Kâinatta OLUŞMAK yoktur, YARATILMAK vardır. Her an her şey yeniden yeniye yaratılır!
Herhangi bir şey, rasgele, tesadüfen veya kendi kendine oluşmaz!
Her harfin bir kâtibi olduğu gibi, her sanat eserinin de bir sanatkârı vardır. Çünkü herşey bir kanun ile hareket eder.
Biraz daha açalım, insan oluşmaz yaratılır, dünya oluşmaz yaratılır, bitkiler oluşmaz yaratılır, depremler oluşmaz yaratılır, yağmurlar ve karlar oluşmaz yaratılır!
Hem de, her bir kar tanesine, farklı farklı nakışlar nakşeden bir nakkaş olmaz mı!
Velhasıl, kâinatta hareket eden hiçbir varlık, kendi kendine veya tesadüfen hareket etmez, belli bir kural ve kaideye tâbi olarak yaratılır!
Kanun’un kendisi iş ve icraat yapamıyacağına göre, o kanunu koyan ve kuran, iş ve icraat yapar. Yani bir yerde bir kanun varsa, muhakkak bir kanun koyucu da vardır.
İşte, kâinattaki bu kanunları koyan kanun koyucu kimdir?
Aklı olmayan, şuuru olmayan hatta canı bile olmayan doğa dediğimiz nesne mi?
Elma çekirdeğinin içerisine elma ağacının plan ve projesini acaba kim çizmiş? Buna da tesadüf veya doğa diyecek kadar aklımızı yitirmedik herhalde!
Evet Aziz Dostlar!
Aklımızı birazcık çalıştırır isek, insanın yaratılması, anne ve babamızın işi olmadığını anlarız!
O halde bu kadar mükemmel yaratılan insan, kimin eseridir?
Şöyle de bakacak olursak, yumurtayı tavuğun aklı yapacak kapasitede olmadığına göre, aradakiler hep birer sebeptir. Asıl yaratan ve işgören, perde arkasında Birisi var! Biz olmadığımıza göre kimdir? Bizlerden üstün bir “ÜST AKIL” olması gerekmiyor mu?
İşte O, kendisini bize, ALLAH diye tanıtıyor!
Şu dünyayı boşlukta, bir saniye geç kalmadan döndüren, doğa dediğimiz şey olamaz! Doğa da zaten dünyanın içindedir. Bir şey kendi kendini yaratamaz!
Onu döndüren, sonsuz gücü olan, bizleri bu dünyaya gönderen ve ummadığımız yerlerden bizleri besleyen Allah’dır.
İşte O Allah, Mülk Sûresinde bizlere bakalım ne buyuruyor:
“Çevir gözünü bak, hiçbir kusur görüyor musun?”
Yani her nereye bakarsak bakalım, aklı olan herkes, bir düzenin var olduğunu ve onu işleten birisinin varlığını anlar!
İşte biz insanlar, dünyada O’nun misafirleriyiz!
Bu şerefli hakîkati, hiçbir zaman unutmamalıyız! Unutursak, sonumuz felaket olacağı gibi, unutmazsak da, sonsuz saadetlere ulaşırız inşallah.
Cenab-ı Hak hepimizi unutmayanlardan eylesin...