Ana Hayat Yasamız İslam; şahsi cezaları uygulamadan evvel eğitim, nasihat ve sohbetlerle hidayet, iman ve amel ilacıyla suçların bataklığını kurutmayı esas almıştır. İslam Dinimiz, fert ve toplumu suçlardan arındırmak için cezaları en son çare olarak sunmuştur.
Varlık içinde hırsızlık yapanın kolunun kesilmesi, dürüst ve emin dört tanığın şehadetiyle Zina eden evli erkek ve evli kadının recm edilmesi, zinakar bekarların yüz değnekle cezalandırılması, haksız yere cana kıyan katilin hakkında geride kalan yetimlerin kısas, diyet veya af taleplerinin ifasıyla ilgili İslami kurallar, fert, aile ve toplumların huzur ve refahı için getirilmiş ilahi şifa ve rahmet hükümleridir.
Hak ve özgürlükleri halkına esirgemeyen adil iktidarlara, silahla baş kaldıran teröristlere ve silahla yol keserek mala, cana kıyan soyguncu eşkıyaya;“Allah ve Resulüne (insan hak ve özgürlüklerine, akla, mala, namusa ve cana) karşı savaş açanların, (yol keserek terör eylemi yaparak) yeryüzünü ifsad etmek için koşuşanların cezası; suçlarının şekline göre ya ani öldürülmeleri veya (yakalandıklarında) asılmaları yahut cana kıymadan sadece silah tehdidiyle malları gasbettiklerinde elleri ile ayaklarının çaprazlama kesilmesi yahut eylemlerini başaramadan yakalandıklarında bulundukları yerden sürülmeleridir.
Bu onların dünyadaki rezillik ve rüsvaylığıdır. Âhirette ise onlara başkaca müthiş bir ceza vardır. Ancak kendilerini ele geçirmenizden önce tövbe edip teslim olanlar bu hükmün dışındadır. Biliniz ki Allah'ın affı ve merhameti boldur. (Maide S/33-34)” ayetlerindeki İslami Hukuk ilkelerinin uygulanması da tüm toplumun barış ve huzuru için İlahi bir rahmettir.
İslam Hukuku; bu maddi cezaları uygulamakla sadece ve sadece Devleti ve Devletin yargı ve güvenlik kurumlarını görevli kılmıştır. Fert, toplum, cemaat, tarikat ve sivil toplum örgütlerine bu cezaların hiçbirini uygulama yetkisi vermemiştir! Çünkü Dünyevi Cezalarla ilgili şeri hükümler ilk Müslümanların cemaat oldukları Mekke-i Mükerreme döneminde değil, Müslümanların Devletlerini kurdukları Medine-i Münevvere döneminde gönderilmiş Ayeti Kerimelerdir.
Ayrıca cahilliği, fakirliği önleyemeyen, ahirete toplumu hazırlayamayan, evliliğin önündeki maddi ve manevi engelleri kaldıramayan, haramlara giden yolları ve teşvikleri önleyemeyen hiçbir Devlete de vatandaşlarına (ta'zir (hapis), kısas cezası ve adil devlete başkaldıran ve vatandaşlarını canından ve malından etmeğe devam eden silahlı eşkıyaya verilecek cezalar dışında) had, recm gibi cezaları uygulama yetkisi verilmemiştir!..
Nitekim İslam Devlet Başkanı Hz.Ömer (r.a) “Bu sene devlet olarak fakirliği önleyici tedbirlerde başarılı olamadık. Yoksulluk nedeniyle hırsızlık yapanların kolunu kesmeyiniz” talimatını Valilerine bu sebeble vermiştir. İşte Hak düzeni bırakıp batıl yollara saptıktan sonra yalan, haset, gıybet, iftira, alkol, uyuşturucu, faiz, kumar, hırsızlık, yolsuzluk, zina, fuhuş ve cinayet gibi haramların bataklıkları oluştu. Bu bataklıklar yüzünden İslam'a isyan Alemi'ne dönüşen İslam Aleminin başı maddi, manevi ve ahlaki terör belalarından kurtulamıyor.
Bu bataklıkları maddi ve manevi eğitimle, nasihatla kurutmalıyız. Aksi halde ahlak, haya, edep, namaz, zekat şuuruna sahip, dindar bir nesli yetiştirinceye kadar terörizmin sivrisineklerinden kurtulmamız mümkün değildir. Akıl, namus, mal, nefis, nesil ve can dokunulmazlarımıza kasdeden uyuşturucu, alkol, sigara, faiz, kumar, zina, fuhuş ve cinayet terörü belaları dindar nesil eliyle İslami Düzene dönünceye kadar da asla bitmeyecektir.
Tekrar ediyorum!
Tam yüzyıldır kaldırılan İslam Düzeninin dokunulmazlığı, Devletlerin Ana hayat Yasa'sında değişmez ve değiştirilemez temel ilkesi oluncaya kadar tüm terör bela ve musibetlerinden asla kurtulamayacağız. Allah'ın, ilkesi İslam'ın ve Elçisi Önderimiz ve izinden gitmekle şeref duyduğumuz Hz.Muhammed (a.s) Efendimiz'in şeytan pisliği (*) taş parçası heykeller ve putlaştırdıklarımız kadar dokunulmazlıklarının olmadığı bir Dünya'da hangi terörü hangi ilaçla önleyeceğiz!
Çünkü halkı müslüman ülkelerdeki hala yürürlükteki şeytani rejimlerin bizzat kendisi en büyük terörizm bataklığıdır. Yaratıcımız, yaşatıcımız ve yöneticimiz Allah (c.c) İslami dokunulmazlıkları sağlamada yar ve yardımcımız olsun. Amiin *(Bak Maide Suresi Ayet 90)