internet sitesinde açıklanan YSK kararlarından biri Nüfus cüzdanlarında TC kimlik numarası olmayanların oy kullanamayacağı yönündeydi... Diğeri de, oy kullanılan mekânların kamusal alan ilân edilmesi ve dolayısıyla sandık müşahitlerinin başörtülü olamayacağının dayatılması idi!.. Vakit, YSKnın gizlice aldığı bu karara gösterilen tepkileri, Vatandaşa YSK zulmü!.. Ha YSK, ha CHP!.. YSK Başkanı tarafsızlığını yitirdi, istifa etsin! başlıklarıyla verdi...
Gerçekten de; Anayasa veya yasalarda kamusal alan diye bir kavram var mıydı ki, YSK olmayan bir yasak icadına girişiyordu?.. Kaldı ki; anayasa ve yasalarda başörtüsü yasağı da yoktu... Dolayısıyla, YSKnın aldığı karar, resmen ve alenen yasadışıydı!..
O kadar yasadışıydı ki; yasaklara verdiği destekle temayüz etmiş olan CHP bile, YSK dayatmacılığına isyan etti!.. Neyse; bu yasadışı yasaklarda bir Ergenekon gölgesi olup-olmadığını herhalde yakında öğreniriz!
GELDİM ANKARAYA BULDUM BELÂMI
¥ İsyan deyince; Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana dizeleriyle gündeme gelen Aşık Mahzuni Şerifin Danışman Oldum şiirinden bahsetmeden geçmek olmaz...
Malûm, içinde soğan geçen dizeleri okuduğu için; Başbakan Tayyip Erdoğan, hedef tahtasına oturtulmuştu... Bu şiir, Erdoğan aleyhinde kullanılmaya başlamıştı ki; Aşık Mahzuninin bir şiiri daha çıkmıştı ortaya... Aşık Mahzuni; Karayalçının talebi üzerine, ailesiyle birlikte Gaziantepten Ankaraya gelmiş ve 1990da Ankara Belediye Başkanı Murat Karayalçına danışman olmuştu... Ne var ki; kendisine hiç danışan olmadığı için, bu görevinden istifa eden Mahzuni, bir de isyan kokan şu şiiri yazmıştı:
Sözler verdi, gardaş gardaş konuştu,
Berhanınan Talipinen buluştu,
Ne yüzümü gördü, ne de tanıştı,
Ben Karayalçına danışman oldum.
¥
Birsen Hanım derler özel kalemi,
Murat Beye yetiştirmez selamı,
Geldim Ankaraya buldum belamı,
Ben Karayalçına danışman oldum.
Öyle umuyoruz ki;
Ankaralılar; Geldim Ankaraya buldum belâmı... Ben Karayalçına danışman oldum diyen Aşık Mahzuni gibi yanılmazlar, yanılıp da Karayalçına oy verdim, buldum belâmı demek zorunda kalmazlar!..
CHP GELİRSE BÖYLE YAPAR
¥ Sadece Karayalçının değil, halihazırdaki CHPli belediye başkanlarının ne yaptıklarını da serdik gözler önüne...
İzmir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlunun YSKdan farksız bir kafa yapısına sahip olduğunu; YSK, oy kullanma mekânlarını kamusal ilân edip başörtülülere yasak getirirken, CHPli İzmir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlunun da belediye otobüslerini kamusal alan ilân edip, başörtülü öğrencilere paso verme uygulamasını durdurduğunu duyurduk geçen hafta!..
CHPli Trabzon Belediye Başkanı Volkan Canalioğlu ise; 184 hayrat çeşmenin üzerinde bulunan Besmele levhalarını kazıttı!.. Evli çiftlere Kuran-ı Kerim hediye edilmesini yasakladı!.. Belediye binasında bulunan ve yıllardır ibadet edilen mescidi kapattı!.. Mezarlıklarda bulunan hadis levhalarını söktürdü, kütüphanelerdeki hadis ve tefsir kitaplarını toplattı!..
Vakit; CHPli belediyelerin neler yaptıklarını bu şekilde ortaya koyarken, neler yapacaklarının ipuçlarını da vermiş oldu!..
CHP gelirse böyle yapar başlığını atmamıza vesile olan haberlerinden dolayı muhabirlerimiz Kenan Kıran ve Hüseyin Kulaoğlunu tebrik ediyoruz...
VAKİT OKUMAYA DEVAM
Daha yığınla haber var ki; onlardan söz edemedik... Ama sizler, bizim söz etmemizi beklemeyin, alın bir Vakit, görün Türkiyede neler olup bittiğini!.. Çünkü Vakitte, sadece gündemdeki haberler değil, daha fazlası da var... Hem de, hiçbir gazetede okuyamayacağınız, sadece Vakite özel haberler!..
Okuyun!.. Vakit varken okuyun!..
Çünkü;
Okumak için, size Vakit yeter!..
Selâm, saygı ve gönül dolusu muhabbetlerimizle!