Eğitim sistemimizdeki yanlışları düzeltmek için hayırlı adımlar atmakta olan iktidarımızı hem desteklemek hem de uyarmak hepimizin imani görevidir!
Yıllardır süregelen maddeci, materyalist eğitim sistemi; nefislerimizi, nesillerimizi ve aile ocaklarımızı tarumar etmeye devam ediyor! Maymunları atası yapacak kadar soysuzlaşacak, dinden uzak bir nesil yetiştirme bu çarpık eğitimin ana hedefidir!
Batılılaşma öncesi Osmanlı’daki milli eğitim sisteminde okumayan cahiliye sınıfı eşkıya terörist olurdu. Ama bu çarpık eğitim sistemi, okuyan nesillerimizden bile dağ eşkıyası ve üniversite teröristi çıkarmayı başarıyor!
Bu tehlikeyi bilerek yola çıkan iktidarımız, tüm engellemelere rağmen çarpık eğitim sistemimizi Milli Eğitime dönüştürme çalışmalarına devam ediyor! Okullarımıza Kuran-ı Kerim, Siyer ve Ahlak derslerinin konulması milli bir eğitime dönüleceğinin işaretidir. Ancak bu hayırlı çalışmalara karınca hızıyla devam edilmesinin üzüntüsü içerisindeyiz. Maalesef meclis içi şer muhalefet ve bürokrasi, iktidarın en büyük ayak bağı olmaya devam ediyor!
Bu sebeple hâlâ ders kitapları Milli Eğitime, tarihimize ve medeniyetimize uygun hale dönüştürülememiştir!
Nesillerimiz; okul bahçelerinde bile esrar eroin satıcıları haydutların istilasından hâlâ kurtarılamamıştır!
Ahlaksızlık, soysuzluk, kişiliksiz hababam sınıfı yetiştirmeyi hedefleyen bu büyük asırlık yangını birlikte söndürmeliyiz! Soma’daki yangın üç yüz ocağı söndürürken, bu materyalist maddeci eğitim milyonlarca ocağı söndürmeğe devam ediyor!
Okulların yanlarında esrar eroin pazarlayanlar ile bakkallarda bile malum uyuşturucu hapı satanlara kim dur diyecek! Devletin yetkili birimleri nerededir! İstihbarat görevlilerimiz nerededir? Okulların müdürleri nerededir! Güya milli duyguya sahip medyamız nerededir!
“Bir cana kıyan tüm insanlığa kıymıştır” ayeti sadece kişiyi silahla öldürmek değildir. Vallahi uyuşturucuyla nesillerimizi öldürmek daha tehlikeli bir toplum katliamı ve cinayetidir! Uyuşturucuyla kişi ölmeden ölüyor! Ruhu, ideali, gençliği her şeyi ölüyor! Bağımlı gencin, iş, eş sahibi olamaması nedeniyle aile yuvası kurma ve çocuk sahibi olma nimetlerinden mahrum kalması manevi bir ölüm değil midir? Ana babalarını öldürebileceği potansiyel düşman görmesi belaların belası değil midir?
Ana babaların, yavrularının bıçaklı saldırılarından korktukları için yatak odalarını kilitlemeleri bir aile faciası, dramı değil midir? Ana babanın esrar bağımlısı evladını mahkeme kararıyla eve polisi davet ederek çocuğunu eli kelepçeli hastaneye gözyaşları içinde götürmeleri acı bir dram değil midir?
Ülkemizde fert başına milli gelir artarken, maneviyata dönülmezse azgınlığın daha da artacağını hâlâ göremiyor muyuz?
Yoksulken tiner kullanan gençlerimiz, zenginleştikçe eroin kullanıyorsa değişen nedir ki! Bela aynı bela değil mi?
İnternet yasak olmasına rağmen, kafeler küçük çocuklarla dolup taşıyorken ve ilkokullara kadar uyuşturucu satılırken, Belediye, Emniyet, Diyanet, Millî Eğitim ve Spor Müdürlüğü sorumluları nerededir!
Bu ölümcül haplar, esrar, eroinler ülkemize sokulurken gümrük görevlileri nerededir!
Ahiretin büyük duruşma gününde, sigara, uyuşturucu, hap, esrar, eroin, alkol ve fuhuş kurbanı gençlerimiz için, önce ana babanın sonra tüm sorumluların hesaplarının çetin olacağını bilmiyor muyuz?
Ayrıca, uyuşturucuyu pazarlayanlar ve kullananlar yakalandıklarında da ilk duruşmada cezaların basitliğinden gülerek beraat ediyorlar!
Torba yasaları çıkarmağa devam eden iktidarımızı, Allah için kardeşane uyarıyorum!!
Gençlerimizi yaşarken hayattan soyutlayarak tüm geleceğini öldüren bu hainlerin cezası; idam cezası yasallaşıncaya kadar müebbet hapis olmalıdır! Çünkü babamı öldüreni affedebilirim. Ama uyuşturucu hapları, esrar ve eroini üreten, pazarlayan ve satan cani eşkıya haydutlarını asla!
Uyarımızın ve sözün özü; “Hepiniz çobansınız ve idare ettiklerinizden sorumlusunuz! Ve sorumlu olduklarınızdan hesaba çekileceksiniz” Hadisi Şerifteki mesajı nebevidir!