İran’a, “İslam Devleti” demek, İslam Dinimize en büyük ihanettir! Ve İran’a “Şia” demek ise en büyük iftiradır!
İran; İslam kelimesini kullanarak Sünni’leri ve Şia ismini kullanarak, Şia Camiasını şer planlarına alet etmekte, dün olduğu gibi bugün de HAÇLI-SİYON birliğine hizmet etmeye devam etmektedir!
İran, “İslam Devleti” olsaydı; Balkanlar’da Bağımsızlığına kavuşan Hıristiyan Devletlerini tanırken, %99’u Müslüman olan Kosova’yı da tanırdı! Hâlâ bu Müslüman Bölgeyi Devlet olarak tanımıyor.
İran, “Şia” olsaydı; Ermenistan saldırısında Şia Müslümanlarının çoğunlukta olduğu Azerbaycan’a yardım ederdi! Ama devamlı Ermenistan’ın yanında yer aldı!
Amerikan’ın Irak’ı işgalinde Haçlılara karşı Cihad emri veren Şia Lideri Mukteda el Sadr’ı tasfiye etmek için alçak Sistani’yi hasta yatağındayken İngiltere’den getirterek Emperyalist Haçlıların Irak’ı işgaline sebep olan da, İran Acem Devletidir!
Nüfusunun yarısını oluşturan Azeri Türkleri, Şialaştırılmalarına rağmen İran’da hâlâ 3. sınıf vatandaştırlar!
İran’ı, Nüfusun Yüzde Otuzunu oluşturan Acemler yönetmektedir!
Ne acı ki; Siyonizm düşmanlığıyla halkı Müslüman olan ülkelerin tamamında taraftar bulmaya devam eden İran Acemi Devleti, İsrail’in önündeki engelleri bir bir kaldırmak için sınır ülkelerini işgalle ve güçlerini zayıflatmakla meşguldür. İsrail’le tek bir savaşı da yoktur!
Yani İsrail’in Oksijeni İran, İran’ın Oksijeni de İsrail’dir! Birbirine düşman gözükerek taraftar topluyorlar!
Tarih boyu halk arasında “Acem kurnazlığı” deyimininboşuna söylenmediğini bu acı gerçekleri yaşayarak öğreniyoruz!
İran Acemlerinin, Sasani Pers İmparatorluğunun tarihin çöp sepetine atıldığı Kadisiye mağlubiyetlerinden bu yana tam 1400 yıldır Müslüman Toplumlara kinleri ve düşmanlıkları asla sönmemiş!
Ve hâlâ; İslam ve Müslümandan alınacak intikam hırsları artarak devam ediyor!
Onlara o mağlubiyeti tattıran Sahabeyi Kirama sövmeleri adeta ibadetleri olmuş!
Hz. Ebu Bekir (r.a), Hz. Ömer (r.a), Hz. Halid Bin Velid (Musul’daki türbesi Esed Milisleri tarafından 2013’te yerle bir edilirken buna göz yuman kimdir?!), Hz. Sa’d ibni Vakkas (r.a) Efendilerimize kin ve öfkelerinin asıl sebebi ise bu acı mağlubiyettir! Hz. Ebu Bekir’in kızı olduğu için de Mü’minlerin annesi Hz. Ayşe (r.anha) anamıza, şerefsizce iftiraya devam ediyorlar!
Eğer Hz. Ali (r.a) Efendimiz, İslam Ordularının Mecusi (ateşperest) Sasani (İran) İmparatorluğunu yerle bir eden Kadisiye savaşında Halife olsaydı, Halife Hz. Ömer’e duydukları kini ve yaptıkları hakareti Hz. Ali’ye yapacaklardı! Acı mağlubiyetlerinden dolayı kiraladıkları Mecusi Ebu Lu’lu’ya Hz. Ömer’i şehid ettirdikleri gibi Hz. Ali’yi de şehid ettireceklerdi!
Hz. Ömer’i Şehid eden ve leşi Medine’de olan, suikastçı Ebu Lu’lu Feyruz el-Acem (Medineli bir YAHUDİ’NİN, KÖLESİdir) için İran’ın Keşan şehrinde sembolik bir türbe kurulmasına izin veren ve bu türbede “Ebu Bekir’e-Ömer’e-Osman’a ölüm” yazan ve yazdıranlara müsaade eden-ler kim-lerdir?
Yoksa; dün Ebu Lu’lu Feyruz el-Acem’in olduğu gibi bugün de sizler YAHUDİ’NİN KÖLESİ misiniz?
Türkiye’yi kontrollerinden kaçıran Haçlı İşgal Güçleri ve Siyonistler, Ortadoğu’nun Liderliği yalanıyla Şia ve Sünni Müslümanları birbirine savaştırmak için şimdi İran’ı yem olarak kullanmaya devam ediyorlar!
Netice;
İktidarımızı 5 Eylül 2013 tarihli “İran Dikkat! Ve İran’a dikkat!” başlıklı yazımızla uyarmıştık. Şimdi bu artan İrancılık tehlikesine ve fitnesine karşı bir kere daha uyarıyoruz. İrancılık tehlikesi Mel’un Feto tehlikesinden de büyüktür! Ve bu tehlike Devletimizin en üst sürokrasisine kadar yapılanmaya devam etmektedir!
Asıl hedefleri Sasani Pers İmparatorluğunu yeniden canlandırmak olan İran-Acem Fitnesine karşı; Şia ve Sünni Müslüman Topluluklarını acilen birliğe, kardeşliğe ve dayanışmaya çağırıyoruz!
Allah’ın, (cc) Peygamberlerin, Meleklerin, Hz.Hüseyin’in ve işgal bölgelerinde paramparça edilen bebeklerin laneti tüm Yezidi ve Firavuni zalimlerin ve işbirlikçilerin üzerine olsun!
Selâm, sevgi ve duayla