“Allah yolunda öldürülenlere sakın ölüler demeyin! Onlar sizin anlayamayacağınız yeni bir hayat içindedirler!” (Bakara Suresi 154.) İlahi Müjdesi olan şehadet şerbetini içmeyi Allah (c.c), bize de ihsan buyursun!
Allah’ın (cc) emaneti olan İslam Dininin hakimiyetini ve Vatan, Can, Namus, Nesil, Mal emanetlerini korumak için yapılan her türlü siyasal, kültürel, kavli ve Fiili Cihadi çalışma “Fisebilillah” (Allah yolunda)’dır ve bu emanetleri koruma uğrunda öldürülenler şehid, yaralananlar da gazidirler!
Şehid; Cennetteki makamlarına ve Cennetin sayısız nimetlerine Ahiretin Gümrük kapısı olan Kabire girmeden daha yaşarken; Yaratan, yaşatan ve yöneten Allah’u Azimuşşan’ın vahdaniyetini kendi özünde tevhidleyen, muvahhid bir tanık (şahid-şehid) olarak yaşayan olduğu için, vefatı da şahitlik yani şehitliktir. Allah cc, yarattığı kulunun imanına-ameline-ihlasına tanık (Eş-Şehid Celle Celaluhu), Kul da; Rabbi’nin Yaratıcı-yaşatıcı ve yönetici olduğuna (şahid-şehid) olur. Elhamdulillah! Bu ne güzelliktir Ya Rabb! Radiyallahu Anhum ve Radu Anh (O onlardan, onlar da O’ndan razı)
Dünya hayatının bir imtihan alanı olduğu bilinciyle son nefesine kadar Rabb’inin vahdaniyetine şahit olarak yaşayan bir kulun, hayatını nihai olarak şehadetle süslemesi ne kadar güzel ve tabii bir sondur.
Peygamberlik makamından sonra en büyük derece Şehidlik makamıdır! Rabb’imiz bize de nasib etsin inşallah!
1071 Tarihinde Malazgirt’te Selçuklu Sultanı Alpaslan ve Ordusuna Anadolu kapılarını İslam Medeniyetine açtıran bu Şehadet ruhudur!
Anadolu Merkezli kıtalara ulaşan Dev Coğrafyamızda Büyük bir İslami Medeniyetin kurulması ve korunması hep bu şehadet ruhuyla gerçekleşmiştir!
İstiklal Harbimizi kazandıran ve Çanakkale’yi yarım milyonluk haçlı Ordularına geçilmez yapan ruh da bu Şehadet ruhudur!
“Mektebinde Şehadet dersi olan bir Milletin asla esareti yoktur!” inancı ve “Ya İstiklal! Ya ölüm!” şuur ve cesaretine sahib bir Ümmeti, kim yenebilir ki?
İçimizdeki kavmiyetçi, Sebataist mason mandacıların ihanetiyle bu şehadet ruhundan batılılaşma zehirleriyle uzaklaştırıldık!
Ölümden ve öldürülmekten korkan darmadağın, paramparça ve yutulmaya müsait bir toplum haline dönüştürüldük!!
Tam bin yıl birlikte koruduğumuz Vatanımızı; bu necis rejimin maneviyatsız ve maddeperest eğitiminin zehirlediği ve kendi okullarımızda yetiştirdiğimiz (!) kendi eşkıyamızdan koruma durumuna düşürüldük!
Hâlâ ders alıp akıllanmayacak mıyız!?
Hâlâ hepimizi yakmayı ve yok etmeyi Planlayan Şer Odakları ve uşaklarının oyunlarını görmeyecek miyiz!?
Devamlı, terörist ve eşkıya çıkaran ve madde bağımlısı sarhoş, eroinman, ahlaksız, saygısız, namazsız ve korkak nesil üreten bu çarpık rejim bataklığını ne zaman kurutmaya başlayacağız?!
Sadece öldürerek terörün önlenemeyeceği gerçeğini artık anlayıp, aşağıdaki acil tedbirleri ne zaman alacağız?!
Bunun için; Okullarımıza, “Ahirete hazırlık” “Şehadet” ve “İdareci seçme ve seçilme” derslerini acilen okutmalıyız!
Çocuklarımızı yetiştirilsinler diye teslim ettiğimiz öğretmenlerimizi sadece kura ile almak yanlışlığını bırakıp, adayları mutlaka sözlü imtihan ve mülakattan da geçirmeliyiz!
Anadolu topraklarında yaşayan Hıristiyan ve Yahudi vatandaşlarımızın dini günlerinde tatil olan cumartesi-pazar gibi; Haftalık bayramımız olan Cuma Gününü de talebelerimize ve tüm çalışanlara en az 4 saat tatil etmeliyiz!
Avrupa’da olduğu gibi talebelerin Din Derslerini camilerde tatbikatla öğretilmesine başlamalıyız!
Tercihe bırakılan Ana Hayat Yasamız Kur’an-ı Kerim, Siyer ve ahlak derslerini tercihe değil, tedrisata aslen dahil etmeliyiz.
F16’ların bombardımanıyla sonucunun ne olduğunu kestiremediğimiz cezalandırma yöntemi bir yana, Allah’ın (cc) Devlet’e görev olarak verdiği, “Millet ve devletle savaşan, kamu düzenini bozmaya çalışan, halka ve devlet görevlisine silah sıkarak, bomba patlatarak katleden terörist eşkıyanın ayağını ve kolunu çaprazlama kesin! Veya İdam edin” Ayetininin iniş sebeplerinin hikmetlerini anlamaya bu hikmetlerden uygulama noktasında dersler çıkarmaya çalışmalıyız.
“Osmanlı’da Fizan, Türkiye’de Van” misali, Doğu Vilayetlerini memurun sürgün yeri olmaktan kurtarmalıyız!
En ehil, emin ve sadık Valileri, Müftüleri, Kaymakamları, Komutanları, Savcı ve Hakimleri, Öğretmenleri ve Müdürlerimizi Doğu Vilayetlerimize acilen atamalıyız!
Hayvan üretimine ayrılan karşılıksız krediler gibi ahlaklı imanlı insan yetiştirilmesine de eğitim teşvik kredilerini vermeliyiz!
Milli STK ve Milli Vakıflarımızın Okul-yurt vs. Eğitim seferberliğine Maddi ve Hukuki desteği daha da artırmalıyız!
İşte çözüm!
İşte ilaç!
İşte İkaz!
Allah’a güven, Sa’ya sarıl...
Tedbir bizden Takdir Allah’tan (cc)!
“Allahım! Dinimiz, Vatanımız, Namus, Can ve Mallarımız için nöbette olan Askerlerimizi, Polislerimizi ve tüm Vatandaşlarımızı muhafaza eyle!”
“Allahım! Siyonist ve Emperyalist Devletlerin ve onların içimizdeki maşalarının planlarını Planınla imha eyle! Ülkemizi Onlara karşı güçlü kıl!”
“Allahım! Her türlü terörizmden ve teröristlerin şerrinden Dinimizi, Vatanımızı, Mal ve Canlarımızı, Nesillerimizi ve Namuslarımızı muhafaza etmek için çalışanlara daim yardım eyle!”
Dualarımızla Şehidlerimizin ruhları şâd, Makamları Cennet olsun.
Ülkemizin ve Milletimizin Başı daim sağ olsun!
Selam, sevgi ve dualarımızla.