Bismillahirrahmanirrahıım
Yaratıcımız, Yaşatıcımız ve Yöneticimiz Allah’ımıza hamd; Önderimiz, Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a) Efendimize, tüm Peygamberlerimize, izinden gidenlere, Ehlî Beyti’ne, Ashabına, canımız Ana ve Babamıza, Allah (c.c)’ın ilke ve inkılabı İslam’a tabi olan Mümin kardeşlerimize, Din ve Vatan muhafızı Şehid ve Gazilerimize salat ve selam olsun! )
Mübarek Ramazan’ı Şerif’i çok özledik! Ramazan’ın müjdecisi, 3 ayların ilki, adı şehr’ullah olan (Allahımızın ayı) Receb-i Şerif’e 2 Şubat Çarşamba günü; “Allah’ım! Receb ve Şaban Aylarını hakkımızda mübarek kıl. Bereketli eyle! Ve hepimizi Ramazan Ayına ulaştır!” duasıyla kavuşacağız İnşallah! Ve 3 Şubat Perşembe’yi Cuma’ya bağlayan akşam Regaib Gecesini dualarla ihya edeceğiz İnşallah! Haram (hürmet edilmesi) gerekli dört ayın ilki olan Receb-i Şerif ayında nefislerimizi, Anayasamız ve Ana Hayat Yasamız Kur’an-ı Kerim’e kavuştuğumuz Ramazan-ı Şerif Ayına; tefekkürle, teşekkürle ve tezekkürle hazırlamalıyız!
Allahımıza kulluk bilinci içinde olan bir Müslümanın her saati, her günü, her haftası, her ayı ve her senesi mübarektir! Ama onbir ayın sultanı Kur’an ve Oruç Ayı Ramazan-ı Şerif’e bedenen ve ruhen hazırlıklı girebilmek için O mübarek ayı Receb ve Şaban Ayı ile karşılamak hepimiz için büyük bir fırsattır!
Kaza oruçlarımızla, mazlumlara, işsizlere, evsizlere ve ülkemize sığınan vatansız kardeşlerimize dağıtacağımız sadaka, infak ve zekâtlarımızla vucüd arabamızı rektefe etmeliyiz!
Mal ve makam sevgisiyle katılaşan kalplerimizi lisani, kalbi ve fiili tövbe, zikir ve dualarımızla bypass yapmalıyız! Kalbimizdeki dünyevi pasları ve nefislerimizin azdırıcı istek ve arzularını İman, İhlas, İhsan, Namaz ve Duayla temizlemeliyiz!
Sohbetsizlikten ve birbirimize nasihatsızlıktan bozulan Sevgi, Saygı, Merhamet ve Uhuvvet ve ahirete hazırlık ayarlarımızı yeniden düzeltmeliyiz! ‘’Rağbetler, istekler ve gayretler’’ manasına gelen Regaib Gecesi’ni çok iyi değerlendirmeliyiz! Sadece Allahımıza kulluk bilincimizin artması için çaba göstermeliyiz! Bu mübarek vakitleri fırsat görerek; şahsi taleplerimizi, Ailevi isteklerimizi ve Mazlum Ümmet Coğrafyasının ahlarını, feryatlarını ve dayanılmaz çığlıklarını Secdelerde gözyaşlarıyla yazacağımız dua dilekçeleriyle Rahman ve Rahiym olan Allahımıza ulaştıralım!
Dağılan Aile Yuvalarının, devrilen değerlerimizin, çok özlediğimiz komşuluk, kardeşlik, alışveriş gibi ahlaki erdemlerimizin yeniden kazanılması için Allahımıza isteklerimizi ısrarla iletelim.
Cennetin ayakları altına hediye edildiği Analarımızın ve Babalarımızın bağışlanmaları ve bizlerden razı olmaları için rağbetimizi artıralım.
Dinimizin, ülkemizin, nefis ve nesillerimizin, namuslarımızın sigortası olan Maddi ve Manevi sahada güçlenmiş Süper güç Türkiye’nin oluşması için azmimizi artıralım!
“Ey Müslüman! İnsanlığın kurtuluş müjdesi olan şu ilâhî fermanı duyurmak üzere de ki: “İnsanlar; bakın Rabb’imiz ne buyuruyor: “Ey kendilerine yazık eden günahkâr kullarım; sakın Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin! Unutmayın ki Allah, tövbe edildiği takdirde bütün günahları bağışlar! Çünkü O çok bağışlayıcı, çok merhametlidir.” ( Zümer S.53) ilahi müjdeyle yeniden moralimizi düzelterek ve Allahımızın bağışlamasının günahlarımızdan çok daha fazla olduğunu düşünerek şirkten, küfürden, küçük ve büyük günahlarımızın affı için tövbe rağbetimizi artırmalıyız!
Allahımızın bizzat zatının Mümin kullarına öğrettiği;
“Ey Rabb’imiz, eğer unutur veya yanılır isek, istemeden, bilmeden işlediğimiz günahlardan dolayı bizi sorumlu tutma!”
“Ey Rabb’imiz! Bizden önceki ümmetlere isyankârlıklarından dolayı yüklediğin gibi, bize de ağır görev ve yükümlülükler verme!”
“Ey Rabb’imiz, güç yetiremeyeceğimiz sorumluluğu bize yükleme! İnsanın dayanma gücünü esasen aşmasa bile, bizim eksikliğimizden ve irâdemizin zayıflığından kaynaklanan sebeplerle, başarmakta zorlanacağımız, altından kalkamayacağımız ağır sorumluluklarla, dehşet verici belâ ve imtihânlarla yüz yüze getirme bizi, ya Rab! Günahlarımızı bağışla, bizi affet, bize merhamet eyle! Sensin bizim Mevla’mız, efendimiz, gerçek dostumuz! O hâlde, senin ayetlerini inkâr eden kâfir topluma karşı bize yardım eyle, ya Rab!” (Bakara S.286)ve
“Ey Rabbimiz! Gerçek şu ki biz, ‘Rabbinize inanın!’ diye imana çağıran bir davetçiyi (Peygamber’i, Kur’an’ı) işittik, hemen iman ettik. Artık bizim günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi ört, ruhumuzu iyilerle beraber al, ey Rabbimiz! Rabbimiz, elçilerin (vesilesiyle) va’ad ettiklerini bize de ver, (nimet ve nusretinden mahrum bırakma,) kıyamet gününde de bizi ’hor ve aşağılık’ kılma. Şüphesiz Sen, asla va’adine muhalefet etmeyensin (Hakk sözünde duransın)” (Ali İmran 193-194) duaları her zaman ve bilhassa Regaib Gecesi’nde Rabbımiz Allah(c.c)’a sunacağımız dilekçelerimizin manifestosu olsun İnşallah! Amiin
Nefsimizde, Ailemizde ve Ülkemizde “İslam Sözleşmesi ”nin uygulanması, Mescid-i Aksa’mızın, Osmanlıcamızın özgürlüğü, tatil olması dileğiyle Cuma Bayramımız ve Receb Ayımız ve Regaib Gecemiz mübarek olsun.